Bölgesel teşvik sisteminin göçe faydası oldu mu?
Yatırım teşvik uygulamalarının ana amacı yatırımların artmasını sağlamanın yanı sıra bölgeler arasındaki dengesizlikleri, eşitsizlikleri azaltmak. Daha önce Kalkınmada Öncelikli Yöre (KÖY) diye tanımlanan illerdeki yatırımlara aynı koşullarda teşvik veriliyordu. 2009’da bölgesel sektörel teşvik sistemine geçildi. Bu sistemde yatırımlara tek tip teşvik yerine hem sektöre, hem de yapıldığı bölgeye göre değişen farklı oranda teşvik uygulamasına geçildi. 2009’de 4 olan teşvik bölgesi ayrımı, 2012’de yapılan yeni düzenleme ile 6’ya çıkartıldı.
1. Bölge’de İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli ve Bursa gibi sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi en yüksek iller yer alıyor. 6. Bölge’de ise Diyarbakır, Hakkari, Van, Iğdır, Şırnak, Siirt gibi sosyo-ekonomik açıdan en geri ve en yoksul iller yer alıyor. 6. Bölge’ye yapılan yatırımlara 1. Bölge’ye göre daha yüksek oranlı teşvikler sağlanıyor.
Bölgesel sektörel teşvik uygulaması 6 yılını doldurdu. Bu süre yeni sistemin karnesine bakmak için yeterli bir süre. Karneye hem yatırımlardaki artış cephesinden, hem de bölgesel eşitsizlik cephesinden bakmak mümkün.
Yatırım cephesinde pek parlak bir karne olduğu söylenemez. Yeni sistemin devreye girdiği ilk yıllar olan 2010 ve 2011’de özel yatırımlarda sırasıyla yüzde 33 ve yüzde 22 gibi çok yüksek bir büyüme var. Ancak sonraki süreçte yaşanan tıkanıklık, 2010 ve 2011’deki yatırım artışının daha çok sıcak para dalgasının ürünü olduğunu gösteriyor. Özel yatırımlar 2012’de yüzde 4.9 daraldıktan sonra 2013 ve 2014’te yerinde saydı.
Sıcak para dalgası güç kaybedince mevcut teşvik sisteminin tek başına yatırımları canlandırmaya yetmediği anlaşılıyor. Bölgesel dengesizlikler cephesinde ise teşvik sisteminin başarısını en iyi iç göç verileriyle ölçebiliriz. Sosyo-ekonomik gelişme düzeyi geri bölgelerden gelişmiş bölgelere doğru iç göç azalıyorsa teşvik sisteminin başarılı olduğunu, değilse başarısız olduğunu söyleyebiliriz.
Teşvik sistemi, bu açıdan baktığımızda da sınıfta kalıyor. TÜİK’in iller arası göç verileriyle teşvik bölgelerine göre hesapladığımız net göç hızları, teşvik sisteminin bölgesel eşitsizlik karnesinin zayıf olduğunu gösteriyor.
2007-2015 dönemini kapsayan 8 yılda teşvik bölgelerine göre net göç hızlarının genel manzarasında bir değişiklik yok. En gelişmiş illerin yer aldığı 1. Bölge açık arayla en yüksek hızla net göç almaya devam ediyor. Adana, Kayseri, Konya, Tekirdağ, Denizli, Manisa gibi ikinci derecede gelişmiş illerden oluşan 2. Bölge de net göç almaya devam ediyor. Diğer bölgeler ise net göç vermeye devam ediyorlar. Yoksul illerden oluşan 4. ve 5. Bölge’nin net göç verme hızları, teşvik değişikliğinin yapıldığı 2009 ve 2012’de gerileme göstermiş. Ancak bu çok kısa ömürlü olmuş ve bir yıl içinde net göç verme hızı eski düzeylerini geri dönmüş.
Benzer bir durum en yoksul illerin yer aldığı 6. Bölge için de söylenebilir. 6. Bölge’de teşvik değişikliğinin yapıldığı yıl da değil ama bir yıl sonra net göç verme hızında sınırlı bir düşüş yaşanmış. Ancak bu da kısa sürmüş ve ertesi yıl göç hızı eski düzeyine geri çıkmış. Üstelik en yoksul illerin yer aldığı 6. Bölge’nin net göç verme hızı, 2015’te binde 14.58 ile son 8 yılın en yüksek düzeyine çıkmış durumda. Yani en yoksul iller açısından durum iyileşmek bir yana durumunu bile koruyamamış ve daha da kötüleşmiş. Bölgeler arası göç tercihleri açısından da değişen bir şey yok.
İller arası göç eden her bin kişinin 2008’de 420’si, 2015’te ise 415’i 1. Bölge ilerine göçmüş. Göç eden bin kişiden 2. Bölge’nin aldığı pay 2008’de 146 iken 2015’te 154 olmuş. Bu oranlar 3. Bölge’de 2008’de 124 iken 2015’te 123, 4. Bölge için 108 iken 110 olmuş. Göç eden her bin kişiden 5. Bölge’yi tercih edenlerin sayısı 2008’de 106, 2015’te 105, en yoksul 6. Bölge’yi tercih edenlerin sayısı 2008’de 96, 2015’te 94 olmuş.