Biz petrol aramıyoruz Başkaları aradıkça kızıyoruz

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Yunanlılar Ege'de petrol arıyorlardı. Acele olarak balıkçı teknelesini sismik alet ile donattık. Sismik 1 diye Ege'ye saldık. Bu gemiyi deniz kuvvetleri ve hava kuvvetleri korumaya aldı. Dokunanı yakarız dedik.Sismik 1  hurdaya çıktı. Ege'de petrol aramayı unuttuk. Şimdi  Rumlar Akdenizde petrol aramaya başladı. Aratmayız diyerek kıyameti koparıyoruz. Sismik 1'den sonra denize salacağımız gemi olmadığı için bu defa donanmayı Akdeniz'e çıkaracağız. Başbakan Yardımcımız  " Rum Kesimi bir arama yapacaksa Türkiye bunun karşılığını mutlaka verecektir.Çalışmalarımıza Deniz ve Hava Kuvvetleri  destek verecektir" dedi. Onların arama faaliyetine destek veren denşiz ve hava kuvvetleri yok. Çünkü arama teknik bir iş. Askeri değil.

Bizim TPAO'nuz var. Görevi petrol aramak. Yıllardır Karadeniz'de arıyor,İskenderun sahillerinde arıyor. İçeride bulamayınca dışarıya çıktı.Şimdilerde Libya'da arıyacak. Hükümetin açıklamasına göre, biz de Rumlara karşılık Akdenizde kendimiz için Munhasır Ekonomik Bölge belirleyeceğiz. Bunun için Kıbrıs Türk kesimi ile New York'da  Başbakanımız bir anlaşma imzaladı. Sonra bir yabancı firma bularak, bir de petrol aramaya başlayacağız.

İyi ki Rumlar petrol aramaya başladı da, petrol aramada bugüne kadar bu konuyu nasıl ihmal ettiğimizi hatırlama fırsatı doğdu. Acaba Türkiye'nin ben Rumlara petrol aratmam demesi ile Rumlar korkarak aramaya son verir mi ? Rumların petrol arama faaiyetleri konusundaki gelişmelerle ilgili en güzel değerlendirmeyi  Prof.Dr.Sertaç Başeren yaptı. Prof.Başeren'in  açıklamaları Haber Türk'de (21 Eylül 2011,sayfa 24,Murat Gürgen'in haberi)) yayınlandı.  Prof. Başeren olan biteni şöyle değerlendiriyor.

Krizin temelinde Akdeniz'deki "münhasır ekonomik bölge" anlaşmaları bulunuyor. Yunanistan'ın Mısır ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin ayrı ayrı İsrail, Mısır ve Lübnan ile imzaladığı anlaşmalar nedeniyle, Türkiye Akdeniz'de söz sahibi olduğu alanın üçte birini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya geldi.

İsrail-Güney Kıbrıs Rum Yönetimi  anlaşması ise Türk gemilerine Kıbrıs'ın doğusunda özgürce geçecek yol bırakmıyor.

1 Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ne demek?

1982 yılında imzalanan BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'nde düzenlenen MEB, karasularının dışında ama bu sulara bitişik, belirlenen özel hukuki rejime tabi, sahildar devletin hakları ve yetkileri ile diğer devletlerin hakları ve serbestliklerinin belirlendiği bölge.

2 MEB'in sınırları nasıl çiziliyor?

MEB kıyı devletin sahil şeridinden itibaren başlıyor ve 200 millik bir alanı kapsıyor.

3 Sahildar devletin MEB'de sahip olduğu haklar nelerdir?

MEB'de sahildar devletler sınırlı bir egemenlik hakkına sahip bulunuyor:

. Deniz yatağı üzerindeki sularda, deniz yataklarında ve bunların toprak altında canlı ve cansız doğal kaynaklarını araştırılması, işletilmesi muhafazası ve yönetimi konuları ile ilgili faaliyetlerde bulunmak

. Sudan, akıntılardan ve rüzgârlardan enerji üretimi gibi, bölgenin ekonomik amaçlarla araştırılmasına ve işletilmesine yönelik faaliyetlerde bulunmak

4 Akdeniz'deki kriz nasıl başladı?

Kıbrıs Rum Yönetimi, uluslararası platformlarda Kıbrıs'ı temsilen muhatap kabul edilmesinden hareketle, kendisini Ada'nın tek temsilcisi olarak görüyor. Rum Yönetimi bu çerçevede, 2003 yılından bu yana, deniz komşusu bazı ülkelerle MEB anlaşmaları imzaladı. Bu anlaşmalar çerçevesinde, Rum Yönetimi Ada'nın güneyini parsellere ayırarak 13 ayrı petrol arama sahası ilan etti

5 Türkiye neye itiraz ediyor?

Ankara, Kıbrıs'ın sahip olduğu kaynaklarda Rumlar kadar Türklerin de payı olduğunu ve Kıbrıs'ın nihai statüsü belirlenmeden bu zenginliklerin işletilmesinin doğru olmayacağını savunuyor. Rumlar 13 parselde petrol arama ruhsatı vermeyi başarırsa, bölgedeki 145 bin kilometrekarelik kıta sahanlığı alanının sadece 41 bin kilometrekaresi Türkiye'ye kalacaktır. Yani Akdeniz'de sahip olduğu suların üçte birini kaybedecek. Bu suların 71 bin kilometrekaresi Yunanistan'ın, 33 bin kilometrekaresi Rum Yönetimi'nin olacak.

İyi de bütün bunlar bir günde olmadı. Rumlar yıllardır,dantel örer gibi bu işin alt yapısını ördü  .2003'de Mısır ile,2007'de Lübnan ile 2010'da İsrail ile  Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması yaptı. Biz bunlara aldırmadık. Şimdi bu anlaşmalara dayalı arama başlayınca  "Bize yar olmayanı,başkalarına da yar etmeyiz"  söylemi ile  kendi kendimize hırçınlaşıyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018