Bir yönetici olarak amortisörleriniz nasıl?
Amortisör
Bir kuruluşta insan kaynakları projesi yapıyordum. Yaptığım çalışmanın gereği genç bir mühendisle sohbet ediyordum. Konuşma döndü dolaştı, bu genç adamın yöneticisine geldi. Mühendis "Bizim yöneticinin amortisörleri güçlü değil hocam dedi. Ben de "Nasıl yani?" diye merakla sordum. "Taşlı bir yolda amortisörleri iflas etmiş bir arabada giden insan nasıl hissederse biz de öyle hissediyoruz. Yukardan aldığı tüm baskıları aynen bize yansıtıyor. Eğer bizim yönetici yukardan fırça yemişse biz de aynısını, hatta daha fazlasını yiyoruz. "
Yöneticinin sorumluluğu
Yönetici, organizasyonda kendine verilmiş bir birimin yönetiminden sorumludur. Yapılan iş bölümünde birimine, görev tanımında yazan işler düşmüştür. Örneğin birimi toplam kalite birimi ise, yönetici, organizasyonun kalite konusundaki işlerini yüklenir. Bu işleri de, yukarıda sözü edilen mühendis gibi kendisine bağlı elemanların yardımı ile yapar.
Verilen hedeflere ulaşmak, birimin sorumluluğudur. Birim içinde de bu sorumluluklar paylaşılmış ve herkese bir görev düşmüştür. Görev bilinci gelişmiş insanlar sorumluluklarının farkında olarak görevlerini yerine getirirler. Yöneticinin görevi ise yönetimindeki insanlara görevlerini yerine getirme fırsatı vermek, onların önünü açmaktır.
Yöneticinin yöneticisi ve stres
Söz konusu yöneticinin üstünde bir yönetici vardır. Bu üst yöneticiye, büyük bir ihtimalle, birden fazla birim bağlıdır. O da bir üstüne hesap vermek zorundadır. "Büyük başın derdi büyük olur" derler. Yukarılara çıktıkça sorumluluklar ve buna paralel olarak dertler de artmaktadır. Bu nedenle, üst yöneticinin dertleri bizim yöneticiden daha fazladır. Kaygıların ve dertlerin artması, doğal olarak havadaki elektriği ve stresi artırır. Bu artan stres dolayısıyla üst yönetici altındakilere aşırı baskı koyabilir.
Üst katlardaki yüksek iş baskısı kişileri sinirli ve stresli yapabilir. Bunun sonucu üst yönetici, altındaki yöneticiye yüksek nitelikli baskı koyabilir dedik. Baskıda bir başka neden de, üst yöneticinin ayrıca bir "cins" olmasıdır. Gerçekten bazı kişiler doğuştan cinstir. Daha doğduklarında "çevreye verecekleri zarar için peşinen özür dilenecek" türdendir. Hırsları, yeteneklerinin üstüne çıktığından huzursuzdurlar. Çevrelerini de huzursuz kılarlar ve çevreye stres saçarlar.
Stres aşağı yansıtılırsa
Bir üst katta fırtına bulutları var, stres var dedik. Peki bu stres, bir alt kata olduğu gibi yansıtılırsa durum ne olur? Yukardaki öyküde genç mühendisin söylediği durum ortaya çıkar. Üstelik bu stres, alt katta olan, dolayısıyla omuzları daha çok güçlü olmayan insanlara yüklenince daha sağlık bozucu olur.
"Söz konusu yönetici de insan, o da baskı yiyorsa ne yapsın, aşağı yansıtır" denilebilir. Ama yönetici olmak kolay değildir. Yönetici denen kişinin güçlü olması gerekir. Çalışanlarının üstüne kol kanat germeli ve huzurlu bir çalışma iklimi yaratmalıdır. Yukardan gelen huzursuzluğu ortama yaymamalıdır. Zaten çevre yeterince huzursuzluk yaratacak etmenlerle doludur. Bunların üstüne bir de yönetici tuz biber ekmemelidir.
Sonuç
İşletmelerde insanların huzurlu bir ortamda çalışması gerekir diye düşünüyorum. Eğer ortam huzurlu olursa kişiler daha verimli ve yaratıcı olurlar görüşündeyim. Yönetici, bir üst katla çalışanları arasında bir tampon bölgedir. Eğer yöneticinin kasları güçlü değilse yukardan gelen baskıyı yutamaz, yumuşatamaz.
Bunu olduğu gibi birimine yansıtır. Bu da birimindekileri tedirgin eder, huzuru bozar. Bunun sonunda da verim düşer.
Bir yönetici olarak amortisörlerinizin nasıl olduğunu biliyor musunuz?