Bir vade sonunda benzer bir yazı yazarız

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ [email protected]

Yıl 1992. Sınıf arkadaşım rahmetli Özdemir Sabancı çağırdı, Kırgızistan’a gittik. Sabancıların ülkeye yatırım yapmasını isteyen girişimci bir siyaset adamı, ülkesini tanıtmak için davet etmiş. Talas’ta flot cam fabrikasını geziyoruz. Her tarafa mamul camlar yığılmış, zor yürünüyor. Fabrika yöneticisine en büyük sıkıntınız nedir diye sordum. Cevap: ”İşletme sermayemiz yetmiyor.” Belli ki, yönetici Sovyetlerden miras bir anlayışla, sorunu üretime devam olarak görüyor, o zaman da işletme sermayesine ihtiyaç duyuyor. Pazarlama diye bir endişesi yok. Ürünleri koyacak yer bulamaması onu rahatsız etmiyor. 

Aktardığım bu eski olayın içinde bir de ders var. İstenmeyen bir durumu düzeltmek için önce soruna doğru teşhis koymak, tedaviyi ona göre şekillendirmek gerekiyor. Teşhis yanlış ise, tedavi sorunu daha da vahim hale getirebilir. Tabii başka olasılıklar da var. Teşhis doğru, tedavi yanlış olabilir, o zaman ortaya yine istenmeyen sonuçlar çıkabilir. Belki daha da vahim bir durum, sorunu teşhis etmeden tedavi uygulamaktır. 

Burada durayım. Konuyu, haddimi aşarak, sizlere işletmecilik dersi vermek için açmadım. İşi aklıma düşüren CHP içinde şekillenmeye başlayan liderlik mücadelesi. Daha şimdiden dört genel başkan adayı olduğu anlaşılıyor. Üç kişi adaylığını ilan etti. Bir de ağabeylik etme özverisinde bulunmaya razı eski bir genel başkan var deniliyor. Bazıları erken kurultay yapıp, bir an önce göreve gelmeyi arzuluyor, diğerleri sabırlı, Ocak 2016’daki olağan kurultayı beklemeye razılar. 

Gelin, adaylığını ilan etmiş zevata “sorun nedir?” diye soralım. Lütfen “seçimde alınan sonuçlardır,” diye yanıtlamasınlar çünkü ana sorun CHP’nin milletvekili genel seçimlerinde bir türlü yüzde 25’i aşamaması olgusudur. Durum yıllardır sürmektedir, lakin adaylarımızın sandıktaki zayıf performansa ilişkin tek açıklaması mevcut liderin başarısızlığıdır. Acaba öyle mi? Değişik liderlerin yönetiminde çok daha kötü sonuçların da gerçekleştiği hatırlanırsa, salt lider yetmezliğinden kaynaklanan bir sorun karşısında olmadığımız daha iyi anlaşılır. O zaman yapılması gereken alelacele başkanlığa talip olmak değil, parti içinde genel bir araştırma, tartışma ve değerlendirme sürecini talep etmektir. Genel başkandan beklenecek tek şey süreci teşvik etmesi, kolaylaştırmasıdır. Neler yapılması gerektiğine, nasıl bir genel başkanlık kurumu ve hangi nitelikleri haiz bir genel başkana ihtiyaç olduğuna karar vermek için böyle bir sürecin sonunu beklemek yerinde olur. Yeni seçimlere dört yıl var. İşe şimdiden başlayabilirler. Özetle, önce teşhisler konulmalı, sonra tedavi uygulanmaya sokulmalıdır. Acele ederek, yeterince iyi teşhis edilmemiş sorunların tedavisine kalkışılırsa, neyi kurtaracakları belli olmayan yeni “kurtarıcılar” partinin kaderinin değiştirmeyi vaat ederler. Bir vade sonunda biz de benzer bir yazı yazarız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019