BIST 100 için mola vakti
Seçimin sonuçlanmasıyla beraber, yaklaşık 2,5 aylık süreçte BIST-100 endeksi %70 civarı getiri ile seçim öncesindeki %16,85 düşüşten, yılbaşındna bu yana pozitif tarafta %40 getirilere kadar uzandı.
Buradaki yükselişe yalnızca seçimin sonuçlanması sebep oldu diyerek geçmemek lazım. Seçim sonrası sürecin piyasalara getirisini şu şekilde özetleyebiliriz.
Öngörülebilirliğin artmış olmasıyla algılamalarda tansiyonun düşmesi, yeni ekonomi yönetiminin göreve geleceği söylemlerinin başlamasından itibaren, sanki görünmez bir el tarafından zinciri kırılan kurda, yukarı yönlü ciddi hareketler yaşanması ve kurda yaşanan çözülme ile endeksin lokomotifi olan ihracatçı şirketlerin yeniden nefes alması. Yeni ekonomi yönetiminin genel anlamda kulisler ve piyasa tarafından kabul görerek beğenilmesi ve ekonomi yönetimi tarafından piyasaya verilen demeçler ve mesajların güven telkin etmesi.
Henüz yeterli görülmese de atılan adımlarda Ortodoks politikalara, gerektiği üzere sıkılaşmaya dönülmüş olmasının algılarda normlara uygun döneme geçilebileceği düşüncesini desteklemesi gibi gelişmeler endeksi taşıyan ana hikayeler arasında yer aldı. Yine yakın dönemde, BAE ile yapılan niyet anlaşmasının oluşturmuş olduğu beklentiler, TCMB’ye yapılan başkan yardımcısı atamaları ve 2. Çeyrek bilanço dönemi de endeksi TL bazında zirveye taşıyan etmenler oldu.
Kısa vadeli beklentileri hızla fiyatlayan ve tüketen endekste yorulma emarelerinin başladığını da söylemek mümkün. Orta-uzun vadeli yeni bir hikaye yaratmaya başladığımız gerçeğini akılda tutmakla birlikte kısa vadede yaşanan hızlı yükselişin ardından bir miktar soluklanma ve konsolidasyon isteği önümüzdeki günlerde öne çıkabilir.
Seçim öncesi dönemde endeks 4300 lerden tepki ararken artık satış değil alım için fırsat kollamamız gerektiğini belirtmiş ve Model Portföy’deki hisse ağırlığımızı hemen seçimin ertesi günü artırmıştık. Ve 2023’ün ikinci yarsının 2022’nin minik bir versiyonu şeklinde (önce kur hareketiyle ivmelenen ihracatçı şirketler ve sonrasında artacak enflasyon karşısında getiri arayışı) gelişebileceğini belirtmiştik. Algoritmamız 4500 seviyelerinden beri AL konumunda.
Ancak ortalamalardan hızlı uzaklaşmış olmamız nedeniyle bir soluklanma ihtiyacı duyuyoruz. Stratejik olarak endeks için yıl sonu 3,00- 3,25 dolar (yıl sonu kur tahminimizle 8800-9000) hedefimizi ortaya koyarken, 4,500 seviyelerinde, endeksin 4,3 FK ile işlem gördüğü ve risk-getiri dengesi açısından oldukça cazip bir fırsat sunduğu süreçten, 7,8 FK ile mevcut konjonktürde makul bir fiyatlama noktasına geldiğimizi düşünüyoruz.
Gelinen nokta itibariyle Model portföyde hisse ağırlığımızı %50’ye düşürürken 4500 seviyelerinde aldığımız risk ölçüsünde bir riski bu seviyelerde taşımanın risk-getiri dengesi açısından çok makul olmayabileceği kanaatindeyiz.
Bu bağlamda portföylerde, özellikle hızlı yükselmiş, fiyat-değer dengesi bozulmuş hisselerde kısa vadeli risk azaltıyoruz ve endeks için AL olan tavsiyemizi, orta-uzun vadede stratejik olarak pozitif görüşümüzü korumakla birlikte, taktiksel olarak TUT’a çekiyoruz.
Seçim öncesi sıkça dile getirdiğimiz gibi, Kapıkule sınır kapısında bekleyen yabancının da seçim sonrası, temkinli iyimser modda, sürece dahil olmasıyla kısa vadede güçlenen ve dik bir açıyla bu noktaya gelen trendin karşısında durmaya çalışmadık ve trend ile inatlaşma niyetimiz de yok. Ancak 4500 den aldığımız risk kadar riski bu seviyede taşımanın risk-getiri dengesi açısından çok makul olmadığı kanısındayız.
Bu aşamada, makul stoplarla yola devam etmek ya da buralarda kademeli kar almak yatırımcının risk algısına kalıyor, ancak biz hisse pozisyonlarını azaltarak (orta-uzun vade pozitif görüşümüzü korumakla birlikte) kısa vadede bir miktar temkin moduna geçiyoruz. Ve bu noktada, yaşanması olası sektör ve hisse rotasyonlarından da maksimumda faydalanmaya çalışacağız. Hisse bazında hareketlere odaklanmaya devam edeceğiz.
Bu anlamda, fiyat-değer noktasında hala ciddi fırsatlar olduğu kanaatindeyiz. 8000-8200 civarından başlayabilecek olası bir düzeltme sürecinde 7400 ve 7100 seviyelerini destek olarak takip edeceğiz. Özellikle 7100 seviyesine olası geri dönüşlerde, bu trendin dışında kalmış yatırımcıların, doğru sektör ve hisse seçimleriyle trende dahil olabileceklerini düşünüyoruz.
Bu noktada, Perakende (gıda, tekstil, teknoloji), gıda, perakende, havacılık ve bankacılık sektörlerinin yılın devamı için cazip görünmeye devam ettiğini düşünmekle birlikte, hisse bazında değerlendirmelerinde dikkate alınması gerekiyor. Yine bu süreçte, endeksin görece gerisinde kalmış olan, ENKAI, KARSN, EREGL, KCAER, TTKOM gibi şirketler de portföy çeşitlendirmesi anlamında takip edilebilir.
Seçim sonrası dönemde borsaya 2 milyar dolar civarında bir yabancı girişi de gerçekleşirken yabancı payı da %27’lerden %31’e yükseldi. Ancak gelen yabancıların daha çok kısa vadeli fırsat peşinde koşan agresif hedge fonlar olduğu kanısındayız. Kalıcı ve uzu vadeli yabancı girişleri için enflasyonda kalıcı bir düşüş ve daha sıkı bir para poltikası duruşunun benimsenmesi gerektiğini düşünüyoruz.