Biraz insaf

Gültekin KARA
Gültekin KARA OTOSTOP gultekin.kara@dunya.com

Lütfen önce şu verileri dikkatlice okuyun. Bu rakamlar 2011 yılına ait olup Emniyet Genel Müdürlüğü'nün resmi verileridir.

Geçen yıl ülkemizde meydana gelen ölümlü/yaralanmalı trafik kazası sayısı tam 277 bin 976 olmuş. Bu kazalara, bir de sadece maddi hasarlı kazalar eklenince toplam hasar miktarı yaklaşık 1 milyar 25 milyon TL olmuş. Yani yaklaşık 750 milyon dolar. Söz konusu kazalarda 193 bin 506 kişi yaralanırken, 2 bin 568 kişi ise hayatını kaybetmiş. Hemen belirtelim, bu kayıplara hastanede gerçekleşen ölümler dahil değil. Yani yaralanıp hastaneye giden ve orada hayatını kaybeden

vatandaşlarımız bu rakamın içinde yer almıyor. Bilançonun durumu daha ağır olduğu kesin. Söz konusu 277 bin kazanın yaklaşık tamamı, yani yüzde 99.5'i sürücü, yolcu ve yaya kaynaklı gerçekleşmiş. Yani insan hatası.

Sonra da şu resimleri inceleyin. Yaklaşık 3 bin kişiyi kaybettiğimiz, 200 bin kişinin yaralandığı bir ülkede insanımızın düşünce yapısına çok uygun örnekler bunlar.

Birinde patlayan bir lastiğe dikiş atılmış. Diğerinde, yolcuyu koruması gereken emniyet kemeri, devasa bir disko hoparlörünün sabitlemesinde kullanılmış. Bir diğerinde otomobilin kendi bagajı yetmemiş, bir de gaz taktırması lazım ki

tasarruf yapsın almış LPG tankını otomobilin içine. Son resimdeki koltuğun aracın arkasında ne yaptığını hiç anlamadım, anlayan lütfen mail atsın.

Tüm bu resimler TÜVTURK muayene istasyonlarında çekilmiş. Yani bunları yapan arkadaşlar, saçmalamakla yetinmiyor bir de yaptıklarının resmi onayını almak için otomobillerini muayeneye götürüyor. Özgüvenin zirve yapması bu olsa gerek. Sonra da bu özgüvenle en iyi şoför de onlar oluyor. Biz de düşünüyoruz, trafik kazalarını nasıl azaltırız diye. Bunları yapanlar var oldukça maalesef bu zaların azalması mümkün olmayacaktır.

Lütfen biraz dikkat demiyorum.

Lütfen biraz insaf diyorum...

Biz sizler kadar iyi şoför değiliz, bize acıyın.

TOFAŞ'TA TAŞLAR OYNAR MI?

Yeni yılın ilk yazısında Fiat'ın Chrysler'i almasının doğal bir yansıması olarak başlayan Jeep-Fiat birleşme operasyonunun Türkiye'deki yansımalarını kaleme almıştım.

Jeep markasının Tofaş çatısı altında pazarlanmasına yönelik çalışmaların biraz perde arkasına değinmiştim. Amacım, kişilerden bağımsız olarak Jeep ve Fiat'ın birleşme sürecinin sanılanın/yansıtılanın/söylenilenin aksine sancılı geçtiğini aktarmaktı. Bu yazı aslında benim kaleme aldığım ilk yazı değildi. Daha önce de Fiat-Chrysler birleşmesin ileride sorunlar yaratacağını ileri sürmüş ve Sergio Marchhionne'yi ilah seviyesine çıkarmak için henüz erken olduğunu belirtmiştim.

Nitekim, Tofaş-Jeep birleşmesinde kilit bir isim daha ayrıldı. Jeep Türkiye Genel Müdürü olan ve markayı uzun yıllardır yöneten Uğur İrfanoğlu, birleşme sonrasında oluşturulan ve Alfa Romeo, Lancia ve Jeep markalarını bünyesinde barındıran Tofaş Premium Markalar Direktörlüğü'nden ayrıldı. İlk yazımı kaleme aldığımda bahsettiğim sorunlara yönelik, Tofaş'tan aldığım tepkiler, "Yazdığın kadar karamsar değil" özetinde olmuştu.

Ama İrfanoğlu'nun ayrılığı tablonun renginin griden siyaha çaldığına da işaret ediyor diyebiliriz. Bu adımın ardından, benim tahminim boşalan direktörlüğe Koç Holding'in perakende şirketi Otokoç'tan bir atama yapılacağı yönünde.

Lakin bu işin biraz kulis tarafı. Fakat, Tofaş eski CEO'su Ali Pandır'ın görevini bırakmasının ardından ilk direktörün ayrılması da ilginç bir rastlantı oldu. Her CEO değişiminde önemli taşların yerinden oynadığı, radikal kararların alındığı Tofaş'ta bakalım yeni dönemde ne gibi değişimler yaşanacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hep bana… 18 Mart 2019
Baskınla olmaz 21 Ocak 2019
Rotası olmayan gemi 07 Ocak 2019
Umuda yolculuk 31 Aralık 2018
Otomobile soğan muamelesi 10 Aralık 2018
Feragat edilmiş 19 Kasım 2018
Nereye koşuyoruz… 12 Kasım 2018
Rica ederim yapmayın 05 Kasım 2018
Kurcalama arabayı 22 Ekim 2018
Çelik bile erir 08 Ekim 2018