Borsada seçim belirsizliği gölgesinde geçecek bir bilanço dönemi başlıyor
Küresel tarafta mart ayında yaşanan banka iflaslarının oluşturduğu tedirginlik bir yandan devam ederken, geçen hafta açıklanan PMI rakamlarındaki bozulma açıklanan ve bazı ekonomik verilerdeki yavaşlama emareleri resesyon endişelerini artıran gelişmeler oldu.
Bu kapsamda Uluslararası Para Fonu (IMF), geçen hafta yayınlanan Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda küresel ekonomik büyüme tahminini bu yıl için %2,9'dan %2,8'e ve 2024 için %3,1'den %3'e düşürdü.
Bu gelişmeler neticesinde Fed’in faiz artış patikası ve bilanço küçültme operasyonlarının yavaşlayacağı beklentisi ile hisse senedi piyasalarında, görece güçlü duruş devam ediyor. İçeride ise 117 milyar dolara ulaşan yıllık dış ticaret açığı, kur tarafındaki stres birikimini artırırken özellikle seçim öncesi fiyatlamalarda bozulma olmaması adına alınan makroihtiyati tedbirlerin devam ettiğini görüyoruz.
Bu kapsamda hem spot piyasada hem vadeli işlem piyasalarında oluşan döviz fiyatlamalarında spreadlerin arttığını takip ediyoruz. Borsa tarafında 5.000 seviyesinin üzerinde oluşan fiyatlamada işlem hacimlerinin ortalamaların altında seyrettiğini görüyoruz.
Mart ayı başından ramazan ayının başlangıcına kadar devam eden dönemde ortalama işlem hacmi 104 milyar TL olurken son bir ayın işlem hacmi ise ortalama 75 milyar TL olarak kaydedildi. Borsaya bir süredir yön veren yerli bireysel yatırımcı ilgisinin son dönemde artan halka arzlara doğru kaydığını ve bakiyeli yatırımcı sayısının halka arzlara göre şekillendiğini düşünüyoruz.
İlk çeyrekte hareketli bir dönem geçiren otomotiv şirketlerinde karlılık hem yıldan yıla hem de çeyreklik olarak güçlü artışlar kaydedebilir, diğer taraftan perakende ve havacılık sektörü de benzer şekilde güçlü bir dönem geçirdi. Perakende tarafında gıda ve tekstil perakendeciliği biraz daha öne çıkabilir.
Havacılıkta ise Türk Hava Yolları’nın yolcu sayısını geçen sene ilk çeyreğe göre %30 kadar artırdığını biliyoruz, bunun bilanço içinde karlılığı destekleyeceğini düşünüyoruz. Konsolide olmayan finansal sonuçlar 2 Mayıs tarihine kadar, konsolide finansal sonuçlar ise 10 Mayıs tarihine kadar, bankalar ise bu süreci 22 mayıs tarihine kadar tamamlanmış olacak.
Geçen yıldaki güçlü baz etkisi ve enflasyonun önceki yıla kıyasla bir miktar yavaşlamasıyla 2023 yılında birçok sektör ve şirkette geçen yıla kıyasla gelir ve kâr artışında yavaşlama yaşanacağını değerlendiriyoruz. Şubat ayında yaşadığımız deprem felaketinin bilançolar üzerinde etkisi hissedilir düzeyde olacak gibi görünüyor.