Blockchain ile film, dizi finansmanı ve Türk medya token’ı

Ali EŞELİOĞLU
Ali EŞELİOĞLU BLOK ZİNCİR DÜNYASI ali.eselioglu@dunya.com

Sinema ve dizi, sadece görsel bir sanat değil; aynı zamanda bir hayalin, bir hikâyenin, bir düşüncenin perdeye yansımasıdır. Ancak ba­zı hikâyelerin arkasında, finansman bulmak­ta zorlanan, üretim sürecinde birçok sorunla boğuşan bağımsız yapımcılar vardır.

Özellikle büyük yapım şirketlerinin dışında kalan küçük yapımcıların yaratıcı projeleri için finansman bulmak her zaman kolay olmuyor. Blockchain teknolojisi, finansman sorunu yaşayan sinema ve dizi film endüstrisine alternatif yollar sunu­yor.

Bağımsız yapımlar için demokratik fonlama

Blockchain teknolojisinin sunduğu merke­ziyetsizlik bağımsız film ve dizilerin finans­man sağlamasında adil ve demokratik fonlama sunar, yatırım kararlarını birkaç kişi yerine ge­niş bir kitleye dağıtır. Geleneksel yapım şirket­lerinin ön eleme süzgecinden geçemeyen pro­jeler, blockchain teknolojisi sayesinde hem fonlanabilir hale gelir hem de yatırım aracına dönüşerek yeni bir kazanç modeli oluşturur.

Çözüm ‘medya token projesi’ olabilir mi?

Bu sistemin temel taşlarından biri tokeni­zasyondur. Film ve dizi yapımcıları, projele­rine özel dijital token’lar oluşturarak yatırım­cılara sunar. Token sahipleri yalnızca projeye katkıda bulunmakla kalmaz; aynı zamanda ya­pımın gelirinden pay alma, özel gösterimlere katılma ya da yapımla ilgili NFT koleksiyonla­rına sahip olma gibi avantajlar da elde eder. Bu da seyircinin esere sadece dışarıdan bakan bir izleyici değil, aynı zamanda bir ortak gibi dahil olmasını sağlar.

NFT’ler ise bu sistemin yaratıcı yüzünü temsil eder. Film ve dizi senaryosundan bir sahneye, kamera arkası görsellerden oyuncu imzalarına kadar pek çok dijital içerik NFT olarak sunulabilir. Bu hem yapıma kaynak ya­ratır hem de benzersiz koleksiyonlar oluştu­rulmasına olanak tanır.

Bu alandaki en dikkat çekici projelerden bi­ri, 2018 yapımı psikolojik gerilim filmi ‘Bra­id’dir. Yönetmen Mitzi Peirone’un filmi, ta­mamen Ethereum üzerinden yapılan bir ICO (Initial Coin Offering) ile finanse edilmiştir. Yaklaşık 1.4 milyon dolar toplanan bu arz, si­nema tarihinde bir ilk olarak kayıtlara geçmiş­ti. Braid’in başarısı, blok zinciri teknolojisinin bağımsız yapımlar için bir umut ışığı olabile­ceğini kanıtladı.

2025 yılında da Vitalik Buterin’in hayatı­nı konu alan ‘Vitalik: An Ethereum Story’ ad­lı belgesel film çok dikkat çekti. Yönetmenler Chris Temple ve Zach Ingrasci, belgeseli fi­nanse etmek için Web3 yayın platformu Mir­ror üzerinden bir kampanya başlattılar ve sa­dece 72 saat içinde yaklaşık 1 milyon 986 bin 411 dolar (1.035,96 ETH) topladılar. Destekçi­lere özel Discord sunucularına erişim ve sahne arkası içeriklerden oluşturulan NFT’ler ödül olarak sunuldu.

Blockchain ağında yayın

Sadece finansman ya da tokenizasyon de­ğil, blockchain ağı üzerinden görsel yapım ya­yınlamak da bu teknolojinin bize sunduğu baş­ka avantaj. ‘No Postage Necessary’, blockchain üzerinde yayınlanan ilk film olma özelliği taşı­yor. Film, QTUM tabanlı Vevue platformu üze­rinden dağıtıldı ve izleyiciler Bitcoin ile ödeme yaparak filmi izledi. Böylece dağıtım aşama­sında da geleneksel kanallara mahkûm kalın­madan, doğrudan izleyiciyle buluşan yeni bir model test edilmiş oldu.

Sinema, teknolojinin evrimiyle birlikte yal­nızca izlenen değil; aynı zamanda birlikte in­şa edilen bir sanata dönüşüyor. Blockchain, bu dönüşümün baş aktörlerinden biri olma potan­siyeli taşıyor; finansmandan yayına ve koleksi­yonların blockchain üzerinde oluşturulmasına kadar birçok olanağı dizi ve sinema endüstri­sinin kullanımına sunuyor. Yatırımcı, izleyici ve yapımcının aynı zeminde buluştuğu bu yeni model, geleceğin sinema anlayışının temelleri­ni atıyor. Geleneksel yapım şirketlerinin ege­menliğinde sıkışmış film ve dizi dünyası, artık daha açık, daha katılımcı ve daha adil bir hale geliyor. ‘Braid’ ve ‘Vitalik: An Ethereum Story’ gibi öncü projeler ise bu yolun ne kadar umut vadettiğini gösteriyor.

Önümüzdeki yıllarda daha fazla filmin ve dizinin kripto tabanlı finansmanla çekilme­si muhtemel. Her yıl yaklaşık 170 ülkeye ihraç edilen ve dünya genelinde yaklaşık 700 milyon kişi tarafından izlenen Türk dizilerinin gözle görülür başarısı, blockchain teknolojisiyle da­ha da güçlenebilir.

Peki sizce, bir ‘Türk medya token’ı da Türk dizileri kadar ilgi görebilir mi?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar