Bir vatana ait olmak

Prof. Dr. Deniz Ülke KAYNAK
Prof. Dr. Deniz Ülke KAYNAK Periskop denizulke.kaynak@dunya.com

ABD Başkanı Donald Trump’ın Gaz­ze’yi tıpkı sıradan bir tarla gibi pa­rasını vermek suretiyle Filistinlilerden almayı hayal etmesi çoğumuza garip, hadsiz ve cüretkar geldi. Aslında ortalı­ğı karıştırarak iç savaş çıkartması, vekil güçlerce bölgeyi tarumar ettirmesi, terö­re boğması, insanları aç bırakması, yaptı­rım uygulaması hatta işgal etmesi alışa­geldiğimiz bir durumdu.

Lakin “Gazze’yi satın almak istiyorum…burayı büyük bir emlâk alanı olarak düşünün…ABD bu­raya sahip olacak ve biz de yavaş yavaş -çok yavaş, acelemiz yok- burayı gelişti­receğiz” demesi acaba aklını mı yitirdi diye düşündürtmedi değil. Gerçi bir yan­dan “Trump tam da bu. Aklındaki dilin­de. Hiç olmazsa yapmayı düşündüklerini süslü cümlelerin; sahte ideallerin arkası­na saklamadan dümdüz ifade ediyor” di­ye avunuyoruz.

Zira batı emperyalizmin yüzyıllar içerisinde farklı kılıklara bürü­nen uydurma nezaket örtülerinin altına gizlediği derin kabalıktan, nobranlıktan ve aba altından gösterilen sopadan hepi­miz bıktık usandık. Trump’ın hiç olmaz­sa kendini gizlemek gibi bir eğilimi yok. O bir beyaz adam ve beyaz adamın gerçek diliyle konuşuyor: Geldim, gördüm, yen­dim, beğendim, aldım…

Her toprak vatan mıdır?

Bir toprak alanını, ya da bir ülkeyi va­tanlaştıran şeyin ne olduğu konusu in­celemeye muhtaç bir olgu. Burası benim toprağım diyebilmek için bir “mülkiyet ilişkisine” ihtiyaç var. Ekip biçiyorsak, ekmeğimizi üretiyorsak yani işlevsel olarak bize hizmet eden ve tapusuna sa­hip olduğumuz bir toprak alanından bah­sediyorsak, orasının bize ait bir yer oldu­ğunu, bir sahiplik ilişkisi kurduğumuzu söyleyebiliriz.

Burası benim ülkem dediğimizde ise coğrafi alanı belirlenmiş ve uluslararası bakımdan tanınmış sınırlara sahip olan bir yerden bahsederiz. Nitekim devlet de­diğimiz kurum da, bir aygıt ve örgüt ola­rak otoritesini sistemdeki diğer aktörler tarafından da tanınan bu toprak parçası üzerinde tesis eder. Kimliğimiz, pasapor­tumuz hangi ülkenin vatandaşları oldu­ğumuzu belirler, yani ülkemizle olan iliş­kimiz yasal ve mevzuat üzerine bina edil­miş bir bağ ilişkisidir.

Oysa bir toprak parçasının “vatanlaş­ması” yasal belgelerle değil, psikolojik faktörlerle şekillenir. Ülkeden farklı ola­rak, “vatan” kavramıyla tanımlanan top­raklar, genellikle bir uzlaşı sonucunda imzalanan antlaşmalarla sınırları yasal olarak belirlenmiş ve Birleşmiş Millet­ler’e tescil edilmiş bir bölge olarak değil; örneğin “kanla sulanmış”, “atalardan ya­digar kalmış”, vadedilmiş”, “fethedilmiş”, “kutsal kitaplarda dillendirilmiş”, “arma­ğan edilmiş” gibi sıfatlarla anılırlar.

Bu çerçevede “ülke” hukuki ve jeopolitik bir kavram iken, “vatan” psikolojik ve mis­tik bir bağlam içerir. Tıpkı ev ve yuva ara­sındaki fark gibi birisi somut ve işlevsel bir barınma mekanına, diğeri ise insanın içinde ve zihninde tasarladığı bir tahay­yüle işaret eder. Vatan, tıpkı büyük ölçekli bir yuva gibidir. Ev alınıp satılabilir ama yuva yüreğe yerleşiktir. O yüzden Batıda toprak mülkün sahibine aittir; bizim dün­yamızda ise “biz toprağımıza aitizdir”.

Gazze kimin vatanı?

Trump, Gazze’yi kendi toprağı yapma arzusunu belirtirken, o toprağın çocuğu olan Filistinliler ise vatanlarını bir gay­rımenkul projesi olarak görenlere kar­şı direnmeye çalışacaklar. Gazze birile­ri için bir arsa, kimileri içinse ataları­nın ninelerinin hikayelerini barındıran, köklerini saldıkları, uğruna can verdik­leri kolektif bir hafıza mekanı; bir vatan toprağı.

Alaska’yı 7.2 milyon dolara Rus­lardan, Louisiana’yı ise 15 milyon dola­ra Fransızlardan satın alan bir gelene­ğin temsilcisinden Grönland ya da Gaz­ze için açık artırma teklif vermesi ve iyi bir fiyat verirse herkesin mutlu olacağı­nı düşünmesi şaşırtıcı değil. Beyaz ada­mın dünyası böyle. Bakalım mülk sahibi olmaya çalışanlar vatanın sahiplerini sa­tışa ikna edebilecekler mi?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Talmud’un Avrupası 14 Nisan 2025
Sokakların ruhu 24 Mart 2025
Ölümcül dostluk 03 Mart 2025
ABD’nin Gazze serüveni 10 Şubat 2025