Bıraktıkları yerden devam mı?
Murat Berk / Yapı Kredi Yatırım
Önceki yazılarımızda 2009'un bir değerlendirmesini ve 2010 için beklentilerimiz kısa bir şekilde aktarmıştık. 2010 yılının başlangıcında genel trendlerin bıraktıkları yerden devam etmeleri bizce daha olası.
Ekonomiler yavaş yavaş toparlanırken, bu toparlanmanın kırılgan görülmesi ve enflasyonun yakın vadede ciddi bir tehdit olarak ortaya çıkmaması, merkez bankalarının muhtemelen "çıkış stratejileri" konusunda aceleci davranmamalarını da beraberinde getirecektir. Böyle bir konjonktür da "riskli varlıklar" (örneğin hisse senedi, emtia piyasaları, daha riskli bonolar) açısından nispeten olumlu bir ortam sağlamaya devam edebilir.
Öte yandan, 2009 yılında (ve özellikle de Mart ayından) beri ciddi yükselişler yaşamış olan çoğu "riskli varlıkların" artış potansiyelleri bizce daha sınırlı hale geldi. 2010 yılının ekonomi açısından daha iyi fakat bazı piyasalar açısından daha zor olması ihtimali var.
En basitleştirilmiş haliyle iki uç risk içinde ekonomilerin tekrar dip yapması bir uçta yer alırken, diğer uçta ise dünyada para politikalarının gereğinden erken normalleşmesi yer alıyor. Piyasa kaynaklı riskler arasında ise mali piyasalarda bu sene getirilerin çok iyi olması ve oynaklığın giderek azalmasının aşırı risk alımını teşvik etmiş olabileceği olasılığı var.
Türkiye'ye özgü dinamiklere baktığımızda ise özellikle 2009'un son günlerinde IMF anlaşmasına dair beklentilerin tekrar arttığına şahit olduk. Özellikle İMF'den bir heyetin Türkiye'ye çağrılıp çağrılmayacağı daha somut bir işaret olması nedeniyle bizce önemli.
Yurtiçinde yılın ilk verisi ise açıklanan Aralık ayı enflasyon verileri oldu. Gıda fiyatlarının yüzde 2.2 ile beklentilerin üzerinde bir artış göstermesi ile Aralık ayı TÜFE'si yüzde 0.5 artışla, bizim ve piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşti. Gıda fiyatları dışında, çekirdek fiyat göstergelerinde de yıllık bazda bir yükseliş eğilimi gözleniyor. Bunun yanında, son günlerde açıklanan zamların, Ocak ayında enflasyonu belirgin olarak yukarı çekeceğini de söyleyebiliriz.
Burada belki de tek "iyi haber" ise Merkez Bankası'nın en fazla önem verdiği I isimli çekirdek fiyat göstergesindeki (gıda, alkollü içecekler, tütün, altın hariç) yıllık artışın Kasım'daki yüzde 3.9 artış oranından Aralık'ta yüzde 3.8'e gerilemesi.
Bununla birlikte biz özellikle zayıf talep koşulları nedeniyle Merkez Bankası'nın para politikası stratejisinde önemli bir değişikliğe gitmesini beklemiyoruz.