Birinci çeyrek sonunda ekonomi
Göz açıp kapatana kadar yılın ilk üç ayını bitiriverdik. Üçer aylık dönemler ekonomiyi değerlendirme açısından dönüm noktaları olarak kabul edilir. Yılın ilk üç ayı bu açıdan daha da önemli. Önceki yıldan devralınan mirası nasıl geliştirdiğimizi bu dönemi değerlendirerek anlayabiliriz.
2012 yılından devraldığımız mirasın temel öğesi büyüme. Yeni yayınlanan veriler 2012 yılının bütününde yüzde 2.2 büyümüş olduğumuzu gösteriyor. Büyüme mirası olarak düşük bir tempo devraldığımızı söyleyebiliriz.Gerçek durum biraz daha karanlık görünüyor. Yılın son ayında, bir önceki aya göre, büyüme hızımız sıfır. Yani ekonomi durmuş. Esas devraldığımız büyüme temposu bu.
Mali denge açısından geçen yıldan devralınan miras oldukça düzgün. 2012 sonunda bütçe açığının GSMH'nın yüzde ikisi düzeyine indirilmiş olması bunu gösteriyor. Siyasi iktidar mali disiplinin korunacağına ait bağlayıcı beyanlarda bulunuyor. Yani, son dönemin büyümeci-kamer sıkmacı politika karşıtlığında hükümet maliye politikasını sıkı tutanlar arasında yer alıyor.
Büyüme yavaş, mali disiplin yerli yerinde olunca geçen yıldan oldukça mülayim bir enflasyon hızı devralındı. 2012 yılını tüketici fiyatlarında yüzde 8.16 artış hızıyla tamamladık Yılın son ayında çok ufak dozda yükselme eğilimi gösterse de bu veri 2012 yılından sakin bir enflasyon mirasının devraldığımızı gösteriyor.
2012 yılından devralınan en olumlu miras daralan dış açık. Dış ödemlerde 2012 yılı sonu itibariyle gerçekleşen 48.9 milyar dolarlık cari açık devralınan mirasın ne kadar çarpıcı olduğunu gösteriyor.
* * *
2013 yılının birinci üç ayı sonunda bu noktalarda tam olarak nerede olduğumuzu söyleme imkanı yok. Ancak, mevcut verileri ve dolaylı işaretleri kullanarak bir ilk değerlendirme yapmak mümkün.
Örneğin büyüme konusunda yılın birinci çeyreğine bir ilk izlenim istiyorsak dolaylı verilere bakacağız. Sanayi üretimi böyle bir veri. Bu konuda son veri Şubat ayına ait. Düz olarak bakıldığında bu yılın ikinci ayında sanayi üretiminin geçen yıla kıyasla yüzde 1.6 arttığı görülüyor. Takvim etkisine göre düzeltildiğinde bu sayı yüzde 4.4 e çıkıyor. Takvim ve mevsime göre düzeltilmiş aylık sanayi üretim artışı da bir önceki aya göre yüzde 1.5 olmuş. Bu sayılar büyümenin geçen yıla göre hızlanmaya başladığı izlenimini veriyor. Büyüme konusunda geçen yıldan devralınan mirası geliştirdiğimizi söylemek mümkün.
Bütçe uygulamasında yılın ilk ayında mali disiplinin korunduğu gözleniyor. Ocak ve Şubat aylarında faiz dışı harcamalar artmış olmasına rağmen vergi gelirlerinin de artmış olması sonucunda bütçe açığı geçen yılki düzeyinin altında gerçekleşmiş. Mart ayının nakit denge verileri faiz dışı harcama artışının yavaşladığını, faiz dışı fazlanın arttığını gösteriyor. Mirası kötü kullanmadığımız anlaşılıyor.
Bu yılın ilk üç ayında fiyat istikrarı (enflasyon) açısından da mirası fena kullanmammış olduğumuz görülüyor. 2012'nin Mart ayında tüketici fiyatlarının artış hızı yüzde 10.4 iken bu yılının Mart ayında bu hızın yüzde 7.29 düzeyine gerilemiş olması bunu gösteriyor. Ancak, enflasyon hızının Şubat ayında yüzde 7.03'den Mart ayında yüzde 7.'9 düzeyine çıkmış olması yılın geri kalan kısmında fiyat istikrarı konusunda tereddüt uyandırıyor. Çekirdek enflasyonun (I endeksi) yüzde 5.8 düzeyinde kalmış olması bu noktada karamsar bir beklenti üretmeyi engelliyor.
Dış denge 2013 yılının en kritik değişkeni olmaya aday. 2012 yılında cari açığın sürekli daralmış olması çok olumlu bir performans olarak algılandı. Bu algının 2013 yılında ne ölçüde korunacağı önemli. Bu konuda mevcut veri yılın ilk ayına ait. Ocak ayında 5.6 milyar dolar olarak gerçekleşen aylık açık beklentilerin üzerinde. Bu iyiye işaret değil. Daha da önemlisi yıllık bazda hesaplanan cari açıkta daralmanın sonuna gelindiği izlenimi var. Büyümenin hızlanmasıyla birlikte geçen yılki daralmanın genişlemeye dönmesi daha da hızlanacak. Bu hiç iyi bir haber değil. Bu yıl dış dengede devralınan olumlu mirasın aynen sürdürülmesi mümkün olmayacak gibi görünüyor.
Yazara Ait Diğer Yazılar
Tüm Yazılar