Borsada sıkılaşma sürecinin etkileri
Borsa İstanbul fiyatlamalarına baktığımızda son iki-üç yılda olduğu gibi fiyat oluşumunun temelinde enflasyon ve para politikalarının olduğunu görüyoruz.
Bazı dönemlerde artan enflasyon paralelinde fiyatlama yapan hisse senedi piyasamız TCMB’nin sıkılaşma hamleleri yaptığı dönemlerde konjonktürel düzeltmelere giriyor. Son dönemde bu hamleler karşısında enflasyon galip geldiği için piyasanın ve fiyatlar genel seviyesinin yukarı doğru gittiğini takip ettik. Soru şu; TCMB bu kez enflasyona karşı galip gelebilecek mi?
Cevabını birlikte arayalım. Öncelikle bu sürece nereden başladık bir bakalım. 2018 yılı öncesinde yıllık enflasyon çok uzun süre tek hanelerde kaldığı dönemin ardından uluslararası ilişkilerde ortaya çıkmak durumunda olan gelişmeler neticesinde kur yukarı gelmiş, kurdaki hareket dolayısı ile enflasyon yükselmişti, üzerine pandemi dönemi döneminde uygulanan düşük faiz ortamının enflasyona etkilerini takip etmiştik.
2021 öncesinde enflasyon, beslenmek için kur yükselişi vs gibi dış şoklara ihtiyaç duyuyordu, ancak 2021 sonundan itibaren ortaya koyulan politikalarla birlikte enflasyon kendi kendini besleyebilir güce ulaştı, hatta kur ve enflasyon arasındaki doğrusal ilişkide enflasyon döviz kurunu besler hale geldi ki, yılbaşından bu yana fiyatlar genel düzeyinin ortalama %15, kurun ise %10 kadar arttığını hatırlatalım.
Günün sonunda 2023 genel seçimlerinin ardından bu politikalardan vazgeçilip ortadoks zemine geri dönüldü, TCMB faizleri artırdı ancak 8 aydır uygulanan politikalar enflasyonu düşürmeye yetmedi. Yeni ekonomi yönetimi ile birlikte son 8 ayın aylık enflasyon ortalaması %5,53 oldu ki bu rakam tarihsel ortalamaların çok üzerine işaret ediyor.
TCMB’nin enflasyonla mücadelede yalnız kaldığını düşünüyoruz, bu yalnızlıkta bu hafta yapılacak yerel seçimlerin de fazlaca etkisi olduğunu düşünüyoruz, zira ekonomilerde dezenflasyonist süreçler için acı reçetelere ihtiyaç duyulur, bu acı reçete toplumun her kesiminin ekonomik refahını etkiler, bunun da sandıkta siyaseten sonuçları olur.
Bu hafta sonunu geride bıraktıktan sonra Türkiye’yi seçim olmasını beklemediğimiz bir 3,5 yıllık dönem bekliyor. Seçim sürecinin ardından TCMB’nin sıkılaşma hamlelerine miktarsal olarak devam edeceğini düşünüyoruz, ancak önümüzdeki dönemde mali politikalar tarafından da enflasyonla mücadeleye destek verilecek bir dönemin başlayacağını düşünüyoruz.
Yani yılın ikinci yarısında toplumun tüm kesimleri, bundan önce hissettiğinden daha fazla ölçüde acı reçete hissedecek gibi görünüyor. Şimdi biz gelelim borsa tarafındaki fiyatlamalara, 26 Şubat 9.450 zirvesinden itibaren enflasyonla mücadelede girilecek olan bu yeni, acı reçete içeren politikaların belirsizliği fiyatlanıyor, bir miktar da seçim belirsizliği var.
İkinci madde, bu hafta ortadan kalkıyor. Piyasada bunun getireceği bir rahatlama olacaktır. Ancak hemen birkaç hafta sonra bayram tatilimiz olacak, kredi faizlerinin rekor yüksek olduğunu bu dönemde kredili pozisyon taşıyan yatırımcı bayram tatili süresince faiz maliyetine katlanmak istemeyebilir, bunun da bir satış baskısı olabilir takip etmek gerekiyor. Bayram tatilinin ardından yıl ortasında borsada 10.000’li seviyeler görülebilir.
Enflasyonla mücadelede artacak vites, hisse senedi piyasasını baskılasa da, bu mücadele döviz kuruna ilişkin beklentileri çıpalayacağı için yabancı girişinde ivmelenme oluşturacaktır. Bu ivmelenmenin enflasyonla mücadele baskısını yeneceğini ve yılın ikinci yarısında borsanın reel olarak değer kazanacağını düşünüyoruz. Yine de sert bir ralli beklentimiz yok, tüm bu değerlendirmeler ışığında, yılsonuna ilişkin 12.500 beklentimizi korumaya devam ediyoruz.