Bir şey söylemek için erken
Mao’ya atfedilen ama aslında (dışişleri bakanı) Zhou Enlai’ye ait olan ve Fransız Devrimi zannedilen ama aslında 1968 olayları kastedilen ama gerekli fikri veren meşhur bir diyalog vardır: Mao’ya Fransız devrimi hakkında ne düşündüğünü sorarlar, bir şey söylemek için henüz erken der. Iran konusunda da benzer bir yaklaşımın doğru olacağını düşünüyorum.Ancak İran konusunun İran ve Ortadoğu ile sınırlı bir konu olduğu görüşünde değilim. Birkaç yıllık dönemde olan biten birkaç noktayı yeniden gözden geçirelim.Bir kaç yıl önce koca koca ajanslar ve kurumlar petrol bitiyor fiyatlar uçup gidecek raporları yazıp röportajlar veriyordu. Şimdi ise ABD dünyanın en büyük üreticisi ve enerjide yeterliliğe bir kaç yıl kaldı raporlarını okuyoruz. Dahası bu kez gelen üretim verileri de bu görüşü destekleyen nitelikte. Obama ve Clinton 2011’de “Önceliğimiz Asya” açıklamasını yaptı ve yeni dönemde en stratejik gezilerini de bölgeye düzenledi. Bir başka gelişme Rusya’nın AB’nin gazını kesmeseydi . Haberlerden takip ediyorsunuzdur. Ukrayna halen karışık durumda bu günlerde. S.Arabistan BM’de güvenlik konseyi koltuğunu kabul etmedi.İsrail Iranla yapılan anlaşmayı sert bir şekilde eleştirdi. Bu iki ülke ABD’nin bölgedeki en yakın müttefikleri. Ve şayet ABD Iranla anlaşmaya yanaşmasaydı “ Israil (S. Arabistan) onaylamadığı için olmuyor” şeklinde teorilere çok sık rastlayacaktık. Japonya-Çin arasında gerginlik Çin’in bazı bölgelerde uçuşa yasak bölge ilan etmesi ile yükseliyor. Bu adıma karşı ABD önceki gün bombardıman uçaklarını Çin’in yasak ilan ettiği sahadan geçirdi. Biz daha çok Pakistan-Hindistan arasındaki gerginliğe aşina olsak da Hindistan ve Çin arasındaki özellikle ekonomik rekabet çok büyüktür. Kısacası Iran konusunda gelinen nokta veya en azından ABD’nin gelmek istediği noktayı “daha az Ortadoğu daha çok Asya” olarak okuyorum. Petrol kaynaklarının güvenliği artık ABD için “eskisi kadar” önemli olmayabilir. Asıl rakipler , biri eski rakibi Rusya, diğeri yeni ve heyecanlı rakibi Çin olmak üzere Asya’dan yükseliyor. Ve ABD Ortadoğu’ya daha az enerji harcayarak başka bir bölgeyi kuşatmayı istiyor. Afganistan’da ABD askerlerinin varlığını 10 yıl daha sürdürme izni, Burma’da demokrasiye geçiş gibi coğrafik olarak önemli adımların yanında askeri anlamda da gelişmeler büyük adımlarla atılıyor. Çin’in ilk uçak gemisini yapmış olması, ABD donanmasını uzaktan vurabilecek füze sistemleri, ABD-Avustralya, ABD-Japonya arasında artan askeri işbirliği gibi detayları gözden kaçırmak imkansız. Kısacası yanı başımızda ama gördüğümüzden çok daha büyük bir gelişme yaşanıyor olabilir.