Borsa İstanbul ve yabancı yatırımcılar
2023 yılında yapılan Cumhurbaşkalığı seçimlerinden sonra ekonomi yönetiminde yaşanan değişiklik ve uygulanan ekonomi modelinde yeniden Ortodoks ekonomi modeli ile birlikte yabancı yatırımcı ilgisinde bir artış görülmüştü.
Özellikle satın alınan hikayenin arkasında Türkiye’nin gri listeden çıkışı ve ülke kredi notunda artış beklentileri bu motivasyonun temelini oluşturmuştu. Bilindiği üzere borsalarda “beklentiler satın alınır, gerçekler satılır” diye temel bir söylem vardır. Bu bahsettiğimiz iki konuda da beklentiler gerçekleştikten sonra yabancı yatırımcıların aldıkları pozisyonları realize ettiklerini gözlemliyoruz. 2024 yılında ilk dokuz ayında 2,50 milyar dolar net satış gerçekleştirmiş durumdalar.
MSCI Dünya endeksi yeni zirveler yaparken bizim Borsa İstanbul Bist100 endeksinin negatif ayrışarak zirvesinden yüzde 20’den fazla uzaklaşmış vaziyette. Yabancı yatırımcıların ilgisini nasıl tekrardan çekebileceğimiz üzerine kısa değerlendirmeler yapmaya çalışalım. Öncelikle bunun için yeni beklentiler oluşturmak gerekli. Peki Yabancı Yatırımcı Girişini Etkileyecek Faktörler neler olabilir kısaca değerlendirelim:
-Swap Kanallarının Açılması: Yabancı yatırımcıların giriş ve çıkış anındaki riskleri kontrol edebilmeleri için swap kanalları önemli bir unsurdur. Swap kullanarak çıkış anında oluşabilecek maliyetleri belirleyebilmek, yatırımcıların kur riskini ölçümlemelerini sağlar. Bu da onlara daha güvenli bir pozisyon açma şansı tanıyacaktır.
-Enflasyon Muhasebesi: Enflasyon muhasebesi standardına geçişle birlikte, geçmiş finansal tablolar ile güncel tablolar arasındaki bağ zayıflamış durumdadır. Bu durum, öz sermayelerin güçlenmesine rağmen kârlarda erozyonlar yaratmaktadır. Şirket değerlemeleri bu sebeple aşağı yönlü revize edilmektedir. Enflasyon muhasebesinin 3/6/9 aylık bilançolarda uygulanmaması sadece 12 aylık bilançolarda uygulanması ya da tamamen kaldırılması, borsa üzerindeki baskıyı hafifletecektir.
-Açığa Satış Yasağının Kalkması: Spot piyasanın derinliğinin artması ve mevcut fonların VİOP’da hisse bazında yeterli derinlik bulamaması nedeniyle pozisyonlarını dengeleyememeleri gibi durumlar haksız rekabete neden olmaktadır. Açığa satışın serbest bırakılması, ikili işlemlerin önü de açılacağından piyasaya derinlik ve likidite getirecektir. Böylece fiyat dengesizliklerini önleyerek daha sağlıklı fiyatlamaların oluşmasını sağlanacaktır.
-Not Artışındaki Sürdürülebilirlik: Mevcut ekonomik programın ve ekonomi yönetiminin sürekliliği önem taşımaktadır. Özellikle son dönemde ekonomi yönetimi üzerinde değişiklik olacağı ve uygulanan programın sekteye uğrayacağı gibi endişelerin dillendiriliyor olması endişe kaynağı olmaktadır.
Hatta Moody’s’in son not kararında eski modele dönüş kaygılarına yer verilmesi, mevcut politikaların ve ekonomi kadrolarının devamının güvence altına alınması gerekliliğini ön plana çıkartmaktadır. Bu bağlamda, TCMB ve PPK kurul üyelerinin görev sürelerinin kanunla güvence altına alınması ve mevcut programın seçimlere kadar uygulanması önem arz etmektedir. Böylece dış piyasada güven tekrar tesis edilecektir.
-CDS Primi: Türkiye’nin CDS primi, benzer kategorideki ülkelerle yakınsama göstermelidir. Bu aradaki sür-primi ortadan kaldıracak güven ortamının tesisi de yukarıda saydığımız maddeler ile bağlantılı olacaktır. Böylesi bir durumda, yabancı yatırımcı portföy girişini kolaylaştıracak bir zemin hazırlayacaktır.
-MSCI ve FTSE Endeksleri: Borsa İstanbul hisse senetlerinin MSCI ve FTSE gibi endekslerdeki ağırlığının artırılması, yabancı yatırımcıların dolaylı olarak Türk hisselerine yatırım yapma olanaklarını artıracaktır.
-Sıkı Para Politikası: Sıkı para politikasının maliye politikaları ve yapısal reformlarla desteklenmesi gereklidir. Bu konuda adımlar atıldığını gözlemliyoruz. Ancak yabancı yatırımcılar hala ikna olmuş durmuyor.
* VİOP pozisyonlarının gün içinde spot piyasadaki gibi görünmesi ve takip ediliyor olması, daha şeffaf bir ortam yaratacaktır. Kısaca tekrardan 2013 öncesi piyasa koşulları ve iklimine dönmek önemli olacaktır.