Borsa İstanbul İVME’sini koruyabilir mi?
Dünya borsalarında aşağı yönlü dalgalı seyir devam ediyor. Ticaret savaşlarının büyüme üzerindeki faturası ortaya çıkmaya başladı. Mayıs ayı ABD imalat sanayi PMI verisi ve yeni siparişler kalemi 2009 üçüncü çeyrekten beri görülen en düşük seviyelere geriledi.
Avrupa PMI rakamları büyüme cephesinde daha da karamsar bir tablo çiziyor. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde AB karşıtlarının güçlenmesi ve İngiltere’nin Avrupa Birliğinden anlaşmasız çıkış riskleri Avrupa ekonomisinde ve piyasalarında aşağı yönlü baskıyı artırıyor. Uyarılara rağmen bütçe açığını yükseltmeye karalı İtalya euronun yeni dipler görmesine neden oluyor.
Türkiye varlıkları uzun bir aradan sonra ilk kez dünya piyasalarından olumlu ayrışıyor. Haftanın son iki günü piyasalardaki yükselişte açıklanan yeni finansman paketi (İVME) ve S-400 alımının erteleneceği spekülasyonları kadar, 2018 Ağustosa ayında görülen dip seviyelerden gelen tepki alışları da etkili oldu.
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak tarafından açıklanan "İleri, Verimli, Milli Endüstri (İVME) Finansman Paketi" haftanın en önemli gelişmesiydi. Cari açığı azaltacak, istihdamı artıracak, teknolojik anlamda katma değer yaratabilecek sektörlere kamu bankaları yoluyla 30 milyarlık destek içeren paket ile ekonomide sert iniş tehlikesi bertaraf edilmek isteniyor.
Enflasyon veya DİBS faizleri üzerine vadeye göre iki üç puanlık fark eklenerek uygun maliyetle sunulacak olan kredi zor durumdaki şirketlere can suyu sağlamakta etkili olabilir. Ancak iki temel sorun var. Türk lirasının değer kaybettiği ve en büyük ticari ortağımız Avrupa’nın yavaşladığı bir konjonktürde şirketler neden yatırım yapsın? Hazine’nin uzun vadeli borçlanmaktan imtina ettiği bir ortamda kamu bankaları piyasa şartlarına göre daha düşük faizli uzun vadeli kredileri nasıl finanse edecek?
Büyük resme bakalım. Özel sektör bankalarının yurtdışı borç çevirme oranlarını yüzde 65-70 bandına çektiği ve önceliği aldıkları borçları geri ödemeye verdiği bir konjonktürde genişleyici maliye politikasıyla ve kamu bankalarının kredileriyle ekonomideki sert inişin önüne geçilmesi kolay değil.
Toparlayalım. Dünya borsalarındaki tepki alışlarının sürmesi durumunda kısa vadede Borsa İstanbul’daki yükselişin devam ettiğini görebiliriz. İstanbul yerel seçimleri öncesinde S-400 alımının ertelenmesi piyasalardaki risk primini düşürüp Türkiye varlıklarını destekleyebilir. Geçen sene rahip Brunson’un serbest bırakılması sonrasında de kısa süreli bir yükseliş yaşanmıştı.
Ancak Türkiye varlıklarındaki yükselişin ivmesini koruyabilmesi için asıl önemli olan seçimler sonrasında ülkenin normalleşmesini sağlamak ve ekonomiyi yeniden siyasetin önüne koymak. Bunun yolu ise maalesef büyümeyi canlandırmaktan değil ekonomideki sert inişin finansal istikrarsızlığa yol açmadan aşılabileceğini göstermekten geçiyor.