Biraz rahat olun!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Türkiye'deki seçmen sayısı, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde 42 milyon 533 bin kişiydi; sayı, 21 Ekim 2007'de yapılan halk oylamasında 42 milyon 630 bin kişiye çıktı. Aradan bir yıl geçti, 29 Mart 2009'daki yerel seçimler için askıya çıkarılan listelere bakıldı ki, seçmen sayısı 48 milyon 268 bin kişiye ulaşmış. Yani, bir yıl öncesine göre 5 milyon 638 bin kişi artış var. Bir yıldaki bu artışı nasıl izah edebiliriz? Yüksek Seçim Kurulu'nun resmi izahı şöyle: "YSK, en son 1997 yılında seçmen küçükleri için yazım yaptı. Daha sonraki seçimlerde yeni yazım yapılmadı, sadece seçmen kütükleri güncelleştirildi. Kişi kendi gelip yazıldıysa biz yazdık, gelmediyse yazamadık. Aradaki 6 milyon fark bize gelmedikleri için, askıya çıkan kütüklere gidip yazılmadıkları için oluştu." Görüyorsunuz değil mi, haydi 6 milyonun 1 milyonunu oy kullanma yaşına yeni gelenler oluşturuyor diyelim; yaklaşık 5 milyon seçmen, geçen yıl oy kullanmayı düşünmemiş, ama bu yıl birden "Biz niye oy kullanmıyoruz" diye koşarak kendini listelere yazdırıvermiş. Pek inandırıcı gelmedi mi, o sizin sorununuz. Bir not daha; yıllardır mükerrer oy kullanmayı önleme amacıyla uygulanan parmak boyama işlemi 2009 yerel seçimlerinde artık yok; çünkü seçim bilgisayar ortamında kayıt altına alınacakmış. Tüm bu tabloda can sıkıcı yönler mi var diyorsunuz; yok yok, sorun, sizin güven sorunu içinde olmanız!

Bursa'daki Polylen ve Sönmez Filament'te, Kahramanmaraş'taki Matesa'da, Denizli'deki Denizli Basma, Günak ve Dempa'da, Kayseri'deki Katartaş ve Mimataş'ta, Gaziantep'teki Tekerekoğlu Tekstil'de çalışırken işini kaybeden işçiler; siz de bu durumun ekonomik krizden kaynaklandığını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Türkiye'de bir ekonomik kriz yok; yalnızca dünyadaki kriz teğet geçerken yarattığı sıcaklığı hissediyorsunuz yalnızca. Hem zaten dünyadaki küresel kriz de inişe geçti; yani sorun, sizin güven sorunu içinde olmanız!

Geçen yıl kasım ayında 13 bin 915 otomobil satan yerli üreticiler, bu yılki satışlarınızın 5 bin 639'a inmesini krize bağlamayın, sorunu kendinizde arayın, belli ki siz de güven sorunu içindesiniz; biraz iyimser, biraz pembe bakın gelişmelere. Aynı şekilde geçen yıl kasımda 25 bin 728 ithal otomobil satışı gerçekleştiren, ancak bu yılki satışları 11 bin 562'de kalan ithalatçılar, önerilerimiz sizin için de geçerli; sorun, sizin güven sorunu içinde olmanızdan kaynaklanıyor!

İhracatçılar, kasım ayında geçen yıldan yüzde 22 daha az ihracat yapmak durumunda mı kaldınız? İhraç edemiyorsanız iç piyasaya satarsınız. Yok mu, içeride de satış yok mu, o zaman üretmeyin; pozitif bakın hayata, her şeyi sorun etmekten vazgeçin.

Bir şirket sahibi olarak bankalar üstünüze üstünüze geliyor ve kredileri geri mi çağırıyor, zaman içinde zaten ödeme yapamaz duruma gelecektiniz, ne olacak ki, bu durum öne çekilmiş oluyor. Hem dış kredinizi ödemede zorlanacağınız için bankalara borcunuzu ödemeniz zora girmeyecek miydi, bunların hiçbiri sorun değil; hallolur zamanla, hallolur!

Bankacı olarak geceleri uykunuz kaçıyor, krediler geri dönmezse diye hafakanlar mı basıyor? Niye dert ediyorsunuz ki, "Bizim dönemimizde hiç banka battı mı" diyen bir hükümet, sizce banka batmasına izin verebilir mi, nasıl olsa bir şekilde destek çıkar, niye dert ediyorsunuz ki? Rahat olun, bari siz kendinizi güven sorunu içinde hissetmeyin.

İşçisi, işvereni, bankacısı, ithalatçısı, ihracatçısı; siz hep bir güven sorunu yaşıyorsunuz, tedirginsiniz; böyle yaparak kendinize zarar veriyorsunuz. Bakın, bir yılda seçmen sayısını 6 milyon artıranlar hiç rahatsızlık duyuyor mu, minare varsa kılıf da hazır, herkes kendisi tıpış tıpış gitti ve listelere adını yazdırdı, hepsi bu!

Çok uzağa gitmeyin, yakın çevrenize bakın biraz ve rahat olun!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar