Borsa yatırım fonlarında kripto varlıklar dönemi
Sene başında kripto varlıklar dünyası için çok önemli bir gelişme olan Bitcoin’e dayalı ETF’leri, yani borsa yatırım fonlarını değerlendirmiştim. ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'nun (SEC) bu hamlesi tüm dünyada büyük ses getirmiş ve gözler diğer büyük kripto varlık olan Ethereum’a (ETH) çevrilmişti. Nihayet 23 Mayıs’ta oradan da haber geldi. VanEck, BlackRock, Fidelity, Grayscale, Franklin Templeton, ARK 21Shares, Invesco Galaxy ve Bitwise gibi pazarda önemli bir etkiye sahip kurumların resmi olarak Ethereum ETF işlemlerine başlamasının önü açıldı.
Bu kurumların kendi borsalarında listeleyip ve işlem görmesini sağlamaları için SEC’in talep ettiği S-1 formlarını imzalamaları gerekiyor. Kriterleri karşılayan herhangi bir menkul kıymetin, hisselerin ulusal bir borsada listelenebilmesi için önce bir S-1 başvurusuna sahip olması önemli. S-1 formu genel olarak şirketlerin sermaye gelirlerinin planlanan kullanımı hakkında bilgi vermesini, mevcut iş modeli ve rekabeti detaylandırmasını ve planlanan menkul kıymetin kısa bir açıklamasını sunmasını, fiyat metodolojisi ve listelenen diğer menkul kıymetlerde meydana gelecek herhangi bir seyreltmeyi sunmasına yönelik olarak hazırlanıyor. Bu sürecin ne kadar süreceği tam olarak kestirilemiyor.
"Kripto topluluğu için heyecan verici"
Sektör oyuncuları da bu adımı gayet olumlu değerlendiriyor. Bitpanda'nın kurucu ortağı ve CEO'su Eric Demuth’un “Bu onay, ABD'den yeni kurumsal yatırımcılar, daha az dalgalanma ve kriptonun finans dünyasındaki uzun vadeli geleceğine dair daha fazla kanıt anlamına geliyor” yorumunu önemli buluyorum.
BTC ve ETH açısından bu gelişme ile hem kurumsal hem de perakende ABD'li yatırımcılar, bu varlıkların hareketlerini takip edebilecek ve düzenlemeye tabi olmayan bir borsada hesap veya dijital cüzdan açmaya gerek kalmadan satın alma işlemi gerçekleştirebilecek. Diğer yandan bu gelişmenin kripto para birimlerini kitleler tarafından tanınan meşru bir yatırım olarak sağlamlaştırıp sağlamlaştırmadığını zaman gösterecek.
Buna paralel olarak kripto varlıkların güvenliği alanında çalışan Coincover'ın üst düzey yöneticisi Alex Saleh’in “Bu gelişme, kripto topluluğu için heyecan verici, ancak hâlâ bu yeni finansal aracın getirdiği riskler var. Ethereum ETF'lerin yaygın şekilde benimsenmesi, fon yöneticilerinin çeşitli saklama yöntemlerinde büyük miktarlarda Ethereum biriktirmesine yol açacaktır. Bu da siber saldırıların ve olası insan hatalarının ana hedefi olacaktır. Tüm bu gelişmeler güvenliğin ETF yöneticileri için en önemli öncelik olması gerektiği anlamına geliyor” yorumu da güvenliğin hâlâ en önemli unsurlardan biri olduğunu gösteriyor.
"Stake konusunda tartışma sürüyor"
JPMorgan analistlerine göre ise bu ETF onayı 2024 ABD Başkanlık seçimleri öncesinde giderek artan siyasi bir konu olarak görülüyor. Bu nedenle, spot ETH ETF ticaretinin kasım ayından çok önce başlaması bekleniyor.
Diğer bir konu ise “staking” konusundaki değerlendirmeler. JPMorgan analistleri, staking'in fon ihraççıları ile SEC arasında önemli bir konu olduğunu, çünkü bir ETF hissedarı adına ETH'yi stake eden ihraççının bir yatırım sözleşmesini temsil edip etmediğinin belirsizliğini koruduğunu söyledi. Aynı analistler, "Stake etme konusundaki tartışma devam ediyor gibi görünüyor, çünkü artık odak noktasının bu ihraççıların bu tür stake etme ödüllerini kendileri için saklayıp tutup tutamayacakları olduğunu anlıyoruz" yorumunu yapıyor. Bu gelişmelerin tüm perspektiflerden detaylı olarak irdelenmesi gerekiyor. Dünyadaki bu gelişmelere paralel olarak ülkemizde de kripto varlıklarla ilgili düzenlemeler konusunda önemli adımlar atılıyor. Sermaye piyasası kanunu altında, gelecekte borsa yatırım fonlarının kripto varlıklarla ilişkisinin kurulması açısından, şu anda yaşanan gelişmeleri çok kıymetli buluyorum.
Güzel bir gelecek için…