Bizim yeni Türkan Saylan'lar yetiştirmemiz gerekiyor!
Türkan Saylan'ı yitirdik, üzüntümüz büyük. Benim size ayrıca anlatmamın gereği yok, yaşam hikayesini nasıl olsa uzun uzun dinlemişsinizdir. Hekimlik yanını Türkiye'nin aydınlanmasına yönelik başka bir alana taşıdığında, çalışmalarının bu kadar büyük başarı sağlayacağını kuşkusuz kendisi de bilmiyordu. Sağlık alanındaki çabalarını cüzam konusuna vakfetti. Toplumun neredeyse bütünüyle dışladığı bu hastalığın ülkemizden silinmesi mümkün olmuşsa, bunda en önemli rol kuşkusuz Türkan Saylan'ın olmuştur. Ancak Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) çatısında üstlendiği misyon, ülkemizde özellikle kız çocuklarının eğitimiyle farklı bir aşama kazandı. Zira bugün etrafımızda olup bitenin nedeninin ne olduğunu sorguladığımızda, doğrudan ya da dolaylı bir tek gerekçe çıkıyor karşımıza, "cehalet." Bu cehaletin en ağır bilançosu ise ne yazık ki okula gönderilmeyen kızlarımızın üzerine çöküyor. Çünkü bir kız çocuğunun okula gönderilmemesi, o çocuğumuzun anne olması durumunda yetiştireceği çocuklarının da yaşama eksik donanımla başlayacakları anlamına geliyor.
Türkan Saylan olasılıkla Anadolu'daki cüzamla mücadele çalışmaları sırasında, okulu olmayan, kadınların okuma yazma bilmediği köyleri gördüğünde bu gerçeği fark etti. ÇYDD'nin üstlendiği misyon işte budur.
Bizim ülkemizde birinin (iyi) bir şey yapmaya çalışıyor olması, onun hedef olması için yeterlidir. Kızlarımızın ve beraberine ülkemizin çağdaşlaşması için okur yazarlığın önemini görmezden gelen bir kesim, Türkan Saylan'ı da hedef haline getirmekte gecikmedi. İnsanlar istediklerini söylemekte özgürler, ancak mesele yapılanları bütünüyle görmezden gelmek, öküz altında buzağı aramak halini aldığında söyleyecek fazla bir şeyiniz kalmıyor. Üstelik bugün Türkan Saylan'a yöneltilen iddiaların yarın bu iddiaların kaynağına geri döneceğini bilseniz bile, adalet konusunda duyarlıysanız üzülmek dışında bir tek çareniz var, o da sadece "iyi işler yapanların koşulsuz desteklenmesi"dir. Lakin bizim ülkemizin aydınlarının çoğunluğu "salon aydını" olmaktan öteye geçememekteler. Konuşmaya gelince aydınlar, ama iş yapmaya gelince savuşup giderler, ortada işi yapacak adam bulamazsınız. ÇYDD bunun istisnai durumlarından biri olmayı başardı. Herkes her şeyi yapamaz, ama iyi şeyler yapanlar varsa, onların desteklenmesi de bir şey yapamayanların üzerine düşen vazife olmalı!
Bilmem çok iyi eğitimli, çok iyi şeyler yapmaya çalışan binlerce insanımız olmasına rağmen"Türkiye neden çok sayıda Türkan Saylan yetiştiremiyor?" diye kendinize hiç sordunuz mu. Sorunun yanıtı güç değil: "Biz kolektif çalışmayı becerebilen bir toplum olamadık." Kağıt üzerinde kurulu olanlarla, gerçekten çalışan derneklerin sayısal oranına baktığınızda, kolektif çalışma beceriksizliğimizin tasdiknamesini buluyorsunuz. Kaç tane siyasal akım sayabiliyorsunuz bilmiyorum ama bu ülkede yaklaşık altmış tane siyasi parti bulunuyor. Böyle bir ortamda herkesin kabullendiği, sevgisini ve saygısını kazanan insanlar kolay kolay yetişemez. Hele hele iyi şeyler başarmaktan başka amacı bulunmayan dernekleri olmadık suçlamalarla yaftalarsanız, çabasını her şeye rağmen esirgemeyen "cesur" insanların sayısı giderek törpülenir.
Bir de toplumun her türlü meslek kesiminde giderek azalan, doktorlarda ise artık yerlerde sürünen "idealizm" var ki, "ipi" kolaycılık, para hırsı ve külliyen vahşi kapitalizm tarafından çekiliyor. Doğruya doğru, biz artık hastasını koşulsuz seven doktorlar yetiştiremiyoruz. Her şeyin paraya endekslendiği yeni dünya düzeninde doktorlar da (ama bir yerde haklı olarak) Anadolu yollarına gitmek istemiyor. Yeni yetişen gençler için rol-model oluşturacak öğretim üyelerinin (ben bunlara "gerçek hocalar" diyorum) sayısı yok denecek kadar azaldı. Genç hekim adayları kendilerine örnek alacakları "duayenler" bulamıyorlarsa, Türkan Saylan'ların soyu da ister istemez tükeniyor.
O halde bizim toplumun her alanında yeni Türkan Saylan'lar yetiştirmemiz gerekiyor. Yaptıklarını "kişisel halkla ilişkiler malzemesi" olarak görmeyen, "insanı" seven, ülkesinin aydınlanması konusunda tutkulu yeni Türkan Saylan'lar…