Bireysel özgürlükleri koruma ve geliştirme arzusu yok

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ [email protected]

Bayramdan kısa süre önce polis teşkilatında yaygın gözaltılar, ardından tutuklamalar oldu. Bu defaki neden kişilerin telefon konuşmalarını yanlış bilgiler vererek, bazen yargıyı aldatarak, örneğin sahte isimler kullanarak ya da cep telefonlarının numarasını değil sadece IMEI numaralarını vererek dinlemekti. Dinlenen kişileri gizli dinlemeye almak için çoğu zaman haklı ya da inandırıcı bir neden bulunmuyordu. Buna rağmen dinlemeler uzun süreler devam etmişti. Bazı dinlemeler izinsizdi. Yargı ise dinleme izinleri konusunda bir hayli cömert davranmış, polisin hatırını kırmamayı şiar edinmişti. Söylenenlere göre maksat zaten güvenlik değil, kişiler hakkında bilgi toplamak, gerektiğinde bu bilgileri aleyhlerine kullanmakmış. 

Hükümetimiz olaylar karşısında sert bir tepki vermiş olsa da, durumu izleyenler açısından bu tepkinin samimiyeti sorgulanmak gerekiyor. Topluca Ergenekon diye anılan fakat iç içe geçmiş muhtelif davalardan oluşan yargılama sürecinde çok sayıda telefon dinleme kaydı dosyalara girmişti. Bu kayıtların önemli bir bölümünün dava ile en ufak bir ilgisi bulunmadığı görüldü. Kişilerin teşhir edilmesine, itibarlarıyla oynanmasına yol açtılar. Yargılama sırasında, hükümetimizin bireysel özgürlüklerin açıkça ihlal edilmesinden şikayetçi olduğunu hatırlamıyorum. Daha çok yargının işine karışılmamasını telkin etmişti. Dolayısıyla, hükümetimizin gösterdiği hassasiyetin demokrasi düşkünlüğünü yansıtan ilkesel bir tavırdan ziyade, kendisini rahatsız eden bazı dinleme kayıtlarının ortaya dökülmesinden kaynaklanan araçsal bir tepki olması muhtemeldir. 

Sebebi ne olursa olsun, hükümetimizin telefon dinlemelerini zapt-ı rapt altında alma ihtiyacını hissetmesi sevindirici olmakla birlikte, Başbakanımızın MİT’e yargı kararı olmadan geniş dinleme yetkilerinin verilmesinin planlandığını söylemesi, hükümet katında konunun bireysel özgürlüklerin genişletilmesinden ziyade, kendi elemanlarını korumak güdüsüyle ele alındığını göstermektedir. Halbuki ortaya dökülen olaylar, iletişimin gizliliğinin sağlanması konusunda demokrasimizi genişleten ve ilerleten düzenlemeler için bir fırsat yaratıyor. Örneğin, kişilerin sahte isimle dinlenmeye çalışılması, gerçek numara yerine IMEI kullanılması yasaklanabilir ya da daha ağır koşullara bağlanabilir. Dinleme kararlarının tek yargıç değil, bir yargı heyeti tarafından verilmesi koşulu getirilebilir; dinleme kararı için istenen şartlar ağırlaştırılabilir, sonuçların yargıya geri bildirilmesi istenebilir. Dinleme süreçlerini izleyen ve denetleyen bir yapı oluşturulabilir. Hatta böyle bir yapıya, devlet dışından sivil toplum temsilcileri alınabilir. Tabii, her işin başlangıç noktası, bireysel özgürlükleri koruma ve geliştirme arzusunun duyulmasıdır. Maalesef, hükümetimin böyle bir arzu ile mücehhez olduğuna ilişkin güçlü emareler bulunmamaktadır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019