Borç ve enflasyon, kura müdahale getirebilir

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS [email protected]

 

Bir ülkenin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyede olması iyidir. Böyle bir kredi notundan rahatsızlık duyan bir ülke olmaz. Finans piyasalarındaki, ekonomideki dalgalanmaların suçlusu yatırım yapılabilir düzeydeki kredi notu olabilir mi? İki büyük kredi derecelendirme kuruluşundan yatırım yapılabilir seviyedeyiz. İlk günden bu durumun negatif taraflarını bulmaya çalışıyoruz. Finans yorumcusu apolitik olur. Piyasa görüşlerine ideoloji karıştırmaz. Biraz tadını çıkarmaya bakalım. Pozitif düşünelim. Hazine bundan sonra düşük faizli, uzun vadeli kaynak sağlayabilir. Bankalarımız, şirketlerimiz daha uygun şartlarla borçlanabilir. Yabancı şirketlerle yapılacak stratejik ortaklık anlaşmaları çoğalabilir. Sermaye girişleri devam edebilir. Orta-uzun dönemde ekonomide ''doğrudan yatırımlar'' artabilir.

Geçen haftaki not artışından sonra değer kaybeden Türk Lirası(TL), gündemin ilk maddesini oluşturuyor. TCMB'nin son iki toplantıda faizi 100 baz puan indirmesi TL üzerinde baskı yaratıyor. Aslında dolar son günlerde hemen hemen bütün paralar karşısında güçleniyor. Örneğin; sadece bizim paramızın değeri değil,  kredi notu AAA olan emtia zengini Avustralya'nın para biriminin değeri de düşüyor. Küresel piyasalarda, doların yeni bir yükseliş dönemine girdiğini savunanların sayısı her geçen gün artıyor. Majör paralar dolar karşısında gerilerken, TL'nin değer kaybı da doğaldır.

Merkez bankası, reel efektif döviz kuru endeksine vurgu yapıyor. Piyasayı bu göstergeye yönlendiriyor. Fakat merkez bankasının planlarında USD/TL için kritik seviyeler her zaman vardır. Bir merkez bankası, öncelikle para biriminin dolar karşısındaki performansına bakar. Piyasalar için de en önemli indikatör dolar fiyatıdır. USD/TL 1.75 seviyesine indiğinde, ihracatçılardan ''TL güçleniyor. Merkez bankası önlem almalı.'' benzeri açıklamalar gelmişti. TCMB o dönemde sözlü müdahalede bulundu. Sonrasında biraz da politik baskılarla faizler düşürüldü. USD/TL bugün 1.85'in üzerini zorluyor. Şu aşamada pek bir rahatsızlık gözükmüyor. Belki de, not artışının rüzgarı ile fazla ses çıkmıyor. Ancak kur 1.85'in üzerinde zaman geçirdikçe, dillendirilmeyenler gündeme gelebilir. Önümüzdeki on ayda ödenmesi gereken borç miktarı 140 milyar doların üzerinde. Bu rakamın neredeyse tamamını özel sektör ödeyecek. Bu açıdan, kurdaki yükselişin sürmesi bu kesimin işini zorlaştırabilir. Merkez bankası, birkaç gündür piyasaya ekstra likidite vermiyor. Henüz belirgin olmasa da, bu durum ''TL hafif hafif destekleniyor'' şeklinde yorumlanabilir.

Küresel piyasalar normal bir dönem yaşamıyor. Merkez bankalarının mutlak hakimiyeti var. TCMB de istediği zaman devreye girebilir. Kura sözel bir müdahale gelebilir. Başkan Başçı'nın, TL yatırımlarını desteklediği de biliniyor. Ayrıca bir merkez bankasının asli görevi fiyat istikrarını sağlamaktır. TCMB, enflasyon hedefini tutturamadığı için yıllardır eleştiriliyor. Enflasyon, merkez bankası açısından bir onur meselesi haline geldi. Merkez bankası enflasyon hedefine bu kadar yaklaşmışken, döviz kurunun ve ithalat fiyat geçişkenliğinin getireceği enflasyonist baskıları göz ardı edebilir mi? Özel sektörün borç düzeyi ve kur artışının yaratacağı enflasyon riski nedeniyle, USD/TL kurunun yüksek seviyelerdeki kalıcılığı sorgulanabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019