BNP Paribas CEO'su Baudouin Prot: Vergi cennetlerini ortadan kaldır
Fransız BNP Paribas finans krizinden en az etkilenen bankalardan birisi. BNP'nin patronu Baudouin Prot, bundan sonrası için bankacılık sisteminde düzenlemelerin kaçınılmaz olduğunu, fakat çok da ileri gitmemek gerektiğini düşünüyor.
Fransız BNP Paribas 2008 yılının ilk dokuz ayı için 4.4 milyar Euro kâr açıkladı. Diğer bankaların durumuna bakıldığında bu oldukça yüksek bir oran. Bankanın patronu Prot, Fransız Capital dergisine verdiği söyleşide, finansal açıdan son derece güçlü olduklarını, fakat yine de krize karşı provizyon yapmak zorunda olduklarını kaydediyor. Nitekim banka 1,6 milyar Euro boyutunda provizyon yaptığını da açıklamış durumda. Prot, provizyonun Lehman Brothers'ın iflası ve borsadaki istikrarsızlığa karşı alındığını ifade ediyor.
Bunun yanı sıra, BNP Paribas 2,5 milyar Euro'luk devlet yardımı talebinde de bulundu. Prot, bunun nedenini ise şöyle açıklıyor: "Bu kredi devlete 100 milyon Euro'luk faiz getirisi sağlayacak. Bu yardımı almamızın nedeni, bankalar arası borçlanma yerine koyacak olmamız. Bankalar arası borçlanma, Lehman Brothers'ın iflas etmesinin ardından yaşanan güven kaybı nedeniyle bloke olmuş durumda. Bu meblağ BNP Paribas'nın sağlığına kavuşması amacıyla alınmadı, kredi dağıtma makinesini harekete geçirmek için alındı."
Eylül sonunda mevduat oranlarında yüzde 9.2, kredilerde ise yüzde 10.5 oranında artış kaydettiklerini ifade eden Prot, kredide daralma olmadığını da söylüyor. Prot, "Bankaların çok sıkı uygulamaları, temelde sağlam olan, fakat konjonktürden etkilenen şirketlerin batmasına yol açmamalı" derken, bankaların sorumsuzca kredi dağıtmaması gerektiğinin de altını çiziyor.
Peki vergi cennetlerini ortadan kaldırmak mümkün mü? Prot bu konuda oldukça gerçekçi bir yaklaşım sergiliyor: "Jersey, Lüksemburg veya İsviçre gibi bölgelerde çalıştığımızda, para aklamanın engellenmesi için OECD kurallarını uyguluyoruz. Fakat bu vergi cennetlerini ortadan kaldırmak için vergi oranlarını tüm ülkelerde aynı seviyeye çekmek hayalden ibaret. Çünkü her ülke, bütçe kaynakları doğrultusunda, diğer ülkelere oranla daha çekici olmayı isteyebilir."
2006 yılında satın aldığı İtalyan BNL'den sonra, kriz sayesinde Fortis'in Belçika ve Lüksemburg kollarını satan BNP Paribas, perakende bankacılıkta Avrupa lideri olmayı hedefliyor. Bankanın şu anda ilgilendiği alanların başında ise ABD'nin batısında bulunan ve zor durumda olan orta boylu bankalar geliyor.
Krizin uzunluğunu ABD konut fiyatları belirleyecek
ABD demişken, Prot'un 20 Ocak'ta ABD Başkanlığı'nı devralacak Obama'dan beklentileri de var. "Son 40 yıldır ABD'de seçilmiş en iyi başkan olmak, Obama'ya ekonomiyi düzeltmek için her türlü hakkı verecek" diyen Prot, ABD hükümetinin ekonomiye daha fazla müdahale edebileceğini ve finans sektöründeki düzenlemelerin artabileceğini söylüyor. Prot'a göre oyunun yeni kuralları yazılırken, Avrupa da anti-kriz planı ile daha etkili bir rol oynayabilir.
Ekonomik yavaşlama sürecine girildiğini söyleyen Prot, bu sürecin sertliğini ve ne kadar süreceğini kestirmenin ise zor olduğunu ifade ediyor. Fakat kesin olan bir şey var. O da, bu süreci büyük ölçüde ABD'deki konut fiyatlarının belirleyeceği. "ABD konut fiyatlarının sabitlenmesi, bu 2009 sırasında veya 2010 başlarında olabilir, yeniden harekete geçmek için psikolojik bir işaret olarak algılanacak."
Prot'a göre bazı olumlu gelişmeler daha var. "Petrol ve hammadde fiyatlarının düşmesi, veya Avrupa Merkez Bankası'nın faiz indirimi ekonominin desteklenmesi açısından olumlu gelişmeler" diyen Prot'un yorumları şöyle: "Genel olarak bakıldığında, yıllardır yaşanan büyüme sayesinde şirketler bu yavaşlama sürecini finansal açıdan güçlü geçirecekler. Çin, 600 milyar dolarlık iç tüketimini canlandırma programı sayesinde krizde amortisör görevi üstlenebilir. Öte yandan, korumacılığa geri dönüş veya 'kendini kurtar' psikolojisi çok fazla zarar verecektir."
Akdeniz ülkeleri krize dayanıklı
"Akdeniz ülkeleri 2009 yılında ekonomik büyümelerinde daralma yaşayabilirler, fakat yine de Avrupa seviyesinin üzerinde büyüyecekler."
Bu yorum, Marsilya'da düzenlenen Akdeniz'de yatırımlar konulu bir yuvarlak masa toplantısında konuşan The Economist analisti Ania Thiemann'a ait. Toplantının bir diğer konuşmacısı Benedict de Saint-Laurent da aynı görüşte. Bölgedeki 50 kalkınma ajansını bir araya getiren Anima ağının koordinatörü Saint-Laurent, istikrarsızlık ve belirsizlik ortamına rağmen, Akdeniz ülkelerinin 2008 yılında aktivitelerini sürdürdüklerini söylüyor. Saint-Laurent'a göre, 2008 yılında bölgedeki doğrudan yabancı yatırım projelerinin sayısı 800'e ulaşacak. Bu projelerin toplam maliyeti ise 52,5 milyar dolara ulaşıyor.
Akdeniz'in doğusundaki Irak, Ürdün, Libya, Suriye gibi ülkeler bu projelerin yüzde 21'ini çekerken, Akdeniz'in batısındaki Fas, Cezayir ve Tunus gibi ülkeler yüzde 29'unu çekiyor.
Yabancı yatırımda aslan payı Türkiye'nin
Doğrudan yabancı yatırımlarda aslan payının Türkiye'ye ait olduğuna da dikkat çekiliyor. Bu yatırımların yüzde 37'si Avrupa'dan, yüzde 23'ü Körfez ülkelerinden, yüzde 14'ü ise ABD'den geliyor. Bu yatırımcılar arasında yapılan bir ankete göre, şirketlerin yüzde 75'i 2008-2010 yılları arasında projelerini değiştirmeyi düşünmüyor; yüzde 3 ise bölgedeki yatırımlarını önemli ölçüde artırmayı planlıyor.