Biraz domates biraz mobilya
Ege İhracatçı Birlikleri’nden gelen haber sevindirici. Rusya, yaş meyve sebze ihracatımızda liderlik koltuğunu geri aldı. Habere göre, Türkiye ile Rusya arasında 2015 yılı Kasım ayında Rus jetinin düşürülmesi sonrasında gerilen ilişkiler karşılıklı görüşmeler sonrasında eski günlerine dönüyor. Türkiye’den Rusya’ya ihracatta tek yasaklı ürün konumunda kalan domates Rusya’ya ihracat için gün sayıyor.
Türk, yaş meyve sebze sektörü 2017 yılının Ocak-Ağustos döneminde Rusya’ya yüzde 150’lik artışla 259 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Rusya, bu ihracat rakamıyla tekrar en büyük ihraç pazarı konumuna yükseldi. Rusya’nın Türk ihraç ürünlerine koyduğu yasaklar sırasıyla kalkarken, şu anda tek yasaklı ürün domates kalmış durumda. Türk yaş meyve sebze sektörü, ekim başında Rusya’nın Türkiye’den domates ithalatı yasağını kaldırmasını ve yılın belli dönemlerinde Rusya’ya domates ihracatının önünün açılmasını bekliyor. Rusya’nın Moskova'da düzenlenen World Food Moscow Fuarı’nda ana gündem maddesinin Türk domatesi olduğuna işaret eden TİM Yönetim Kurulu Üyesi ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Rıza Seyyar, Rusya’nın Türkiye’den domates ithalatı yasağını kaldırmasını Türk ihracatçılarından çok Rusların istediğini belirterek, Rusya’nın kendi domates üreticisini korumak istediğine, ancak Rusya’da üretim olmadığı zamanlarda yasağın kaldırılması ve Türkiye’den ithalat yapılması formülü üzerinde durulduğuna da değindi. Seyyar, “Rusya’nın kendi üretimi domates hem daha pahalı, hem de 12 ay ihtiyaçlarına cevap verecek noktada değil. O nedenle, Türk domatesinin ithalat yasağının kalkmasını Ruslar sabırsızlıkla bekliyor” şeklinde konuştu. Türkiye’nin kriz öncesinde Rusya’ya yıllık 260-270 milyon dolarlık domates ihraç ettiğini dile getiren Seyyar, “Türk domates üreticileri Rusya ile yaşanan kriz sonrasında yeni pazarlar buldu. Domatesi salça, ketçap, sos, kurutulmuş domates, rendelenmiş domates şeklinde değerlendirdi. Domates üreticisi mağdur olmadı. Rusya bizim için önemli bir pazar ancak sektörün yasak nedeniyle karalar bağlayacağı bir pazar değil. Domates yasağının kalkması, Türkiye-Rusya ilişkilerinin tam anlamıyla eski güzel günlere döndüğünün sembolü olması açısından daha önemli” diyerek, Rusya ilişkilerimizin düzelmesini bekleyen pek çok sanayici ve turizmciye de moral vermiş oldu. 2017 yılının Ocak-Ağustos döneminde Rusya’ya 259 milyon dolarlık yaş meyve sebze ihraç ettik. Domates yasağının da kalkması sonrasında 2015 yılı sonunda Rusya’ya yaptığımız 877 milyon dolarlık ihracat rakamına tekrar ulaşmak, hatta 1 milyar dolar barajını geçmek sektörün en büyük beklentisi. Tarım sektörü gibi önemli bir alanda ihracat rakamlarımızın çok daha iyi seviyelerde olması gerekliliğini de gözden kaçırmamak gerekir.
Domates ve sebzede durum bu iken, bir başka sektör olan mobilya sektöründen de sevindirici haberler geliyor. İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç; “Sektörümüz, 2002-2016 yılları arasında üretim, ihracat ve iç pazarını 10'ar kat büyüterek bir küresel aktöre dönüştü. Bugün dünyanın 13'üncü üreticisi, 12'nci ihracatçısı konumundayız. Hem dünyanın 204 noktasını Türk mobilyası ile tanıştırıyor hem de dünyanın en kaliteli mobilyalarını iç pazarımızda tüketiyoruz.” diyerek sektördeki gelişmeleri özetlemiş oldu. İhracattaki gelişmeler her ne kadar sevindirici olsa da, iç piyasada KDV indiriminin sona ermesi ile endişeler ve reaksiyonlar hemen gelmeye başladı. Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Nuri Öztaşkın, yüzde 18’den yüzde 8 bandına çekilen KDV düzenlemesinin devam etmesinden yana olduklarını belirterek, mevcut indirimin ihracatın artmasına da olumlu bir yansıma sağladığını özellikle vurguladı. İhracata katkısı olacak ise, devletin mutlaka bu durumu göz önünde bulundurması gerekir.
Geçtiğimiz hafta da belirttiğim gibi, vergi düzenlemelerinde bölgesel ve sektörel farklılıklar mutlak surette belirlenmeli ve bu düzenlemeler acilen devreye alınmalı. Gözden kaçan öylesine çok gizli transfer fiyatlamasının var olduğu bir konjunktürde hele ki konu ihracatın ve istihdamın artmasına da yansıyacak ise, bu düzenlemeler için bir gün dahi kaybetmemek gerekiyor. Ülke coğrafyasının 1/40’ı ancak nüfusun 1/5’i gibi bir orana sahip İstanbul’da ve Marmara’da yatırımları arttırmak yerine, bölgesel destekler ile doğru bir coğrafi yayılım, lojistik açısından verimsizliği ortadan kaldırırken, ekonomik ve beşeri açıdan ülkemize yarar sağlayacaktır.