Biz doları sevip, dolardan ürkerek “istikrarsızlıklar” yaşarız

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

1980’in 24 Ocak kararlarıyla ekonomimizi liberize edip dışa açmamızdan sonra, dünyadaki gelişmeler bizi çok yakıdan ilgilendirip, etkilemeye başladı. Dolar zaman zaman milli paradan TL’den daha fazla halkımızın ilgisini çekti, kiralamalar, alışverişler dolar üzerinden yapılır oldu. Bu dolar ilgisi, doların hızlı yükseldiği dönemlerde, memurların ay başında maaşlarını alır almaz dolar alarak kazanç elde etmek isteklerine yol açtı. Gayrimenkul kiraları dolara bağlandı. Halkımızın dolar sevgisi dolar fiyatı artarken yükseldi. Kriz dönemlerinde ise dolarla ilgili tartışmalar yaşandı, gayrimenkul davaları gündeme geldi. Dolardan ürkmemiz arttı. 

Bizim olmayan para dolarla iç içe sevgi ve ürkme ilişkisi içinde olmamız, dışardan etkilenmelerimizi de artırdı. Bunun son örneğini petrol fiyatlarının 60 dolarların altını görmesiyle Rusya’nın yaşadığı sorunlar sırasında gördük, yaşadık, yaşıyoruz. Dün sabah 2.33 TL seviyesinde olan dolar, öğle saatlerinde 2.41 ile gün içinde, yüzde 3 üzerinde artışla, tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü. Daha sonra Merkez Bankası açıklamasıyla sakinleşip 2.37 seviyesine geriledi. 

Rusya bizi niye bu kadar etkiledi ülkemizde doları yükseltti, önümüzdeki dönem etkileri olarak neler beklemeliyiz...

Bu konudaki değerlendirmeler içerisinde şunlar yer alıyor: 
Son dönemde özellikle Rusya- Ukrayna krizi sonrası ülkemize Rusya ve BDT ülkelerinden güven için önemli döviz transfer edilmişti. Rusya’da yaşanan sorunlar sonrası, ellerindeki ülkelerinin tahvillerini bozdururlarsa büyük zarara uğrayacağını düşünen Rus işadamları, bizdeki dolarlarını çekerek, en az zarar etmeyi düşündüler. Bu bizde doları yukarı doğru tetikledi. Merkez Bankası zirveyi gördükten sonra yaptığı açıklamayla yükselişi, aşağıya çekmeyi, frenlemeyi dün öğleden sonra sağladı. 
Rusya’daki gelişmelerin bizdeki etkisi, onun etkisi altındaki BDT ülkeleriyle birlikte olacaktır. Bu yılın ilk on ayında Rusya ve BDT ülkelerine ihracatımız 14 milyar 200 milyon dolar. Uzmanların değerlendirmelerinde gelişmelerin Rusya ve BDT ülkelerine ihracatımızın 2015 yılında 5 milyar dolar kayba uğrayabileceği tahmini yer alıyor. Bu ülkelerden turizm gelirlerimizin de 700 milyon dolar ile 1 milyar dolar arasında düşebileceğini, yaklaşık 2015 kaybımızın 6 milyar dolar civarında olabileceğini belirtiyorlar. 

Doların bu yükselişinin sadece Rusya’daki gelişmelere bağlı olmadığını, yurt içindeki son siyasal gelişmelerin ve “17-21 Aralık beklentisi” olarak dile getirilen söylentilerin de doların yükselişini etkilediği yorumları da yapılıyor. 

Konuştuğum ihracatçı dostlarım, dolardaki yükselişin kendileri için olumlu sonuç doğurmadığını, kendileri için önemli olanın “istikrarlı ortam” olduğunu belirtiyorlar. Dolar yükseliyor olsa da bunun kendileri için bir avantaj sağlamayacağının altını çiziyorlar. İhracatçı bir tekstil konfeksiyoncu dostum, “2015 hesabımı yaparken, ürün fiyatı artıramayacağımı, çok düşük kar marjıyla çalışmayı sürdürmek zorunda olacağımı düşünüyorum. Volüm artırmanın çok zor olduğu bu dönemde nereden neler yaparak, biraz daha fazla satışla kar elde edebileceğimin hesabını yapıyorum” değerlendirmesini yaptı. 

Bunlar, iş dünyamız için en önemli sorunun içten ve dıştan kaynaklanan “istikrarsızlık”, en özlenen durumun “istikrar” olduğunu ortaya koyuyor. Hızla yükselen ve düşen dolar da iş dünyamız için istikrarsızlığın unsuru oluyor. Bu dönemde de istikrarsızlık yaşanıyor...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar