Biraz ordan biraz burdan

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

 

Haziran ayını da jet hızı ile bitirdik. Türkiye için hem sıcak, hem de hareketi bol bir ay olduğu kesin. Gezi Parkı ile başlayan olaylar, önce İstanbul’u, sonra Türkiye’yi hayli hararetli günlere taşıdı. Siyasi anlamdaki gerekliliği – haklılığı – haksızlığı gibi konuları tartışmak yersiz bu yazıda, zira benim her zaman her görüşe saygım sonsuzdur. Fakat bahsettiğim durumun  ekonomiye bir durağanlık getirdiği kesin. Özellikle yurtiçi lojistiğinde hizmet verenlerin, Haziran ayında işlerinin belirgin bir şekilde düştüğünü ve bunu da yüksek sesle dile getirdiklerini söyleyebilirim. Perakende sektörü alışverişin yoğun olduğu semtlerde doğaldır ki bir hayli azaldı. Öyle bir sektördeyiz ki, her önemli gelişmeden belki de ilk olarak bizler etkileniyoruz. Gelişme de olsa, gerileme de.

İstanbul elbette çok büyük bir metropol ve artık dünyanın da yakından takip ettiği en önemli merkezlerden bir tanesi. Ve İstanbul’da ne olursa olsun, hayat hiçbir şekilde durmuyor; faaliyetler, etkinlikler olanca hızı ile devam ediyor. Ben de geride kalan ay içerisinde bizzat katıldığım etkinliklere ve sektör için önemli diyebileceğimiz olayların başlıklarına bir dokunmak istedim bu kez.

Yönetim Kurulu Üyeliğini büyük bir keyifle sürdürdüğüm LODER’in bir organizasyonu oldu yakın zamanda: “Üniversiteler arası Lojistik Vaka Yarışması”. Jüri olarak yer aldığım yarışmada, gençlere “Katı Atık Lojistiği” konusu verildi ve Sivas ili için bu konuda proje geliştirmeleri istenildi. Yaklaşık 5 saat kaldıkları kapalı odalarda, üniversitelerden gelen finalist ekipler öylesine muazzam hazırlanmışlardı ki, onlarla gurur duydum. Bilkent Endüstri Mühendisliği, İzmir Yaşar Üniversitesi Lojistik ve Kırkağaç Meslek Yüksek Okulu Lojistik Bölümleri ayrı ayrı dallarda birinci gelmeyi başardılar. İstanbul’dan hiçbir okul finale dahi kalamamıştı ama eminim tüm yarışmaya katılan gençler aslında gelecekte bizlerden bayrağı başarı ile devralıp taşıyacaklar.

Geçen hafta İstanbul Ticaret Üniversitesi tarafından düzenlenen “Tedarik Zinciri Yönetimi Çalıştayı” na katıldık. Ben de panelisttim. Bu yaz sıcağına rağmen, halen bu tarz organizasyonların olması sevindirici, ama tabi katılım beklenenin ne yazık ki altında oluyor. IBM Watson’un merkezinden yani ABD’den gelen Sn.Kaan Katırcıoğlu Tedarik Zinciri Planlamasında Entegrasyon ve Optimizasyon’dan söz ederken, bize Amerika’daki uygulamalardan ışık tuttu. Sunumu gayet iyiydi, ancak onu dinlerken, özellikle başarı kriterleri ve tedarik zinciri algısı konusunda hiç de geride olmadığımızı ve tümü ile olaylara bakış açımızın aynı olduğunu fark ettim. Yaratıcı bir toplum olmamız ve teknolojiye duyarlılığımız aslında, benim hep mikro diye tabir ettiğim, yani lojistik firmalarının veya hizmet alanların kendi iç lojistikleri ve tedarik zinciri yönetimlerinin başarıya ulaşabilmesini sağlıyor. Bence bizim lojistik tarafında kendimizi beğenmediğimiz ve eleştirdiğimiz noktalar daha ziyade ülkemizde halen bir türlü “varolamayan” lojistik master planının eksikliği sonucunda ortaya çıkan ve genel tabirimle “Makro Lojistik” olarak adlandırdığımız tarafımızdır.

Bu arada, Dünya Ekonomi TV ekranında yapımcılığını ve sunumumu sürdürmekte olduğum “Trend Lojistik” isimli programımda da ilginç konuklara yer vermeyi sürdürüyorum. Geçtiğimiz hafta UND’nin eski başkanı sevgili dostum, ağabeyim Tamer Dinçşahin’i konuk ettim ve bol bol dedikodu yaptık. Bugün (1 Temmuz Pazartesi) saat 15:00 de yayında, dedikodu seviyor ve UND tarihinde tek istifa ederek ayrılan başkanın bu konudaki görüşlerini merak ediyorsanız izlemeyi sürdürmenizi tavsiye ederim.

Yaz geldi, ama bize pek gelmiyor gördüğünüz üzere. Tam üniversiteler de tatil oldu rahat ederim diyordum ama, nerde, Haziran’a iki şirket sığdırdık. Akıllı taşıma sistemleri konusunda Freelog’u, lojistik alanında yeni adımızla ARC Lojistiği devreye aldık, belli ki hareketli günler hem ülkeyi hem de beni beklemeye devam ediyor.

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar