Bitmeyen bayi sorunsalı

Her gün daha çok duyum alıyorum. “Bu otomobil var mıdır” , bulamıyorum, “Açıktan ücret istediler, ekstra donanım eklediler”. Durum gerçekten artık içler acısı. Ev alamayan, parasını değerlendiremeyen otomobil almak istiyor.

Otomobile gerçekten ihtiyacı olan aylarca sıra bekliyor, fırsatçı bayiler cezaları umursamadan yüksek fiyatlar, açıktan beklentiler, “aksesuar, boya koruma, yan basamak” adı altında pek çok saçmalıkla boğuşuyor. Hayatında otomobil almamış insanlar potansiyel galericiye dönüştü.

Geçen gün lüks bir SUV markasında iki yıl sıra olduğunu markanın bizzat yetkilisinden duydum. İki koca yıl. Marka yöneticileri satış yapmaktan ziyade teslimat yapmanın bayi motivasyonlarını düşürdüğünü, hedeflerin kalmadığını dile getiriyor.

Bazı markalar olaya müdahil, bazıları şirket içindeki çürük elmaları ayıklıyor, davalar açılıyor ama bir türlü bu rüzgar dinmiyor. İnsanlar otomobil alabilir, satabilir de fakat bunu el altından profesyonel bir sisteme çevirmek, insanların mevcut sıralarını ertelemek, ekstra donanımlar, paketler, boya korumalar…

El insaf. Bu rüzgar elbet biter, yüksek karlılık dönemi sakinleşir, müşteri yine aynı müşteri ama kimse yapılanı unutmaz. Marka kimlikleri kolay oluşturulmuyor, ama yapılan hatalar kolayca markaların üstünün çizilmesine, müşterilerin aidiyet duygularını yitirmelerine neden oluyor. Siz değerli okuyucularımdan da varsa bu konuda şikayet, yorum ve tecrübelerinizi bana aktarmanızı rica ediyorum.

Bu haftanın otomobilleri

Vakit buldukça yeni otomobilleri kullanmaya da gayret ediyorum. Bu haftaya Dacia Jogger ile başladım. 7 kişilik, fonksiyonel ve tam Türkiye’ye uygun bir aile otomobili Jogger. Bir dönem radyo ön hazırlık ünitesi bulunan markada şimdilerde yok yok, multimedya ekranı, bazı modellerde otomatik şanzıman, yakın dönemde gelecek olan elektrikli Spring.

Bir markanın dönüşümüne tanık oluyoruz. Spring’in Çin’de üretilmesi ve Türkiye’de bu modellere getirilen ekstra vergi biraz tat kaçırmış gibi gözükse de Spring markanın başka bir yüzünü ortaya çıkartacak. Şehirli, yenilikçi, ulaşılabilir. Haftanın ikinci otomobiliyse Hyundai Ioniq 5 oldu, gerçi ben 5’i kullanırken Ioniq 6’nın lansmanı da yapılıyordu.

Markanın geldiği noktayı göstermek açısından önemli, Kia EV6 ile benzer özellikler gösteren Ioniq 5, çok sessiz, huzurlu, yalıtımı çok başarılı. İnsan onu sakin kullanıp bataryaları korumak istiyor. Sene sonunda Türkiye’de olması beklenen Ioniq 5 ve 6’nın bir süre birlikte satılacağını duydum. Görenlerin “Togg mu bu” demesi bir başka.