Bizim gençlik sloganlarımız

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Avrupa Birliği'nin AB'nin adının Avrupa Ekonomik Topluluğu AET olduğu yıllarda dönemin üniversite gençleri olarak bizler, ticaretin ülkemiz aleyhine işlediğini düşünerek "Onlar ortak biz Pazar" ve "Montaj sanayine hayır" sloganlarıyla muhalefetimizi ortaya koyardık.  Gümrük birliği sonrası yaşadığımız, AB'nin STA imzaladığı Üçüncü ülkelerin ürünlerinin ülkemize gümrüksüz girerken, bizim ürünlerimizin o ülkelerde Üçüncü ülke olarak kabul edilip, Gümrük vergisi uygulamaların yarattığı olumsuzluklar bizim gençlik sloganlarımızı yeniden güncel hale getirdi. Çağlayan'ın yeni önlemler düşündüğünü açıklaması olumlu bir gelişme olarak gündeme geliyor.  

1960'lı yılların sonlarının üniversite gençliği olarak, o zamanki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu AET ile ilişkimizin aleyhimize işlediğini düşünerek sık sık iki sloganı tekrarlardık:"Onlar Ortak biz Pazar" , "Montaj sanayine hayır."

Son dönemde ihracatımızı çok hızlı artırırken, bundan daha hızlı olarak ithalatımızın artmakta olması ve dış ticaret ve cari açık artışının fren tutmaz hal alması bu iki slogana paralel gelişmeleri düşünmemize yol açıyor. Dün açıklanan Mayıs ayı ihracatı yüzde 21.73 artışla 11 milyar 82 milyon rakamına ulaşmış durumda. Yılın 5 aylık ihracatı da 20.83'lük artışla 54 milyar 114 milyon dolara ulaşıyor.

Ama, bu ihracat rakamlarını mutlulukla açıklayan Dış Ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, bununla birlikte "Türkiye'nin cari açık sorununu çözmesi için planlı bir teşvik sistemi ile ithalata bağlı ürünlerin yurtiçinde üretilmesi şarttır" diyerek ithalatın soruna neden olduğunun altını çiziyor. Geçen ay açıklanan rakamlara baktığımızda Çağlayan'a hak vermek gerekiyor. Ocak Nisan döneminde ihracatımız yüzde 22 artarken, ithalatımız yüzde 44 artış göstermiş durumda. Bunun sonucunda ihracatın ithalatı karışılama oranı da yüzde 66.3' ten yüzde 56.3'e gerilediğini görüyoruz. Bu ayki yüksek artışa karşın, ithalat rakamı açıklandığında bu oranın daha da gerilediğine dış ticaret açığının daha da arttığına tanık olabileceğiz.

Arkadaşımız İbrahim Ekinci' nin haberi içersinde Çağlayan'ın bir süre önce AB ülkeleri ile serbest ticaret anlaşması yapan ülkelerin "Bizi düz duvara tırmandırıyorlar" değerlendirmesi de bu alandaki rahatsızlığın bir başka yanını ortaya koyuyor. Gümrük Birliği anlaşması uyarınca AB ile Serbest Ticaret Anlaşması yapan ülkelerin ürünleri Türkiye'ye gümrüksüz girebiliyor. Bizim o ülkelere ihracatımız ise üçüncü ülkelere uygulanan gümrük tarifelerine uygun oluyor. Bakan Çağlayan, bunun Gümrük Birliği anlaşması sırasında Türkiye'nin Güney Kıbrıs korkusuyla, "AB başka ülkelerle STA yaparken Türkiye'de dahil olur" şartını dışta tutmasından kaynaklandığını ve her geçen gün zararımızın artmasına neden olduğunun altını çiziyor.

İşte bütün bunların sonucunda bizim ciddi bir mağduriyetimiz ortaya çıkarken gençliğimizin iki sloganı "Onlar Ortak Biz Pazar" ve "Montaj sanayine hayır" sloganları yeniden güncellik kazanıyor. Bakan Çağlayan, Türkiye'ye gümrüksüz ya da gümrük avantajıyla giren mallar konusunda "Telafi edici önlemler mekanizması" ile önlem almaya başladıklarını belirtiyor. "Trafik sapması" ile Meksika'da üretilen Volkswagen Jetta'ların ülkemize "AB malı" gibi girmesine karşın yüzde 10 telafi edici vergi koymayı amaçladıklarını açıklıyor. Bu tür girişimlerle AB ile yıllar önce STA imzalamış Üçüncü ülkelerin bir an önce bizimle de benzer içerikli STA imzalamaları sağlanmaya çalışılacak.

Ülkemiz Gümrük Birliği nedeniyle yaşadığı olumsuzlukları yeniden gözden geçirerek, mutlaka bazı iyileştirmelere gitmek zorundadır.  Çünkü ithalatın kolaylaşması bir yandan yerli üreticilerin rekabet gücünü azaltmakta, bir yandan üretim içersindeki yerli hammadde ve aramalı girdisini azaltmakta, bir yandan ihraç ürünlerimizde ürünlerde bizim katma değerimizi düşürmektedir. Bu nedenle hem Gümrük Birliğinin Üçüncü ülkelerle AB ülkeleri arasında imzalanan ticarette bizim rekabet üstünlüğümüzü geri iten STA' lar karşısında yeni girişimlere ihtiyaç vardır. Hem de ithal girdi yerine ikame edilecek yerli hammadde ve aramalı üretimin desteklenmesi doğru bir girişim olacaktır. Dış Ticaret açığının azaltılması için de, sorun yaratma eşiğindeki cari açığın düşürülmesi içinde bu önlemlere ihtiyaç vardır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar