Borçlanmanın seyri bütçeye bağlı…

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA [email protected]

Bütçe sonuçları… 
Maliye Bakanlığı, bu hafta başında 2014 Mayıs ayı ve 2014 Ocak-Mayıs dönemi bütçe sonuçlarını açıkladı. Bütçe sonuçları kısaca şöyle… 

• Geçen yıl 4.6 milyar lira olan mayıs ayı bütçe fazlası bu yıl 1.5 milyar liraya gerilemiş. 
• Bütçe gelirleri, bu ayda geçen yıla göre yüzde 7.6 artış gösterirken; bütçe giderleri yüzde 18.9 oranında artışmış. 
• Ocak-mayıs dönemi itibariyle bütçe, geçen yıl 4.3 milyar lira bütçe fazlası vermişken bu yıl aynı dönemde 2.8 milyar lira açığa dönüşmüş. • Bu arada faiz dışı fazla rakamı hem mayıs ayı ve hem de 5 aylık sonuçlar itibariyle hemen hemen aynı kalmış. 
Bu seyir bir önceki ay ve aylar için de aynen geçerli. Yani; bütçenin gelir kalemleri daha az artıyor, buna karşın gider kalemleri hız kesmiyor. Bu da “bütçe açığı” olarak karşımıza çıkıyor. Bütçe açığı ortaya çıkınca bu kez söz konusu açığın finansman sorunu ile karşılaşıyoruz. Söz konusu açığın finansmanında da ilk başvurulan kaynak borçlanma oluyor. 

Borçlanmada neredeyiz?... 
Bilindiği üzere; en zengininden en fakirine kadar tüm ülkeler borçlanır. Bu borçlanma; 
• Nakit dengesizliği ortaya çıktığında, yani nakit girişleri ile çıkışları arasında zamansal farklılık olduğunda, 
• Bütçe giderlerindeki artışa bağlı bütçe açığı ortaya çıktığında, • Büyük alt yapı ve sosyal politika yatırımları yapıldığında, ortaya çıkar. Bu durumlarda borçlanma kaçınılmazdır.Bakıyoruz da Hazine’nin borçlanmasının, özellikle bütçe açığına bağlı olarak değişim göstermeye başladığını görüyoruz. 

Aslında bir hakkı teslim edelim ki; son 10 yılın borçlanma politikası başarılıdır. Türk Hazine yönetimi, borçlanmayı, çağdaş enstrümanlarla, politikadan uzak ve çağdaş borç yönetimi anlayışı ile gerçekleştiriyor. Nitekim bu son 10 yıllık dönemde; 
• İç borçlanma vadesinin 5.5-6 yıla yükseldiğini, 
• Sabit faizli borçlanma enstrümanlarına ağırlık verildiğini, - Özellikle iç borçlanmanın tamamen Türk Lirası cinsi olduğunu, 
• Böylece Hazine’nin benimsediği stratejik ölçütlerin büyük ölçüde yakalandığını, çok net bir şekilde görüyoruz. 

Ancak; bu olumlu gidişi bozan ve hatta orta vadede tehlikeye sokabilecek olan gelişmeler, borçlanmayı da olumsuz etkiliyor. Şöyle ki artan bütçe açığına bağlı olarak; 
• 2014 yılının ilk 4 ayındaki borç servisi oranının 2014 yılı borçlanma programının yüzde 43’üne ulaştığı, 
• Özellikle dış borçlanmaya ağırlık verildiği ve geçen yılın ilk dört ayına göre 1.6 kat arttığı, 
• Geçen yıla göre iç borçlanma faizinin değişken faize doğru kaydığı, 
• Borçlanma vadesinin geçen yılın aynı dönemine göre 9 ay kadar düştüğü, 
• İç borç çevirme oranının yükselmeye başladığı, anlaşılıyor. Oysa borç yönetimi konusunda, özellikle 1990’lı yıllarda yaşadığımız kabuslu günlerin akla bile gelmemesi gerekir. Hazine’nin, her türlü müdahaleden uzak ve tamamen piyasa kurallarıyla ve çağdaş enstrümanlar kullanarak uyguladığı doğru borçlanma politikasını heba etmemeliyiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar