Bitcoin, “bitme” coin…

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

Geçen haftaki köşemde, 2017’nin ekonomiye dair en ilginç yeniliği nedir deseler, “bitcoin’in yaşamımızdaki yeri derdim” demiştim. Dedim ki bu senenin ilk yazısına taşıyayım konuyu, hani şu kafa karışıklığın ortadan kalkmasına bir nebze de olsa katkı sağlayayım istedim. Öylesine çok telefon ve e-mail alıyorum ki bu konuda, fakat ilginçtir ki soranların çoğu, eminim ki tam olarak ne olduğunu öğrenmek yerine, daha ziyade ne dersiniz alalım mı, doğru bir yatırım mı diye sormayı tercih ediyorlar. Yani ne olduğundan daha fazla, ne getirir sorusu ağır basmakta.

Önce Bitcoin’in genel tanımına bir göz atalım. Bitcoin; kriptolu yani şifreli para kategorisinde, açık kaynaklı bir kod olarak yayınlanmış dijital bir para birimi olarak tanımlanmakta. Mucidi, 2009 yılında, Satoshi Nakamoto takma isimli bir programcı. Geleceğe dair yatırım yapanların hayallerinde önemli bir kavram haline gelen Bitcoin’in ilk kez bir düğünde para yerine takıldığını da söylersem belki konunun ne denli ilginç hale doğru gittiğini de daha iyi anlatmış olurum. Bitcoin’in önemli özelliklerinden bir tanesi, diğer para birimleri gibi merkez bankaları ile ilişkisinin olmaması, ancak bizim Merkez Banka'mız konunun dışında kalmama adına, bu konuda bir çalışma grubu oluşturarak bitcoini yakın takibe almış durumda. Dijital olarak transferi yapılabilen bu para biriminin olumlu yönlerinden birisi ülkedeki develüasyon veya enflasyon gibi kavramlardan da etkilenmiyor olması. Fiyatı tamamen piyasada oluşuyor, tabi bu artı bir yön olarak görüldüğü gibi, birçok bilinmezliği de beraberinde getiriyor.. İnternetin olduğu her ortamda ve sanal cüzdanlarda biriktirilebilen Bitcoin'in, dünyada en fazla 21 milyon adet üretilebilecek ve bir gün sonunun gelecek olması da aslında konuyu ilgi çekici hale getiriyor.

Yanı ıra güvenli, ucuz ve basit olarak değerlendirilen blog chain’in yüksek şifreleme teknolojisi sayesinde verilerin takip edilememesi ve kayıt altında tutulmuyor olması da pozitif olarak yorumlanmakta.

Diğer yandan Bitcoin, mevcut kullandığımız TL ve diğer döviz para birimleri gibi, günlük yaşantımızdaki alışverişlerimizde ve çevrimiçi ortamlarda harcayabileceğimiz bir para birimi özelliği de göstermekte. Bir protokol olarak adlandırılan Bitcoin’in yönetiminde, kişiler arasındaki veri paylaşım ağını temel alan, merkezî bir otorite tarafından kontrol edilemeyen, işlem ücreti oldukça düşük ve bağımsız olması da ilgi çekici. Aslında 10 yıl önce hayatımıza girmesine rağmen, 2017 yılında daha fazla popüler hale gelen bu para sanal biriminin yoğunluk kazandığı tarih olan Şubat 2015'ten itibaren, 100 binden fazla tüccar ve satıcının sisteme dahil olduğunu ve Cambridge Üniversitesi tarafından 2017'de yapılan araştırmaya göre ise; 2,95 ila 5,8 milyon kullanıcının kripto para cüzdanı kullandığını da belirtmeliyim. Bitcoin hesapları, şifreli olma özelliği taşıdığından ve bu hesaplardan birden fazla açılabildiğinden kullanıcılarına işlemlerinde anonimlik sağlıyor. Block Chain adı verilen bir veri merkezinde, Bitcoin üzerinden yapılan tüm işlemler kayıt altında tutulmakta ve bu ağdaki işlemler herkes tarafından incelenebilmekte. Ancak hesaplar şifreli olduğundan, bu hesapların kime ait olduklarını ise asla kimse bilmemekte.

Hesap kurulumunun çok basit olması, işlemlerde bir ücret ödenmiyor oluşu, para transferinin çok hızlı gerçekleşebilmesi pozitif yönlerini oluştururken, yapılan bir işlemin iptal edilememesi ise, olumsuz yönü olarak değerlendirilebilir. Uzun lafın kısası, gerçekte olmayan ve yazılım marifeti ile sanal alemde oluşturulan bu para birimi, yatırımlarına alternatif arayanlar için cazip; fütürist bir yaklaşım ile bakıldığında ise, güçlü döviz paralarını elinde tutan ülkeler için ise bir risk. Başka bir açısına göre de, güçlü ülkelerin bu gücünü zayıflatmak da bitcoin’i destekleyenlerin gizli hedefleri arasında. Bitcoin mi, biter coin mi, bence bitmez coin…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar