“Bize geri, borçlu, hastalıklı bir vatan miras kaldı”
Cahil, okumuş, bilen, bilmeyen kişiler, 29 Ekim ve 10 Kasım günlerinde yersiz eleştiriler dile getirdiler. Bu yazıları, televizyonlardaki söylemleri görünce, Osmanlı'dan devralınan mirası ve ilk on yılda atılan adımlar, yapılanlar ile 10. Yıl Marşı'nda coşkuyla ele alınan gelişmelere değinmek istedim. Zaman zaman geçmişi ve yapılanları hatırlamakta fayda olduğuna inanıyorum.
1923 yılının Ekim ayında Mustafa Kemal, köşke davet ettiği İsmet Paşa’ya başlıkta yer alan Osmanlı'dan devralınan miras için, “Bize, geri, borçlu, hastalıklı bir vatan kaldı” diyerek, içinde bulunulan durumu özetlemiştir. Bugünlerde Atatürk ve Cumhuriyet üzerine olumsuz değerlendirmeleri okuyunca , devralınan miras ve ilk on yılda yapılanlardan söz ederek, nereden nereye geldiğimizi hatırlatmak istedim.
Nedir Osmanlı'dan kalan mirasta yer alanlar?
11 milyonluk nüfusun yüzde 80’ i kırsal kesimde ve önemli bölümü göçer. 40 bin köyden 37 bininde okul yok ve okuryazar oranı sadece yüzde 2. Ülkede 4 bin 770 ilkokul 153 ortaokul var. Öğretmenlerin sadece üçte biri okul mezunu. 40 bin köyde sadece 136 diplomalı ebe hizmet veriyor. Bebek ölüm oranı yüzde 60 seviyesinde. Toplam dokuma ve deri ağırlıklı 282 sanayi tesisi bulunuyor. 1921 sayımında 33 bin 58 işyeri ve 76 bin 216 çalışan olduğu bilgisi yer alıyor. Osmanlı'dan devralınan Duyunu Umumiye gözetimindeki toplam dış borç 216 milyon dolar. Üstlenilen bu borcun son ödemesi 1954 yılında yapılıyor. GSMH 570 milyon dolar, kişi başına milli gelir 43.3 dolar. Ekonomi ağırlıklı olarak tarıma dayalı. 22-23 milyon hektar tarım arazisinden 10-11 milyon hektarında 15 bin ilkel tarım makinesi ve 337 traktörle tarım yapılıyor.
Mustafa Kemal, gördüğü bu tablo karşısında, "Askeri ve siyasal zaferler ne kadar büyük olursa olsun ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa kısa ömürlü olur” düşüncesini ortaya koyarak, 17 Şubat-4 Mart 1923’te Cumhuriyet kurulmadan önce İzmir’de işçi, tüccar, sanayici bin 135 delegenin katılımıyla İzmir İktisat Kongresi toplanır. Kongrede 12 maddelik Milli Ekonomi Atılımı kabul ediliyor.
1924 yılında Mustafa Kemal’in desteği ve sermaye katkısıyla Türkiye İş Bankası Kurulur. 1925’te Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası da kurularak 1930 yılına kadar birçok yatırım hayata geçirilir. Osmanlı'dan kalan öşür vergisi 1925’tekaldırılır. 1929’da dünyada ekonomik kriz gündeme gelirken, Türkiye’de Sanayi Teşvik Kanunu'nu çıkarılır ve Merkez Bankası kurulur. Etibank, Sümerbank, gibi KİT’lerin kuruluşlarıyla önemli bir gelişme göstererek 1933’te Cumhuriyet’in 10. yılında savaş sonrasının devralınan, yıkılan ülkesinde önemli bir gelişme sağlanmış olur. Bu 10. Yıl Marşı'nda coşkuyla yansır.
Bu konuya değinmeme, 29 Ekim ve 10 Kasım’da Atütürk’e karşı cahil ve okumuş bireylerin saldırıları yönlendirdi sanıyorum.
Zaman zaman geriye dönüp Cumhuriyet döneminde yaşadıklarımızı, nereden nereye geldiğimizi hatırlamakta fayda olduğuna inanıyorum. O nedenle Osmanlı'dan devraldığımız miras ile ilk on yıldaki başarılı adımlardan söz etmek istedim…