Bizi yapısal reformlara iten bir rakam daha...
“Borçlanma, tüketim, üretim konusunda rakamlar ne söylüyor” başlıklı dünkü yazımda 3.30 sınırına dayanan dolar rakamından başlayarak, bize yeni bir yapısal reform ihtiyacında olduğumuzu gösteren bazı rakamları sıralamıştım. Dün açıklanan 11.3’lük işsizlik rakamı bizi yapısal reform gerekliliğine iten yeni bir konu oldu. Hiç vakit kaybetmeden gündemimizin ön sırasına yapısal reformlar konusunu almalıyız.
Aslında gündemimizdeki bu konuda bir süredir Ali Babacan ve Mehmet Şimşek gibi isimlerin de aralarında yer aldığı önemli açıklamalarla, görüşlerini dile getirenler var. İş dünyasının önde gelen isimleri de gün geçmiyor ki yapısal reformların öneminden söz etmesinler.
Açıklanan bu görüşlerde üzerinde buluşulan yapısal reformların arasında, hukuk, eğitim reformları, vergi adaletinin yeniden ihyası, KOBİ’lerin yüklerinin azaltılması ve finansa erişimlerinin güçlendirilmesiyle rekabetçiliklerinin artması, katma değerli, yüksek teknolojili üretimle, ihraç girdilerimizin artırılması, üretim alanlarımızın başta OSB’ler olmak üzere sorunlarının ele alınması gibi konular bulunuyor.
Bu konuların detaylandırılıp, yapısal reformların hayata geçirilmesi için toplumun her kesiminde, her sektörde tartışmalar açarak, sorunların sıralanması, çözüm önerilerinin, yerinden katılımcı yöntemlerle dile getirilmesinin önü açılmalıdır. Ancak bunun sonucunda gerçekçi ve hayata geçebilecek bir yapısal reform stratejisi ortaya çıkabilir. Bugün de ihtiyacımız olan da budur.
Bizi bu yola iten rakamlardan biri olarak dün açıklanan yüzde 11.3 seviyesine çıkan ağustos ayı işsizlik rakamı oldu. Bu konuya biraz daha yakından eğilelim. İşsizlik bu yüksek seviyeyi 2010 yılı Nisan ayında ve geçen yılın ocak ayında görmüştü. Ağustos işsizliği böylece son 6.5 yılda görülen üçüncü zirve oldu.
Çalışabilecekken iş aramaktan vazgeçenlerin içinde yer alan geniş tanımlı işsizlik oranı da yüzde 20.3’e yükseliyor. Genç işsizlik oranı bir yıl öncenin aynı dönemine göre 1.6 artışla yüzde 19.9’a yükselirken, tarım dışı işsizlik oranı da 1.3 puan artışla 13.7 seviyesine çıkıyor. Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik de 0.2 puanlık artışla yüzde 11.4’e yükselmiş durumda.
TÜİK verilerine göre son yıl içerisinde işgücünde 759 bin artışla 30 milyon 967 bine yükselirken, yeni işe yerleştirmeler 323 bin artışla 27 milyon 473 bine yükselmiş durumda. Buna karşın işsiz sayısı 435 bin artışla 3 milyon 493 bin rakamına ulaşmış.
Ülkemizde yeni iş piyasasına her yıl girenlerin istihdam edilmesi için en az yüzde 5-6 oranında büyümemiz gerekiyor. Son yıllarda yüzde üçler seviyesinde büyebildiğimiz için, bu sağlanamadığı gibi, işsizlik yüzde 10’lar seviyesinde seyrediyor.
Yeni yapısal reformları hayata geçirerek, tasarruf oranımızı yüzde 14’lerden 2000 yılı öncesindeki gibi yüzde 20’lere yükseltmeyi, büyümeyi sürdürülebilir olarak yüzde 6-7 seviyesine çekmeyi, doğrudan yabancı sermaye girişini yılda 20 milyar dolar seviyesine yükseltmeyi, ihracatımızı ve içersinde katma değerli ürünlerin artmasını sağlayabilirsek, işsizliği makul seviyelere bugünkünün yarısına indirebiliriz diye düşünüyorum. Açıklanan ağustos ayı yüzde 11.3’lük işsizlik rakamının bizi bir kez daha yapısal reformların zorunluluğuna iten bir rakam olduğuna inanıyorum.