Bir tek bedelli askerlik ucuzluyor
İnsanın bedelli askerlik bekleyenlere “Şimdi yararlanmayın da bir sonrakini bekleyin” diyesi geliyor. Baksanıza her bedelli uygulamasında tutar aşağı çekiliyor, nominal olarak bile...
2011 sonunda çıkarılan ve 2012’de uygulanan bedelliye bakıyoruz, tutar 30 bin lira. 2012’nin ortalama kuruyla hesaplandığında 30 bin liranın karşılığının yaklaşık 16 bin 800 dolar olduğunu görüyoruz. 16 bin 800 doların bugünkü karşılığı mı, tam 81 bin lira. O yıl için yurtdışında yaşayan vatandaşlara da 10 bin euro karşılığında bedelli askerlik olanağı tanınıyor.
Geliyoruz 2015’te uygulanan ve kararı 2014 sonunda alınan bedelliye. Tutar bu kez 18 bin liraya, yani 7 bin 300 dolara indiriliyor. Yurtdışındakiler de 18 bin lira karşılığı dövizle bu olanaktan yararlanabiliyorlar. 18 bin liranın karşılığı 6 bin 500 euro.
Ve geldik bugüne. Bedelli 15 bin lira, yani cari kurdan 3 bin 100 dolar. Yurtdışındakilere ise 2 bin euroya bu olanaktan yararlanma şansı tanınıyor.
30 bin, 18 bin ve 15 bin lira... Bu tutarların döviz karşılığı ise yaklaşık 17 bin dolar, 7 bin dolar ve 3 bin dolar.
Ne diyelim, fiyatı kamu eliyle belirlenen mal ve hizmetlerde de böyle ucuzluk haberleri bekleriz. Tamam tamam abartmayalım; fiyatlar sabit kalsın yeter!
5 milyon saçmalığı
Hani “biri” bir kuyuya taş atmış da “kırk kişi” çıkaramamış ya, aynı o hesap. Bedelliden yararlanması beklenenlerin sayısından söz ediyoruz.
Bazıları gerçekten sayı saymayı bilmiyor; ya da... Neymiş, bedelliden 5 milyon kişinin yararlanması bekleniyormuş. Bir bakıverin hele Türkiye’nin nüfusu kaç, Türkiye’de kaç erkek var! Böyle bir sayının söz konusu olamayacağı Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine bakıldığında kolaylıkla anlaşılabilir.
TÜİK’e göre 2017 sonunda Türkiye nüfusu 80.8 milyon, bu nüfusun 40.5 milyonu erkek.
Bedelli askerlikten 25 yaş üstü nüfus yararlanabildiğine göre 0-24 yaş arasını düşelim, erkek nüfus 24.3 milyona iniyor.
40 yaş üstünü de düşelim, herhalde o yaş grubundakiler askerliklerini yapmışlardır, bu durumda kalıyor 25-39 yaş grubunda 9.7 milyon erkek.
İyi de bu kadar kişi içinde askerliğini yapmış, daha önceki bedellilerden yararlanmışlar da vardır. Sınırı 25-34 yaş arasına çekelim, şimdi kaldı mı 6.4 milyon...
Bedelliden yararlanacakların sayısı 5 milyon, öyle mi? Dedik ya “biri” bir taş attı işte.
Neyse ki AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş bedellinin 1 milyon 324 bin kişiyi kapsadığını açıkladı da 5 milyon saçmalığı son buldu. Mehmet Muş, bedelli için başvurunun 200 bin dolayında beklendiğini de ifade etti.
Ambülanslar için fermuar yöntemi
Emniyet şeritlerini tıkayanların aklına bir gün o yolların kendilerine de lazım olacağı hiç gelmez.
Çoğu insanımız ambülans feryat figan yol isterken sırıta sırıta telefonla konuşarak arabasını kullanmaya devam eder. Duymaz bile ambülansın sesini. Kimimiz, “Nasıl olsa ambülansa yol verenler sayesinde trafik açılacaktır, oradan giderim” diye adeta ambülansın önüne düşer; kimimiz ambülansın peşine takılarak açılan yoldan yararlanmaya bakar.
İlkellik diz boyu yani! Hiç kimsenin aklına bir gün o ambülansta kendisinin olacağı, bir yakınının olacağı gelmez tabii ki.
Hala bu haldeyiz, henüz ambülansa yol vermeyi beceremiyoruz. İnsana değer veren toplumlar ise fermuar yöntemine çoktan geçmişler. Araçlar tek bir yana çekilerek yol vermeye çalışmıyor bu yöntemde, iki yana birden çekilmek suretiyle yol açılıyor. Böylece yolu açmak çok daha pratik hale geliyor.
O günleri ne zaman görebileceğiz dersiniz... Hele önce şu emniyet şeritlerinden gitmemeyi, ambülans geldiğinde yol vermemiz gerektiğini bir öğrenelim de...
Satılamayan T değerli olur!
Tam da “kaçan balık büyük olur” hesabı bir durum yaşıyoruz. Neredeyse çeyrek yüzyıl önce PTT’nin T’sini satmaya niyetlenmişti ya o dönemin hükümeti. Ve muhalefetin engellemesiyle bu satış gerçekleşmemişti ya...
O dönem iktidarda olan ve T’yi satmaya çalışanlar bıkmadan usanmadan bu konuyu sakız gibi çiğnemeye devam ediyorlar. Efendim neymiş; eğer o zaman PTT’nin T’si satılabilseymiş 40 milyar dolar edermiş ve Türkiye’nin borç sorunu kalmazmış.
Bu meşhur T zaman içinde çok mu değer yitirdi, yoksa yüzde 55’lik kısmın 2005 yılındaki blok satışta ancak 6 milyar 550 milyon dolara gitmesi, bu satışı yapanların ellerindeki değeri ucuza kaptırdıkları anlamına mı geliyordu?
Pek farkında değiller ama bir dönemin popüler siyasetçileri son günlerdeki açıklamalarıyla bugün artık işlerin çok hızlı ve herhangi bir engele takılmadan yürüyeceğini söyleyip bunu sağladıkları için mevcut yönetime övgüler düzerken aslında “Siz T’yi çok ucuza sattınız” demiş olmuyorlar mı?