Borsa’da seçim öncesi bekleyiş sürüyor
Borsa İstanbul hisse senedi piyasasında seçim sürecine yönelik belirsizlikler devam ediyor. Türkiye ekonomisi ve Borsa İstanbul yatırımcısı, seçim dönemleriyle ilgili anlamlı düzeyde bir kas hafızasına sahip diyebiliriz. Seçimlere belli bir süre kala yatırımcı kitlesi seçim sonuçlarına yönelik bir karar verir ve fiyatlama yapar, genellikle de sonuçlar bu fiyatlamaları doğrular nitelikte olurdu.
Ancak bu seçim dönemi Borsa İstanbul fiyatlamaları açısından önceki dönemlerden farklı bir manzara oluştu, seçimlere 18 gün kalmasına rağmen anketlerde anlamlı bir sonuç göremiyoruz. Açıklanan anketlerde ya güven düzeyi düşük ve yanlı olduğuna ilişkin endişeler var, yada sonuçlar birbirine çok yakın olduğu için karar almak güç hale geliyor. Yatırımcının karar alamıyor olmasına yönelik olarak 2019’da ilk İstanbul yerel seçimlerinde ortaya çıkan başa baş skor da bu durumu destekler nitelikte görünüyor.
Tüm bu kısıtlara rağmen, siyasi bir sonuç tahmin edebilen yatırımcının seçim sonrası oluşacak ekonomik ortamı ön görmesi bir o kadar zor çünkü siyasi partilerin seçim beyanlarında ekonomi politikalarına ilişkin nasıl bir yol izleneceğine yönelik açıklamaların sınırlı olduğu görülüyor. Burada en temel unsur para politikalarına ilişkin belirsizlikler olmaya devam ediyor.
Türkiye Ekonomi Modeli kapsamında faizlerin düşürülmesiyle oluşan enflasyon, talebi öne çekerek şirket karlarını yukarı itti, tasarruf sahipleri cephesinde ise oluşan getiri arayışı, yatırım yapma noktasında bu şirketleri cazip gale getirdi. Endeks 3 aydır takip ettiğimiz geri çekilmelere rağmen faizlerin düşürülmeye başlandığı 2021 ekim döneminden bakacak olursak ulaştırma endeksi 8 kat, Borsa İstanbul 100 endeksi 3,5 kat primli olmaya devam ediyor.
Seçim sonrası uygulanacak faiz politikalarına ilişkin olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faizlerin artmayacağını söylemine ilişkin olarak bu modelin sürdürülmesi noktasında ciddi soru işaretleri olan bir kesim varken, muhalefetten gelen ortadoks politikalara dönüş söylemleri de, Türkiye ekonomisi böylesine kırılgan bir dönemden geçerken, çiçeği burnunda bir siyasi iktidarın, enflasyonla mücadele noktasında faiz arttırarak ekonomiyi ne ölçüde baskılamak isteyebileceği soru işareti olmaya devam ediyor.
Bu kapsamda piyasada işlem hacimlerinin yarı yarıya düştüğünü görüyoruz. Ocak ayında 126 milyar TL olan günlük hacim, nisan itibariyle ortalama 70 milyar liraya kadar gerilemiş durumda. Önümüzdeki 11 iş gününde işlem hacminin benzer şekilde zayıf, piyasanın seviye itibariyle ise 4.800 – 5.200 bandı içinde 5.000 ortalamalarda devam edeceğini ön görüyoruz. Bu süreçte birinci çeyrek bilançolar gelmeye devam edecek ancak bilançolara ilişkin fiyatlamaların zayıf ve arka planda kalacağı bir süreç olacağını düşünüyoruz.
Vadesi yıl sonu olan yatırımcı için bu seviyeler fırsat niteliğinde
Tabii seçime kadar olan süreç oldukça belirsiz olmasına rağmen içinde bulunduğumuz enflasyonist ortamda Borsa İstanbul açısından 4. Çeyreğe ilişkin beklentilerimizi yüksek tutuyoruz. Seçimin ardından taşların yerine oturmasıyla birlikte Borsa İstanbul tarafında yıl sonu için 7.500 – 8.000 seviyesinde oluşan beklentimizi korumaya devam ediyoruz.