Bizim petrolümüz insandır
Mustafa Uysal - Vergi Konseyi Eski Başkanı
Uluslararası bir kongrede İsrail’deki büyük bir şirketin CEO’su aynen şunu söylemişti: “Bizim petrolümüz yok; bizim petrolümüz insandır.”
Yine bir toplantıda Lübnan eski Ekonomi Bakanı:
“Sizde iyi ki petrol yok. Yoksa ülkenizdeki bu dinamizmi yakalayamazdınız” demişti.
Buradan muradımız “petrol önemsizdir” anlamı çıkarmak değil, insan kaynağının ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır,
Peki, insan kaynağımıza ne kadar önem veriyoruz?
Dilerseniz bu soruyu şu şekilde soralım: İnsan kaynağımızı keşfetmek, anlamak ve değerlendirmek konusunda ne kadar hassas davranıyoruz? Yoksa bu değerleri tek tip bir sistemin içinde mi öğütüyoruz?
“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık”. (Tin Suresi 4.Ayet) ifadesinde kendisini bulan, kâinatın kendine emanet edildiği büyük bir değerdir “insan”. Sadece etten kemikten hatta zekâdan ibaret olsa idi; işte robot, işte yapay zekâ… Gerçi bu da insan eseri.
Ancak keşfetmekten kastımız, insanın duygu, düşünce ve ruh derinliğine ne kadar nüfuz edebiliyoruz? Hele de İmkânları kısıtlı ve korunmaya muhtaç yavrularımız! Onları ne kadar anlayabiliyoruz? Belki içlerinde öyle büyük değerler var ki, heba olup gidiyor da biz farkına bile varmıyoruz!
İşte size güzel bir örnek: Mim Sanat Derneği “Çocuklarımızın SES’i” Projesi”
“Her şey bir hayalle başladı”diye yola çıkan Kurucu Başkan Yüksek Mimar Fatma Keskün öncülüğünde, tamamen sosyal sorumluluk anlayışı içinde kurulan Mim Sanat Derneği, http://www.mimsanatdernegi.org/ 10-14 yaş grubu devlet koruması altındaki korunmaya muhtaç veya imkânları kısıtlı ailelerin yetenekli çocuklarını keşfetmek amacıyla yola çıktı.
Bu iyi niyet dolu gayret ve fedakârlıklar kısa sürede yeşerdi ve meyvelerini verdi: Herbiri kendi alanlarında çok değerli Prof.Ruhi Ayangil, Dürdane Ünver, Nilgün Gencer, Süreyya Alper ve Neslihan Can hocaların idaresinde, sadece otuz altı haftada ve haftada bir yarım günlük eğitimleri ile oluşan eserlerini çocuklarımız geçtiğimiz hafta Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda "Çocuklarımızın Sesi Sergi ve Tanburi Cemil Bey Dinletisi" ile sergilediler.
Sonuç gerçekten çok etkileyici idi! İnanıyoruz ki bu çocuklar arasından gelecekte ülkemizi dünyada temsil edecek değerler ortaya çıkacak.
Bu farkındalığın geç de olsa anlaşılmış olmasını da gelecek adına kazanç olarak görmek gerekir.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın son dönemde “bulma konferansı” çerçevesinde ortaya koyduğu yaklaşımının ve buna yönelik uygulamalarının çok önemli önemli olduğunu da belirtelim.
Bu anlamlı etkinliği ziyaretleri ile onurlandıran Prof. Dr. Numan Kurtulmuş “bu çabanın örnek bir proje olarak sadece Ümraniye'de belli çevrede değil, Türkiye'nin her tarafında sanatı, eğitimi ve sporu esas alan bir proje haline getirilmesinin önemli olduğunu” vurgulayarak yaptığı konuşmasındaki şu cümleler, bu farkındalığın kültür ve sanat boyutuna işaret etmiş olması açısından önemlidir:
“Biz büyük bir milletiz dediğimiz zaman, bu büyüklüğümüz sadece üç kıtaya yedi iklime hâkim olan bir geçmişe sahip olmamızdan gelmiyor, çok büyük orduları kurmuş olmamızdan da gelmiyor. Bunlar var ama bundan çok daha önemlisi, milletimizin ruh kökünde, iç dünyasında, zihin dünyasında, âlemde yaratılmışlarla gerçekten barışık olarak yaşamanın var oluşu ve uğrunda sanat, estetik olarak bizlere miras olarak bırakılmasıdır”
Derviş Yunus ne de güzel söylemiş: “İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir, sen kendini bilmez isen bu nice okumaktır.”
Özetle deriz ki; gelin öncelikle çocuklarımızı keşfedelim; onlara tam anlamı ile fırsat eşitliği sağlayalım; onların önce kendilerini tanımalarına ve kendilerini anlatmalarına fırsat verelim, faydasız bilgi yüklemek yerine bilgiye nasıl ulaşacaklarını öğretelim; düşünme becerilerini, hayal, sezgi ve sanat güçlerini ve doğru karar verebilme yeteneklerini geliştirebilcekleri ve marifetlerini sergileyebilecekleri ortamlar oluşturalım.
İşte Mim Sanat Derneği’nin çok kısıtlı kaynaklarla ve az zamanda elde ettiği başarı, bir model olarak o minik yüreklerde ne büyük cevherler, nasıl bir ruh derinliği olduğunu göstermesi bakımından fevkalade önemli ve de değerlidir.
Son söz olarak da “ Bizim petrolümüz insandır” demeyelim. Bu yüce değeri bir maddenin karşılığı olarak görmeyelim; “yaratılmışların en şereflisi” olarak görelim ve görmekle kalmayıp bu değeri verelim.