Bir tarafta sıkılaşma sürecinin etkileri, diğer tarafta TL varlıklara yabancı ilgisi
Geçtiğimiz hafta yurt içi makro kompozisyon açısından üç önemli veri geldi. Sanayi üretimi kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 1,4 azalırken, yıllıkta 0,2 arttı. Aylık daralma serisi 5. aya yükselirken 2018'den bu yana en uzun seri olarak kaydedildi.
2018 yılı rastlantısal bir dönem değil, hatırlayalım rahip krizinin ardından kur atağı olmuş ve faizleri uzun dönem yüksek seviyelere yükseltmek zorunda kalmıştık, benzer bir dönem yaşıyoruz. Kasım ayında işsizlik oranı 0,4 puan artarak yüzde 9 seviyesinde gerçekleşti. Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 16,5 olurken geniş tanımlı işsizlik bir önceki aya göre 1,3 puan artarak yüzde 22,7 oldu. Böylece işsizlik Haziran ayından beri ilk kez artmış oldu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre cari denge Kasım'da 2,72 milyar dolar açık verdi. Ekim'de 50,9 milyar dolar olan yıllıklandırılmış cari açık Kasım'da 49,6 milyar dolara geriledi. Seçim öncesi döneme kıyasla cari işlemler dengesinde belirgin bir iyileşme gözlemliyoruz. Yukarıda bahsettiğimiz bu üç veri de parasal sıkılaşma sürecinin makro ekonomi üzerindeki etkilerinin hissedilmeye başladığını gösteriyor.
Borsa, gayrimenkul, otomobil gibi faiz hassasiyeti yüksek sektörlerde zaten birkaç aydır bu etkiyi fiyatlamalar üzerinde takip ediyoruz. Diğer taraftan ise mevcut makro kompozisyon ışığında yabancı yatırımcının ülkeye gelmeye başladığını görüyoruz. 9 haziran 4 ağustos arası 1,9 milyar giriş vardı, 11 ağustos 27 ekim arası 900 milyon dolar çıkış oldu. Kasım 800 milyon dolar, aralık 1,4 milyar dolar artıdayız.
Seçimden bugüne 2,9 milyar artıdayız. Sabit getirililerde seçim sonrası 4,3 milyar artıdayız, bunun 3,3 milyar doları kasım-aralık döneminde gelmiş durumda. Aralık ayında bırsa tarafında en fazla alınan hisseler Akbank, Türk Hava Yolları, Tüpraş, Yapı ve Kredi Bankası ve Bim Mağazalar olurken, Sasa, Türk Traktör Şişe Cam, Turkcell, Alfa Solar Enerji en fazla net satım yapılan hisseler oldu.
Yine yabancı yatırımcı ilişkileri açısından bakıldığında TCMB’nin New York’ta gerçekleşen yatırımcı günü etkinliğini takip ettik, TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan, enflasyonu düşürmek konusunda kararlılıklarını dile getirirken para politikasında sıkılaşma sürecinin mümkün olan en kısa sürede tamamlanmasını beklediklerini belirtti.
Haftanın son işlem gününde önemli bir yabancı aracı kurumun bankacılık başta olmak üzere yüklü miktarda alışlarını takip ettik. Akşamına ise Moody’s kararı geldi; ana beklenti Mood’s’in not görünümünü durağandan pozitife çekeceği yönündeydi. Moody’s değerlendirmesinde, Türkiye’nin kredi notu B3 olarak korunurken, not görünümü durağandan pozitife yükseltildi.
Yukarıda bahsettiğimiz sıkılaşma sürecinin ve yabancı girişinin borsa üzerindeki etkisini incelediğimizde yerli yatırımcının çıkış eğiliminde olduğunu görüyoruz. Geçtiğimiz haftanın alış – satış takaslarını incelediğimizde yerli fonlardan çıkış; yabancı fonlardan giriş gözlemliyoruz. Bu kapsamda dengeli bir Borsa İstanbul görüntüsü var. Kısa vadede 7.900 seviyesi fiyatlamalarda destek noktasını oluştururken 8.200’leri haftalık hedef olarak takip edebiliriz.
Borsa açısından 8.000 – 8.500 bandı oldukça kritik ve zorlu bir alan olarak öne çıkıyor, zira bu alan; yatırım yaptığı hisse maliyetine gelince mevduata geçiş yapmayı düşünen potansiyel satıcılar için fırsat alanı olarak görülüyor. 8.500 geçilebilirse bu satışlar tamamlanmış olacak ve borsa açısından yukarıda yeni bir alan açılacak.