Borsada yönü enflasyon ve faiz kararı belirleyecek
Son iki yılda enflasyonun altında bir performans gösteren Borsa İstanbul, bu yıl enflasyon ve Merkez Bankası’nın faiz kararlarını izleyecek. Her toplantıda 250 baz puanlık faiz indirimi dahi olsa TL mevduat yüzde 43’ün üzerinde bir getiri vadediyor. Geçmiş yıllara bakıldığında borsanın düşük enflasyon ortamında daha yüksek getiri sağladığı dikkat çekiyor.
Asgari ücretin ardından geçen hafta açıklanan aralık ayı enflasyon rakamlarıyla emekli maaşlarına yapılacak artış oranı da belli oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) aralık ayında enflasyonun aylık yüzde 1.03, yıllık yüzde 44.38 olduğu açıkladı.
Bu rakamlara göre, memur ve memur emeklisi yüzde 11.54, SSK ve Bağkur işçi emeklisi yüzde 15.75 maaş zammı alacak. Başta Motorlu Taşıtlar Vergisi, Özel Tüketim Vergisi, Emlak Vergisi olmak üzere vergi ve harçlar yeniden değerleme oranı olarak belirlenen yüzde 44 oranında artırıldı. Yılın ilk günlerde alınan bir diğer karar ise Merkez Bankası’ndan geldi. Merkez Bankası, döviz yükümlülüğü bulunan şirketlere KKM desteğinin sonlandırıldığını duyurdu.
Faiz indirimlerinin sürmesi bekleniyor
Yeni yılda piyasalarda fiyatlamalar üzerinde etkili olabilecek gelişmelerin başında enflasyonun seyri ve faiz indirimi kararları geliyor. Yine uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ile ilgili atacağı adımlar, jeopolitik gelişmeler ve ABD’de bu ay başkanlık koltuğuna oturacak Trump’ın alacağı kararlar yakından izlenecek.
Merkez Bankası’nın, aralık ayının son haftasında politika faizinde yaptığı 250 baz puanlık indirime benzer bir kararı bu ay 23 Ocak tarihinde yapılacak Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında da alacağına yönelik beklentiler kuvvetlendi. Özellikle aralık ayı enflasyonunun beklentilerin oldukça altında kalması faiz indirimi beklentilerini destekledi.
TL mevduatın cazibesi devam ediyor
Bu yıl PPK toplantı sayısını 12’den 8’e düşüren Merkez Bankası, şubat-mayıs-ağustos-kasım aylarında toplantı yapmayacak. Genel beklenti bu yıl faizlerde aşağı yönlü seyrin süreceği yönünde. Geçtiğimiz haftalarda bu sayfada yer alan hesaplamamıza göre, Merkez Bankası her toplantıda 250 baz puanlık indirime giderse, parasını TL mevduatta değerlendirenlerin kümülatif yüzde 44’e yakın net kazanç elde edecek.
Dolayısıyla bu yıl için de TL mevduat ve para piyasası fonları enflasyonun üzerinde sunduğu ‘risksiz’ getiri ile yatırımcıların en çok tercih edeceği yatırım araçlarının başında gelebilir. Sabit getirili enstrümanların cazibesinin sürecek olmasının hisse senedi cephesine nasıl yansıyacağı merak ediliyor. Zira geçen sene bu durum borsaya taze para girişini engellemişti. Ancak bu yıl hem faiz indirimlerinin başlamış olması hem de trendin sonunda borsaya girişlerin artacağı beklentisi önceden satın alınabilir.
Kredi notu kararları yakından izlenecek
Bu ayın sonunda 24 Ocak tarihinde Moody’s, 31 Ocak’ta ise Fitch, Türkiye’nin kredi notunu gözden geçirecek. Diğer iki kredi derecelendirme kuruluşuna göre 1 kademe düşük seviyede not veren Moody’s’in not artışına gideceği düşünülüyor. Geçen yıl ikişer kez not artışı yapan Fitch ve S&P’nin bu yıl birer kademe not artışı yapacağı görüşü hakim.
Borsanın geçtiğimiz yıllarda faiz kararları ve enflasyon rakamlarına göre nasıl bir seyir izlediğine baktık. Borsanın özellikle enflasyonun tek haneler ve tek hanelere yakın seyrettiği dönemlerde yatırımcılarına yüksek getirilen sunduğu dikkat çekiyor. 2022 yılı hariç enflasyon rakamlarıyla uyumlu bir faiz politikası uygulandığı düşülürse enflasyonla beraber düşen faiz ortamı hisse senetlerine talep yaratıyor.
Faiz kararlarının borsaya etkisi
Merkez Bankası’nın son 10 yıldaki faiz artırım ve indirim süreçlerinin borsaya yansımasına bakıldığında ise öne çıkan bir farklılık yok. Yani 2022 yılından önceki indirim ve artırım dönemlerinde borsa benzer performans gösterdi. 24 Eylül 2021-23 Haziran 2023 tarihleri arasında yüksek enflasyon ortamında düşük faiz politikası uygulanması alternatifsiz kalan borsaya talebi artırmış ve endeks bu tarihler arasında yüzde 303 yükselmişti. Faiz artırım ve indirim süreçleri içerisinde dönemin koşulları ve geleceğe yönelik beklentilerin satın alınıyor olması fiyatlamalarda farklılıklara neden olabiliyor.
Faiz artırımlarının olduğu dönemlerde ekonomik aktivitenin yavaşlaması ve şirket karlarının düşmesi bir dönem fiyatlamalar üzerinde etkili olurken faiz indirimlerinin başlayacağına yönelik beklentilverin önceden satın alınması ‘yüksek faiz’ döneminde fiyatlamalara yansıyabiliyor. Aracı kurumların bu yıla ilişkin endeks beklentileri 13 bin puan ile 14 bin 500 puan aralığında yoğunlaşıyor. Son iki yıl enflasyonun altında bir artış gösteren borsanın, bu yıl enflasyonu yenip yenmeyeceğini zaman gösterecek.