Bir ülkeyi milli takımı mı kulüp takımı mı daha iyi temsil eder?

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Evet, soru bu. Cevaplar da muhtelif. Bazıları milli takımların ve uluslararası turnuvaların organizasyon amacını "ülkelerin temsili" şeklinde açıklarken, kimileri de kulüp bazında oynanan futbolun milli takım çıtasını çoktan geçtiğini ve takımların başarılarıyla aynı zamanda ülkelerine de gurur yaşattıklarını savunuyor. İtalya merkezli bu tartışmalar, Inter'in Şampiyonlar Ligi şampiyonu olması ve akabinde gök mavililerin Dünya Kupası'nda "nal toplaması" sonrası alevlendi. Finalde karşılaştığı Bayern'i adeta sürklase ederek kupaya uzanan Inter, Portekizli teknik direktörü yönetiminde sahaya 4 Arjantinli, 3 Brezilyalı, 1 Romen, 1 Hollandalı, 1 Kamerunlu ve 1 Makedon futbolcuyla çıkmış, forma giyen tek İtalyan Materazzi de 90'ıncı dakikada oyuna dahil olmuştu. Buna mukabil Bayern'in finaldeki onbirinde 2 Hollandalı'nın yanısıra birer Belçika, Arjantin, Türk ve Hırvat vatandaşı olmak üzere 6 yabancı vardı. Tabi Almanya'da doğup büyüyen bizim Hamit'i de yabancıdan sayarsanız.

Gün oldu, devran döndü. Dünya Kupası için Güney Afrika'da amansız bir yarışa başlayan ekiplerden Almanya, silindir misali final yolunu düzlerken, İtalyanlar çoktan evlerine televizyon başına döndüler bile. Bugünlerde ne Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunun esamesi okunuyor ne de "sihirli" teknik adam Mourinho'nun. İtalyan futbolunu yönetenler şimdilerde sanırım günlerini başları ellerinin arasında düşünerek geçiriyorlar. Inter'in finalde zaman zaman ezdiği o takımın Lahm, Badstuber, Schweinsteiger, Müller, Gomez ve Klose gibi oyuncuları Alman klasiğini sahaya yansıtırken Inter'in milli takıma tek oyuncu gönderememiş olması acaba tesadüf mü?

İtalya futbol kamuyonu meşgul eden tartışmanın odak noktası, kulüp takımlarının yabancı bolluğundan faydalanarak elde ettikleri başarıların milli takımı ne ölçüde etkilediğiyle ilintili. Bunun milli takıma olan yansımaları bir yana, sadece ithalat odaklı anlayışın İtalyan futbol ekonomisinin sürekli açık vermesine neden olduğunu savunanlar da var. Öyle ya, en yakın örnek burnumuzun dibinde. Inter 18.6 milyon Euro artı Pepe karşılığı aldığı Quaresma'yı Beşiktaş'a 7.3 milyon Euro'ya satmadı mı? "Olsun, şampiyonlar ligini aldılar." diyebilirsiniz ama Dünya Kupası aday kadrosuna geçen yıl saç baş yolduran Juventus'tan 9 oyuncu dahil eden Lippi muhtemelen oralı olmayacaktır. Dünya futbolu globalleşmenin bayraktarlığını yapıyor artık. Bu globalleşme öyle boyutlara ulaştı ki, "Milli takımları o ülkede oynayan yerli yabancı tüm futbolcular arasından seçelim." görüşü bile ciddi destekçi bulabiliyor. Bu öneriye karşı çıkanlar da büyük oranda içeride yaşadığımız "yabancı sınırlaması" tartışmasının argümanlarıyla çıkıyorlar ortaya. "İyi futbolcunun milliyeti olmaz, gerçekten iyiyse oynar." diyenlere karşı cepheden cevap da gecikmiyor: "Paran varsa, her zaman daha iyisini ararsın." Gelinen noktada hem Bayern'in Şampiyonlar Ligi finali oynaması hem de Alman milli takımının Dünya Kupasında takdir toplaması sanırım "sınırsızlık" mevhumundan ziyade "dengeli yapılanma" nitelemesini akıllara getiriyor. Spotları bizim lige çevirecek olursak, benzer bir yapılanma problemi görüyoruz. Alt yaş gruplarında Brezilya dahil bütün takımlara kök söktüren futbolcular, o rakipleri Barcelona, Bayern, Chelsea gibi ekiplere transfer olurken kulübeye pranga mahkumu oluyorsa yetenek eksikliğinden söz edilemez. Öyleyse bu futbolcuları paraya ve şöhrete karşı küçük yaştan bağışıklamalı ve şans bulmalarını sağlamalıyız. Gerek kulüp takımlarımızın gerekse de milli takımımızın yabancı ya da devşirme değil öz be öz Türk futbolculara ihtiyacı var. Çünkü kısa ve orta vadede ülkeleri milli takımları temsil etmeye devam edecek gibi görünüyor. Siz ne dersiniz?

Dünyada transfer

·Milan'ın CEO'su Adriano Galliani, Barcelona'nın isveçli yıldızı Zlatan Ibrahimoviç'den çok pahalı olduğu için vazgeçtiklerini açıkladı. İtalyan medyasında 35 milyon avro karşılığında golcü oyuncu ile 4 yıllık anlaşma imzalanacağı dedikoduları gezerken yapılan bu açıklama herkesi şaşırttı.

·Premier Lig'e gitmeye çok yakın olan Raul, Bundesliga ekibi Schalke'nin yaptığı teklif sonrası rotayı Almanya'ya çevirdi. 33 yaşındaki golcü oyuncuyla Manchester United ve Blackburn Rovers ciddi olarak ilgileniyordu.

·Liverpool'un yeni hocası Roy Hodgson, gelecek sezon için takıma yetenekli İngiliz oyuncular kazandırmak istediğini söyledi. Premier Lig'de yeni alınan karara göre 25 kişilik kadrolarda 8 yerli oyuncu olacak. Bu oyunculara İngiliz ve Galli takımlarından birinde 16-21 yaş arasında 3 sezon oynamış olanlar da dahil.

·Napoli'nin golcüsü German Denis'in bir kaç gün içinde Udinese ile sözleşme imzalayacağı iddia ediliyor. Sportal.it'de yer alan habere göre iki kulüp 3 milyon avro karşılığında oyuncunun bonservisini paylaşma konusunda anlaştılar.

·İtalyan basınında yer alan habere göre Atletico Madrid'in gündeminde olan Juventuslu orta saha oyuncusu Tiago için Barcelona da devreye girdi. Tuttomercatoweb'de yer alan habere göre Madrid ekibinin 6 milyon avroluk bonservis bedelini aşağıya çekmeye çalıştığı oyuncuyla Katalan kulübü de ilgilenmeye başladı.

·Manchester City'de forma giyen Bulgar forvet oyuncusu Valeri Bojinov, Serie A ekiplerinden Parma'ya transfer oldu. 24 yaşındaki Bojinov, 2002-2005 yılları arasında Lecce'de gösterdiği performansla Avrupa'nın gelecek vaadeden oyuncuları arasında gösteriliyordu.

·Sky Sports'un haberine göre, Kris Boyd, Middlesbrough'da. Kayserispor'un da yoğun bir şekilde istediği Boyd, Türkiye'de forma giymek istememiş ve sarı-kırmızılıların teklifini kabul etmemişti.

·Sunday Mirror'un haberine göre, Kırmızı Şeytanlar'ın teknik direktörü Sir Alex Ferguson, Manchetser City'nin 23 yaşındaki oyuncusu Stephan Ireland'ı transfer etmek istiyor. Kırmızı Şaytanlar bu futbolcuya haftalık 150.000 poundluk bir teklif sunmaya hazırlanıyor.

·Leeds United ve Aston Villa'da görev yapan David O'Leary gelecek yıl Al Ahli'yi çalıştıracak. 4 yıldır futboldan uzak kalan O'Leary Al Ahli'yle 3 yıllık sözleşme imzaladı.

Süper Lig'de transfer

·Fransz basınının iddiasına göre Kim Kallström, Galatasaray'a çok yakın. Kallström'un bonservis bedelinin 10 milyon avro civarı olduğunu ve Galatasaray'lı yöneticilerin pazarlıkları sürdürdüğünü öne sürüldü.

·Ajax'tan ayrılan Kennedy Bakırcıoğlu'nu kadrosuna katmaya hazırlanan Kayserispor'a La Liga'dan Real Zaragoza rakip çıktı. 2007'den bu yana Ajax forması giyen Kennedy Bakırcıoğlu'nun Kayserispor ile anlaşma noktasına gelmişti.

·Gaziantepspor'un teknik direktörü Tolunay Kafkas, yeni sezon öncesi iddialı olduklarını belirterek, "Türkiye Kupası'nı almak ve üst sıraları zorlamak istiyoruz. Forvet ve orta sahaya iki yabancı oyuncu alıp, transferi kapatmayı düşünüyoruz" dedi.

·Turkcell Süper Lig takımlarından Kardemir Karabükspor, Gaziantepspor'un Kamerunlu defans oyuncusu Armand Deumi Tchani'yi kadrosuna kattı. Futbol Şube Sorumlusu Metin Yılmaz, yaptığı açıklamada, Gaziantepspor'da sözleşmesi sona eren Deumi ile 3 yıllık sözleşme imzaladıklarını bildirdi.

·Bursaspor'un tecrübeli oyuncusu Veli Acar'ın Konyaspor ile anlaştığı bildirildi. Alınan bilgiye göre, Bursaspor'da fazla forma şansı bulamadığı için bir süre önce yeşil-beyazlı kulübün yönetim kuruluna başka bir takıma gitme isteğinde bulunan Veli Acar'ın, Turkcell Süper Lig'in yeni takımı Konyaspor ile anlaştığı öğrenildi.

·Trabzonspor, geçtiğimiz sezon başında İstanbul Büyükşehir Belediyespor'dan transfer ettiği Namibyalı orta saha oyuncusu Razundara Tjikuzu'nun sözleşmesini feshetti.

·Gençlerbirliği, gurbetçi futbolcu Cem Atan ile 3 yıllık sözleşme imzaladı. Avusturya'nın Mattersburg takımından transfer olan orta saha oyuncusu Cem Atan ise, "Gençlerbirliği gibi büyük bir kulübe geldiğim için çok mutluyum. Takım olarak çok başarılı olacağımıza inanıyorum." şeklinde konuştu.

·İstanbul Büyükşehir Belediyespor Kulübü Futbol Şube Sorumlusu Kamil Dizar, sözleşmesi sona eren Brezilyalı oyuncuları Marcus Vinicius Cesario ile yeniden anlaştıklarını açıklarken dış transferde görüştükleri iki oyuncudan biri ile de anlaşma imzalayacaklarını kaydetti.

"GOAL"lü beraberlik

Malumunuz, futbolu entelektüel boyutta takip etmek isteyenlerin okuyabilecekleri dergi sayısı sınırlı. GOAL de bunlardan bir tanesi. Ege Görgün yönetiminde yenilenen derginin yazar kadrosunda bendeniz de varım. Bu "GOAL"lü beraberliğimize ortak olmak isteyen tüm futbolseverleri temmuz ayı sayımızda bekliyoruz. Bu ay dergide neler mi var?

·DIEGO MILITO

Geçen sezon Dünyanın En İyi Takımı olduğu aldığı kupalarla tasdiklenen Inter'in golcüsünden GOAL'e çok özel açıklamalar:

"Herkesin yeri doldurulabilir ama konu Mourinho ise durum farklıdır. Onun gitmesine çok ama çok üzüldüm. Bu ne kazandığımız ne de hedeflediğimiz başarılarla bağdaşan bir şey değil."

·ARJEN ROBBEN

GOAL, Hollandalı golcünün Louis Van Gaal yönetimi altındaki değişimini mercek altına aldı.

·PREMIER LİG ANALİZİ

İngiliz takımlarının 2009-2010 sezonu performans raporu.

· TOP15

Dünya futbolunda geçen sezonun en büyük sürprizleri.

Ve çok daha fazlası.

Bener Onar, Levent Kalkan, Bora İşyar, Emrah Hamurcu, Burak Tezcan, Mehmet Ali Çetinkaya, Göksel Sert, Eray Sözen yazılarıyla sizlerle. Temmuz sayısında benim de Beşiktaş'ın transfer politikasını masaya yatırdığım "Transferde siyah ve beyaz" başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016