Boğa tuzağı mı, ayı kapanı mı?
Seçimler sonrasında yaptığımız değerlendirmede politik belirsizliğin azalmasının verdiği destekle kısa vadede borsanın 85 bine kadar yükseleceği, doların Türk lirasına karşı 2,80 civarına gerileyeceği, 10 yıllık faizlerin %9,0’a yaklaşacağı öngörüsünde bulunduk ancak bu yükselişin kalıcı olmayabileceği konusunda uyardık.
Piyasanın önündeki riskler
Piyasalardaki yükselişin boğa tuzağına dönebileceği uyarımızı iki temel gerekçeye dayandırmıştık:
• Seçim vaatleri ve yavaş büyüme arasında sıkışan Ak Parti hükümetinin ciddi bir reform programı uygulamak yerine son yıllarda uyguladığı maslahatgüzar ekonomi politikaları sürdürmeye devam etmesi riski;
• ABD ekonomisinden gelebilecek güçlü bir veri ile Fed’in 2015 yılında faiz artırmaya başlamasının yeniden potaya girmesi ihtimali.
Politika tamam, peki ya reformlar?
Ak Parti’nin yeni dönemde uygulayacağı ekonomi politikalar konusunda elimizde henüz yeterli bilgi yok. İyi haber! Maliye bakanı Mehmet Şimsek kurumsal yatırımcılara yönelik yaptığı sunumlarda büyümeye ve yapısal reformlara ağırlık veren bir programa ağırlık verileceğini söyledi.
Kötü gelişme... İlk iki haftada gündem ekonomiden daha çok, anayasa değişikliklerine ve başkanlık tartışmalarına odaklanmış durumda. Bekleyip göreceğiz. Önümüzdeki haftalarda bakanlar kurulunun oluşması ve programın detayları konusunda detaylar geldikçe işin rengi belli olacak.
Fed faiz artırımına Aralık’ta başlayacak mı?
Dış cephedeki gelişmeler iyi değil. Daha doğru bir ifade ile ABD ekonomisi için iyi, Türkiye için iyi değil. Ekim ayı istihdam rakamları ABD ekonomisinde 270 bin yeni istihdam yaratıldığını (beklenti 185 bin) gösterdi. Ücretler %2,5 artış ile 2009 krizinden bu yana en hızlı büyümesine ulaştı.
Veri açıklamasının ardından Fed’in Aralık ayında faizleri artırma ihtimali %70’in üzerine çıktı; ABD hisse senetleri dar bir bantta dalgalanırken, dolar %1’in üzerinde yükseldi, 2 yıllık devlet tahvili son 5,5 yılın en yüksek seviyesine sıçradı.
ABD için iyi olan dünya için kötü
Ancak asıl olumsuz etki gelişmekte olan piyasalarda görüldü. ABD için iyi olan dünya için kötüdür lafını ispat edercesine gelişmekte olan ülke paraları %1-1,5 aralığında, hisse senedi piyasaları %1-%2 bandında değer kaybetti. Kırılgan beşlinin daimi üyesi Brezilya, Güney Afrika ve Türkiye geleneği bozmayarak en çok kaybettiren piyasalar oldu.
Eldeki kuş mu daldaki kış mu?
Gelelim milyon dolarlık soruya.. Piyasalardaki satış dalgası bir boğa tuzağı mı yoksa ayı kapanı mı? Yatırımcılar gerilemeleri fırsat bilip pozisyonlarını artırmalı mı, yoksa karlarını (zararlarını) realize edip Türkiye varlıklarında pozisyonlarını azaltmalı mı.
Bu sorunun cevabı Fed faiz dalgasının boyutuna ve ekonomi yönetiminin atacağı adımlara bağlı olarak belirlenecek. Yurtdışında önümüzdeki hafta açıklanacak ABD perakende satışları (beklenti %0,3) verisi ve Fed başkanlarının ( Evans, Dudley, Lacker) konuşmaları bu konuda bize ilk ipuçlarını verecek.
Yurtiçinde ise gözler Ankara kulislerinde olacak. Dışarıdan gelecek dalganın büyüklüğüne bağlı olarak Ak Parti yönetiminden piyasa dostu reformların uygulanacağına dair mesajlar görebiliriz.
Son söz: Eldeki kuş, daldaki kuştan iyidir.