Bitmeyen çok yönlü enerjimiz: Biyokütle
Hepimizin ağzında sakız oldu, Türkiye enerjide dışa bağımlı. Ve bundan kurtulmak için yerli kaynaklara ağırlık verilmeli.
Tabii öncelikle de yenilenebilir enerji kaynaklarına... Çünkü fosil yakıtların küremiz üzerinde yol açtığı tahribatın herkes farkında.
Fakat, o yaptı, bu yaptı, öteki yaptı, beriki yaptı diye sadece sorumluları tespit etmeye odaklanıp, bundan kurtuluşun yolları üzerine kafa yormazsak, boşuna enerji kaybetmiş oluruz. Tabii ki sorumluları, bunun maliyetine daha fazla katlanmaya zorlayalım, o ayrı.
Ama şimdi Türkiye’de yenilenebilir enerji denilince ilk akla gelen şey güneş. Çünkü hem bu konuda termal (su ısıtma amaçlı) kullanım 50 yıldır ülkemizde yaygın hem de güneşten elektrik üretimi daha küçük ölçekli sistemlerle çok daha geniş bir kesime yapılabilecek özelliklere sahip.
Diğer yaygın bilinen yenilenebilir enerji kaynağı ise rüzgar. Bu alanda mikro ölçekli sistemler kurmak en azından şimdilik çok fizibıl görünmüyor. Ama sistemler hızla ucuzluyor ve mikro ölçekli sistemler de yaygınlaşacaktır.
Aslında tükenmeyen bir başka enerji kaynağımız daha var ve bu aslında hepsinden daha yaygın. Buna en genel anlamıyla biyokütle diyoruz. Biyogaz, biyomas, biyoenerji gibi kelimeleri de giderek daha sık duyuyoruz.
Çünkü sokaktaki vatandaşa kadar inmese de biyokütle, yatırım maliyeti ile sağladığı katma değer açısından en ekonomik enerji kaynaklarından biri. Bunun nedeni, sadece enerji üretmekle kalmayıp, çevre kirliliğinin de önüne geçmesi. Artı, tarım sektörünün en önemli girdilerinden doğal gübre gibi bir yan ürünü de bulunuyor.
Kentsel ve tarımsal atıkların geri dönüşümünü sağlayan teknolojiler giderek yayılıyor. Fiziki bir varlığı, yani çöpü yüzde 100 yok etmek imkansız. Ama dönüştürüp insanlığı ve çevreyi bunların zararlarından kurtarmak, üstüne üstlük bir de enerji sağlamak mümkün.
Nasıl ki et ve süt hayvanı yetiştirenler bu faaliyeti yem bitkileri yetiştiriciliğiyle entegre ettiğinde maliyetleri aşağı çekip katma değeri yükseltebiliyorsa, aynı şekilde belli ölçeğin üzerindeki tarım ve hayvancılık yatırımları yapanlar da atıklarını enerji ve gübreye çevirerek aynı faydayı elde edebiliyorlar. Yani tarım, enerji ve çevreyi korumaya yönelik yatırımları bir araya getiren bir enerji kaynağı biyokütle. Son yıllarda özellikle küçüklü büyüklü yerel yönetimler atık yönetimine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirebilmenin en etkin yollarını aradıkları için biyokütle, biyogaz teknoloji ve çözümleriyle giderek daha fazla tanışır hale geldiler. Ama gidilen henüz bir arpa boyu yol. Sadece bu konu üzerinde çalışacak kurumlararası ortak bir platform oluşturulmasında yarar var. Çünkü nasıl ki biyokütle’nin sağladığı faydalar çok boyutluysa bu işle ilgili kurum ve kuruluşlar da o kadar çeşitli. Böylesi bir platform oluşur ve etkin çalışabilirse senkronize adımlarla biyotütleye dayalı enerji yatırımları hızla yayılacaktır.