BJP Hindistan’ın sorunlarını çözebilecek mi?

Dünyanın en büyük demokrasisi Hindistan’da, geçen hafta yapılan seçimlerin galibi Hindu Ulusal Bharatiya Janata (BJP) Partisi. Parlamento’daki 545 sandalyenin 282’sini kazanan BJP 1984’den bu yana yapılan seçimlerde tek başına iktidara gelen ilk parti. Ülkenin en eski partisi, Sonia ve Rahul Gandhi’nin liderliğindeki Kongre Partisi’nin kazandığı sandalye sayısı ise sadece 44. 550 milyondan fazla seçmenin oy kullandığı seçimlerde, katılım oranı yüzde 66.38. Gelişmekte olan ülkeler kategorisinde yer alan, dünyanın en kalabalık ikinci ülkesinde bu oldukça yüksek bir oran. Narendra Modi başkanlığında kurulacak yeni hükümetin, Asya’nın üçüncü büyük ekonomisi Hindistan’ın gelişmesi önündeki engelleri ortadan kaldırıp kaldırmayacağı merak ediliyor. Enflasyon, işsizlik, kamu ve cari işlem açıkları yeni hükümetin öncelikle üzerine eğilmesi gerekenler sorunlar. Ekonomik sorunların dışında, kurumsal yapıdaki eksiklikler ve yüksek nüfus artışı büyümenin sürdürülebilirliğini zorlaştıran diğer etkenler. Her yıl 10 milyonun üzerinde kişinin işgücüne katıldığı ülkede, işsizliğin kontrol altına alınması, büyümenin aksamadan sürdürülmesine bağlı. Büyüme; fiziksel altyapı, tarım, eğitim ve sağlık gibi nüfusun büyük bölümünü ilgilendiren alanlarda yeni yatırımları gerektiriyor.

***
Hindistan BRIC’in Çin’den sonra en hızlı büyüyen ülkesi. Bu grup içinde Hindistan ile Çin tasarruf ve yatırım oranları en yüksek iki ülke. Yüksek tasarruflar yatırımların finansmanını kolaylaştırırken, ekonominin ihracata bağımlılığını da azaltıyor. Kriz döneminde yüzde 7’ye yakın oranda büyüyen Hindistan’ın bu yıl yüzde 6 oranının üzerinde büyümesi bekleniyor. Çin ve Rusya’nın aksine, Hindistan Brezilya gibi iç talebin büyümesine dayalı bir ekonomiye sahip. Sayısı 45 milyona ulaşan özel işletmeler, Hint ekonomisinin en önemli özelliklerinden biri olarak gösteriliyor. Bunun dışında, çok uluslu Hint şirketlerinin de ekonomi içindeki payı artıyor. Hindistan dünyada genç nüfusun en yoğun olduğu ülke. 25 yaş altı nüfusun 600 milyonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Bu muazzam kaynak doğru kullanılabilirse ülkenin ekonomik gelişimini hızlandırarak, Çin’le birlikte dünyanın en büyük ekonomisi olmasını sağlayabilir.

***
Hindistan nüfusunun yüzde 80’inden fazlasını Hinduların oluşturması dışında, dünyanın en çok Müslümana sahip ülkesi. Dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan Hintlilerin sayısı yaklaşık 25 milyon. Sadece ABD’de 3 milyona yakın Hintlinin yaşadığı tahmin ediliyor. ABD’li göçmenler arasında en eğitimli grubu oluşturan Hintlilerin, her yıl ABD’den ülkelerine gönderdikleri para miktarı yaklaşık 15 milyar dolar. Bu rakam Hindistan’ın gayrisafi yurtiçi hasılasının hemen
hemen yüzde 3’üne eşit. BJP’nin iktidara gelmesiyle başbakan adayı Modi’nin belirttiği gibi Hindistan’ın tarihinde yeni bir dönem mi başlıyor? Beklentiler yeni hükümet döneminde ülkenin sağa kayacağı yönünde. Kamu sektörünün ekonomi içindeki ağırlığı, yüksek sübvansiyonlar bütçe açıklarının temel nedeni. Geçtiğimiz yıllarda ekonominin yavaş büyümesinde Manmohan Sing Hükümeti döneminde ortaya çıkan yolsuzlukların da etkisi var. Dünya Bankası’nın
tahminlerine göre, Hindistan bu yıl 6.2, 2015 ve 2016’da 6.6 ve 7.1 oranlarında büyüyecek. Bu oranlar Çin hariç, Güney Doğu Asya Bölgesi için öngörülen büyümenin oldukça üstünde. Tahminler yapılırken, Çin’de giderek artan işgücü maliyetlerinden ve bölge ülkeleri arasında son dönemlerde artan siyasi tansiyondan rahatsız olan sermayenin Hindistan’a yönelme olasılığı da hesaba katılıyor. Çin’in bölgede artan nüfuzunun dengelenmesi açısından ABD ve Japonya iktidar değişikliğinden memnun görünüyorlar. Yeni Hint Hükümeti ülke içindeki ve dışındaki beklentileri karşılayabilecek mi?