Bol imkanlı zorluk içindeki kent: Iğdır
Yıllar önce Iğdır’da pamuk yetiştiğini dağlar arasında bir ova olarak ikliminin çok yumuşak olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Ve o günden bu güne görmek isteğime karşı bir türlü gitmek nasip olmamıştı. Oysa, hemen yanı başındaki Doğu Beyazıt’a gidip İshakpaşa sarayını bile gezmiştim. Iğdır yıllar yılı Türkiye’de görmediğim birkaç ilden biri olarak kaldı...
O nedenle Garanti Anadolu Sohbetleri’nden 88.’cisini bu kentte yapmak için 1Ekim günü bu kente hareket ettiğimizde büyük bir merak içersindeydim. Kente indiğimde görüntüdeki ilk algım beklentime çok uygun olduğuydu. Etrafı dağlarla yeşili bol bir ova ile karşılaştım. Ve Ağrı Dağı zirvesi karlı başı bulutlu görüntüsüyle manzarayı çok çekici kılıyordu.
Kent içersine girdiğimizde bir çok yerde bir şahtiye havası vardı. Gold Otele yerleştiğimizde kentin durumu ile ilgili sohbet etmek için bir kaç sanayiciyi davet etmesini Erzurum temsilcimiz Ela Karasu’dan rica etmiştim. İki yeni yatırımcı ile sohbet etitk.
Sohbet ettiğim yatırımcılardan birisi Navran Sadak’tı. Almanya’ya işçi olarak giden dedesi orada önce bir Yunanlıyla ortak mazcilik yapmış, Yunanlı vefat edince kendisi oişe devam etmiş, sonra oğlu ve torunu aynı işi sürdürmüşler. Şimdi Bavyera bölgesinde hem üretim yapan, hem de 13 merkezde satış yapan Sadak Feiskost isimli şirketlerinde meze üretimi ve satışı yapıyorlarken, şimdi memlekteleri Iğdır’da bir maze üretim merkezi kurma kararı almışlar. Iğdır OSB’de 1 milyon 700 bin liralık yatırımla 1500 metrekarelik kapalı alanda 15 çeşit meze üreten bir tesisin kuruluş çalışmalarını tamamlamaya, yerli ve yabancı menşeyli makinalarının kurulması çalışmasını sonuçlandırmaya çalıştıktıklarını anlattı. Üretimlerini esas olarak Almanya’ya yapmayı düşündüklerini, iç piyasaya satışını çok önemsemediklerini, ayrıca, Iğdır’ın konumu nedenilyle zamanla Gürcistan, Azerbaycan’dan başlayarak Doğu’daki ülkelerin damak zevkine uygun mezelerde üretmeyi planlayabeleceklerini söyledi. Iğdır ovasında yetişen ürünlerin çok önemli olduğunu belirterek, domatesten kuşkonmaza, patlıcana birçok ürünün imkan yarattığını söyledi. Yatırımda 6. Bölge avantajlarından yararlandıklarını, ancak OSB’de birçok fabrikanın faal olmadığını belirtti.
Sıcak daldırma ile galvanizleme tesisi kurmakta olan Eyüp Haykar da tesisini OSB’de kurmuş. Oda çöp konteynerleri ve inşaat arabalarını galvarnizliyerek paslanmalarını önleyip ömürlerini 2 yıldan 20 yıla kadar uzattıklarını söyledi. Bölgede avantajlarının nakliye ucuzluğu olduğunu, sorunun ise kmentte doğalgaz varken OSB’de doğalgaz olmadığı için fuel oil kullandıklarını, bunun da yüzde 40 pahalı enerji kullanımına neden olduğunu belirtti. Kalkınma ajansından destek alanların yatırım desteği alamadıkları gibi konularda yaşanan sorunlara değindi. O da üç ülkeye sınır illerinin ticari açıdanve ihracat yönünden büyük avantajı olduğunu, ancak üç ülkeden ikisinin sınır kapılarının kapalı olduğunu, ilişkilerin gelişmesi ve kapıların işlerlik kazanmasıyla Iğdır’ın ve çevre illerin büyük imkan elde edeceğini belirtti.
Üç ülkeye , komşu önemli üretim kapasitiesine sahip ovası olan Iğdır’ın bu üretim imkanı ile büyük potansiyele tabi olduğunu toplantı salonunda konuştuğum üniversiteli gençler ve sanayiciler de ağız birliği edercesine tekrarladılar. Iğdır’ın Ermenistan ve İran ilişkilerimizin siyasi olarak düzelmesi ve komşu ülkelerle sınırların işlerlik kazanmasıyla çok önemli imkanlar yararacağına kentte konuştuğum herkes hemfikirdi.
Ama bir dönem mezot ticaretini verilen imkan ve kolay kazanç tarım alanlarında üretimi azaltmış. Mazot ticaretinin sonlandırılması sonrasında kentte kolay kazancn son bulmasıyla yeni arayışlar gündeme gelmiş ama sınır kapılarının kapalı olması kent ticareitine yeni bir ivme getirmemiş. Üç ülkeye sınırdaş olmanın yaratacağı imkana bağlı olarak kenttekiler ileride, “Iğdır Türkiye’nin bir son noktası değil, gelişen doğuya açılan başlangıç noktası olacağına” inançlarını belirtiyorlar.