Birleşme ve ortaklıktan çıkarılma

Av. Umut KOLCUOĞLU
Av. Umut KOLCUOĞLU HUKUK NOTLARI [email protected]

Piyasalarda giderek artan rekabet, şirketlerin organik büyüme ile hedeflerine hızlıca ulaşmasını oldukça güçleştiriyor. Şirket satın alma ve birleşmeleri bu noktada devreye giriyor ve şirketi güçlendirerek etkili bir şekilde pazardaki finansal gücünü artırmasını sağlıyor, yeni pazarlara girmesini kolaylaştırıyor. Dolayısıyla günümüzde birçok şirket, piyasadaki varlıklarını güçlendirmek için birleşme ve devralma işlemlerini kullanıyor.

Birleşme ve satın alma kavramları, ticari açıdan aynı anlama gelseler de hukuken farklı işlemleri ifade ediyor. Satın alma işleminde, bir şirket diğer şirketin paylarını veya malvarlığını devralırken, birleşme işleminde ise iki ve daha çok şirket, yeni kurulan veya mevcut tek bir şirket bünyesinde birleşiyor. Birleşme, pay devrine kıyasen Türk Ticaret Kanunu’nda detaylı kural ve prosedürler çerçevesinde düzenleniyor. Bunun temel sebebi, birleşmenin şirket pay sahipleri üzerinde doğrudan etki yaratması. Birleşmede bu etkiyi yaratabilecek araçlardan biri de “ortaklıktan çıkarma” müessesi. Bu yazımızda “ortaklıktan çıkarma” işlemini genel hatlarıyla azınlık pay sahipleri açısından değerlendireceğiz.

Birleşmede kural, ortak olma durumunun devamlılığının sağlanması. Dolayısıyla, siz birleşmeye tabi bir şirkette pay sahibiyseniz, pay sahipliği oranınız, birleşen şirketlerin sermayesi ve belli hesaplama kuralları çerçevesinde azalmakla birlikte, ortaklığınız birleşme sonrası yeni şirkette devam eder. Ancak azınlık pay sahibi olarak, birleşmeye katılmak istememeniz ya da birleşmeyi kendi menfaatlerinize aykırı görmeniz olası. Aynı şekilde, şirketin hâkim ortağı da azınlık pay sahiplerinin şirketin faaliyetlerini engellediğini düşünüyor olabilir. Bu noktada Türk Ticaret Kanunu azınlık pay sahiplerinin birleşme sonrası şirkette zorla tutulmasına gerek olmadığını kabul ediyor. Dolayısıyla birleşme esnasında, şirketin hâkim ortağı veya ortakları, size yeni şirkette pay sahibi olarak kalmak ya da ayrılmak arasında bir seçim hakkı tanıyabileceği gibi, sizi şirketten zorla çıkarabilir.

Peki, süreç nasıl işliyor? Şirketlerin yönetim kurulu detaylı sözleşme ve raporlardan oluşan birleşme evrakını hazırlıyor ve bu evrakı hem şirket merkezinde hem de internet sitesinde bir ay süreyle pay sahiplerinin incelemesine sunuyor. Bu birleşme evrakı, çıkarma yapılıp yapılmayacağı, yapılacaksa toplam ödenecek tutar ve bu ödemenin nasıl yapılacağına ilişkin detaylı bilgi içeriyor. Akabinde şirketler genel kurullarını toplantıya çağırıyor ve birleşmeyi pay sahiplerinin onayına sunuyor. Zorla çıkarma kararının verilebilmesi için birleşme sözleşmesinin şirketin %90’ına sahip olan ortaklarca genel kurulda onaylanması şart. Bunun için bir gerekçe gösterilmesi de gerekmiyor. Dolayısıyla şirketteki paylarınız %10’un altında ise zorla çıkarma ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Birleşme gerekli nisapla onaylandığı takdirde, şirketler bu kararı ticaret siciline tescil ediyor, birleşme tamamlanıyor ve pay sahipleri şirketten çıkarılmış oluyor.

Tabii çıkarma işleminin finansal bir boyutu da var. Çıkarılan pay sahibine, yeni şirkette pay sahibi olsaydı hak kazanacağı paylarının gerçek değerine denk gelen bir tutarın ödenmesi zorunlu. Bu tutar, “ayrılma akçesi” olarak ifade ediliyor. Türk Ticaret Kanunu, gerçek değerin ne olduğunu tanımlamıyor ancak ayrılma akçesi hesaplanırken mutlaka yaşayan şirketin değerinin esas alınması gerektiğini belirtiyor. Diğer taraftan ayrılma akçesinin çıkarılan pay sahibine nakden ödenmesi şart değil. Bu tutar, başka bir şirketin payı ya da menkul değeri (örneğin değiştirilebilir tahvil) ile ödenebilir. Ancak pratikte bu ödemelerin ne şekilde gerçekleştirileceğinin etraflıca değerlendirilmesi gerekiyor. Ayrılma akçesinin çıkarılan pay sahibine birleşmenin tescilini takiben derhal ödenmesi gerekiyor.

Bu şekilde ortaklıktan çıkarma işlemi ile karşı karşıya kalan pay sahibinin çıkarma işlemine itiraz etme imkânı bulunmuyor. Pay sahibi, genel kurul toplantısına katılarak muhalefet şerhini tutanağa işletmişse ileri sürdüğü sebepler dâhilinde, her pay sahibi gibi, genel kurul kararının ve dolayısıyla birleşmenin iptalini talep edebilir. Ayrıca, ortaklıktan çıkarılan her bir pay sahibi, birleşmenin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmesinden itibaren iki ay içinde ayrılma akçesi tutarının yeniden tespit edilmesini mahkeme aracılığıyla talep edebilir. Bu yönde açılacak bir dava, birleşmenin ve ortaklıktan çıkarmanın geçerliliğini etkilemez; ancak mahkeme yeni bir tutar belirlerse yeni belirlenen tutarın çıkarılan tüm ortaklara ödenmesi gerekiyor.

Şirket birleşmeleri büyüme yolunda işlevsel bir yöntem olsa da azınlık pay sahipleri bakımından ortaklıktan çıkarılma riski barındırıyor. Birleşme işlemlerinin sorunsuz bir şekilde tamamlanabilmesi ve sonrasında herhangi bir iddia ve talep ile karşılaşılmaması için, birleşmeye taraf şirketlerin sürece ilişkin yükümlülüklerini özen içerisinde yerine getirmeleri gerekiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar