Borsalar ekonomilerin barometresi midir?

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Alper Koç /Yatırım Finansman Menkul Değerler

Hisse senetleri piyasalarıyla ekonomi arasındaki neden-sonuç ilişkisinin tanımı, finans piyasalarındaki aktörler arasında bu dönemde de bir kez daha tartışmalara ve ayrışmalara konu olmakta. Bir kısım görüşe göre, bir süredir bilhassa hisse senetleri piyasalarında yaşanan coşkun yükselişler, ekonomilerin dipten döndüğü, küçülmelerin yavaşladığı, reel ekonomilere devletler tarafından verilen destekler, amaçlanan rahatlamaları sağladığı için gerçekleşmekte. Bir kısım görüşe göre ise hisse senetleri piyasalarının hareketleri, gelecekteki ekonomik beklentilerin önceden fiyatlandırılmasıyla dinamik kazanır. Böylece ekonomik iyileşmeler ve büyümeler, ya da kötüleşmeler ve depresyonlar piyasa katılımcıları tarafından önceden fiyatlandırılır. Bugün küresel ekonomilerin içinde bulunduğu kriz ortamında hisse senetleri piyasalarında yaşanan coşkun yükselişler de, VIX korku endeksinin 2008 Ağustos ayında bulunduğu seviyelere inmesi, doların dünyada değer kaybediyor olması, yakın gelecekte yaşanacak ekonomik iyileşmelerin ve büyümelerin, risk iştahında yarattığı artışın göstergesidir. İçinde bulunduğumuz dönemde hisse senetleri piyasaları dahil finans piyasalarında yaşanan coşkunlukların nedenleri içerisinde en önde geleni, kuşkusuz sürdürülen gevşek para politikaları sonucu yaratılan likiditenin, küresel ölçekte risk iştahını artırarak reel yatırımlar yerine spekülatif yatırımlara akması oldu. Risk iştahının artmasında; devletlerin sıkı maliye ve para politikalarına geçişleri ellerinden geldiği kadar erteleyerek finans piyasalarındaki oyunculara dolaylı yoldan destek vermeye devam edecekleri görüşü büyük etken oldu. Gevşek para politikalarının orta-uzun vadeli gelecekte enflasyon dinamiklerinin oluşmasına yol açacak olmasının gözardı edilerek, nasılsa zamanı geldiğinde onun da çaresinin bulunacağı varsayılarak her geçen gün artan küresel risk iştahı, ekim ayında küresel ölçekte hisse senetleri, bono ve döviz fiyatlarını da uzun vadeli direnç ve destek noktalarının sınırlarına kadar sürükledi. Gevşek maliye ve para politikaları sürdürülebilir değil, mutlaka yakın zamanda bitecek. Aksi durum, bir süre sonra dünyada enflasyon paniği yaratıp küresel ekonomileri bayağı yıpratır. Sıkı maliye ve para politikaları başladığında, dünyada beklenen rahatlamaların sağlandığı görülürse ve ardından finans piyasalarındaki yükseliş trendleri devam ederse, bu durumda başlıktaki sorunun cevabını tartışmaya gerek kalmayacak, gerçekten de "borsalar başta olmak

üzere, finans piyasaları ekonominin barometresidir" savı kesin zaferini ilan edecektir. Fakat aksine tekrar resesyonun derinleşmeye başladığı, hatta sonrasında küresel enflasyon yerine bilhassa deflasyon dinamiklerinin devreye girdiği görülürse ne olacak? Finans piyasalarında yaşanacak olan tarihsel çöküşlerle birlikte kuşkusuz ilk yapılacak olan, "borsalar ekonomilerin barometresidir" savında değişiklik yapıp yerine "kitlelerin duygularında yaşanan dinamikler borsaların barometresidir" savını koymak yerinde olacaktır. Ayrıca "Tarihsel dinamikler devreye girdiğinde, uzun vadeli düşüş trendleri içerisinde ilk düşüş dalgalarına tepki olarak ortaya çıkan orta vadeli spekülatif coşkunluklar durulduktan sonra yavaş yavaş yitirilen umutlar, beraberinde daha yıkıcı etki yaratan büyük düşüş dalgalarını tetikler" tezi bir kez daha netlik kazanacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017