Bir tarafta Avrupa bir tarafta Amerika

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

UZMAN GÖRÜŞÜ / Şevket KERESTECİ / Finansinvest

Küresel ekonominin ve piyasaların iki önemli kutbunda, Avrupa ve ABD'de, çetin problemler çözüm bekliyor. Bu hafta, özellikle haftanın son iki günü piyasalar açısından son derece kritik oldu. Yurtiçinde ise dün PPK toplandı , ancak piyasa etkisi sınırlı kaldı.

Avrupa'da mali sıkıntıların bulaşıcı etkilerini önlemek amacıyla zirve üzerine zirve toplanıyor. Bu Perşembe, yine özel gündemli ve kritik bir toplantı yapılacak. 100 - 120 milyar EUR büyüklüğünde yeni bir destek paketinin görüşülmesi beklenen toplantıdan somut ve kalıcı bir çözüm umudu ise zayıf. Bu nedenle EUR üzerinde baskının devam ettiğini, USD'nin ise destek bulduğunu görüyoruz. EUR ve TL karşısında USD pozisyonlarının korunması yönündeki önerimiz sürüyor.

ABD cephesinde ise ilginç bir gündem şekilleniyor. Hazine'nin yasal borçlanma limiti dolmak üzere ve yeni kamu harcamaları, sosyal güvenlik ödemeleri, tahvil veya kupon ödemeleri gibi faaliyetlerin finansmanında büyük bir soru işareti doğmuş durumda. Konu siyasilerin masasında, ancak henüz uzlaşma yok. ABD gibi dünyanın lokomotif ekonomisi ve piyasasında yaşanan bu sıkıntı, acil çözüm gerektiren ve zamanın hızla daraldığı bir süreçte ilerliyor. Bu yazının çıktığı gün olan olan 22 Temmuz Cuma en yakın kritik tarih. O güne kadar somut bir ilerleme sağlanamaz ise ABD'nin "AAA" olan kredi notu konusunda endişeler artabilir. ABD'de iyi gelen bilançolar ise, şimdilik bu gelişmelerin gölgesi altında kalıyor.

Yurtiçinde dün PPK toplandı. %6,25 olan politika faizinde veya sene başından bu yana artırılmış olan zorunlu karşılık oranlarında değişiklik yapmadı. Ancak, Kurul'un genel ekonomi değerlendirmeleri izlenmeli.

İMKB'de işlem gören Türk şirketleri, İMKB 100 Endeksi'nin son iki buçuk ayda 70 bin'den 62 bin'e gerilemesi ile 12 aylık değerlemeler açısından cazip getiri potansiyelleri sunmaya başladı. Özellikle Holding, Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ve Sigortacılık sektörlerinin ucuz kaldığını görüyoruz. Banka ve sanayi şirketleri de ortalama da %20'ye yakın getiri potansiyelleri taşıyor. Türk şirketlerinin hedef değerlere göre ucuz görünümüne rağmen küresel çapta devam eden riskler nedeniyle henüz alım için aceleci olmamalısınız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017