Bir sanayicinin büyüme oranlarındaki artışlara ilişkin değerlendirmesi..

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI hilmideveli@gmail.com

Salı günü açıklanan ekonomide büyüme oranlarına ilişkin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’nın değerlendirmesini, Özsoy Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı İlhami Özsoy ile birlikte izledik.

İlhami Bey, İTÜ 1971 mezunu, 1976 yılında kurduğu, endüstriyel tesislerin enerji dönüşümleri ve tesisat işleri konusunda uzmanlaşmış ve bu konuda ülkemizde ilk ISO 9001:2000 sertifikasını alabilmiş mühendislik şirketinin sahibi.

Çocuklarıyla birlikte çalıştıkları tam anlamıyla bir aile şirketi, bir KOBİ. Çalışma alanı ise; Organize sanayi bölgelerinin doğalgaz, içme suyu, atık su gibi altyapı işleri. Endüstriyel tesislerin doğalgaza, LNG ve LPG'ye dönüştürülmesi, endüstriyel tesislerin buhar, kaynar su, kızgın yağ, basınçlı hava, soğutma suyu, vakum vb. tesisatları, Isıtma, soğutma, havalandırma sistemlerini içeren mekanik tesisat işleri konuları.

Sayın Çağlayan’ı izledikten sonra kendisinden, ekonomide büyümenin sahada yansımasının değerlendirmesini rica ettim.

İlhami Bey, ekonomide, sanayide tüm gelişmeleri birebir yaşayan sanayici iş adamlarımızdan. “Sanayide büyüme rakamının beklentilerimizin üzerinde çıkmasını olumlu buluyorum. İmalat sektöründeki katma değerli ürünlerin artışı görülmesine rağmen istediğimiz noktaya gelebilmesi için teşvik politikaları gözden geçirilmeli.

Suriye ve Mısır olmak üzere Ortodoğu ülkelerindeki sorunların yanı sıra Avrupa ülkelerinin büyükçe bölümünde yaşanılan ekonomik sıkıntılar iş dünyasında terredütle izlenmekte.

Özellikle doğrudan yatırımcıların ülkemize gelmesinde, yeni yatırımların yapılmasında bu gelişmeler bir engel olarak görülmektedir.

İmalat sanayiinin, taahhüt sektörünün iş yaşamına başladığımdan bugüne kadar geldiği seviyelerin canlı şahidi ve içinde birebir yaşamış kişisi olarak ülkemizde ve kendi sektörümüzde son kırk yılda gelinen seviyemizle gurur duyuyoruz. Türkiye imalat sanayi ve ticaret hayatının temel taşı KOBİlerdir. Sanayide büyüme rakamlarının da gösterdiği gibi enerji ihtiyacı kalkınma hızımızdan fazla olduğundan, enerji yatırımlarının her tütüne ihtiyacımız vardır. Doğalgaz, kömür kombine çevrim santrallerine, hidroelektrik santrallerine, güneş, rüzgar santrallerine ve nükleer santrallerine yatırım ihtiyacımız devam edecektir. Burada vurgulamak istediğim bir konu da enerji yatırımlarında önemli holding şirketlerimizin enerjideki yatırımlarının yarısının yabancı ortaklarla yapılıyor olması düşündürücüdür.

Kurumlaşmış ve konusunda ihtisaslaşmış ölçeği belirli büyüklükteki şirketlerimizin yıpratılmadan faaliyetine devam edilmesinin sağlanması önemlidir. İmalat ve taahhüt, hizmet sektörlerinde taşaron firma tanımlaması ve işçi kıdem tazmınatları konusu

mutlaka ilgili piyasaları rahatlatacak şekilde düzenlenmeli, kayıtdışı çalışabilen sektörlerin (giyim, yiyecek gibi) haksız rekabeti önleme amacıyla kayıt altına alınması gerekir kanaatindeyim.

Bundan sonra özellikle iyi yetişmiş elemanlarımızı, dünya çapında şirketlerimizi sistemin içinde tutmak en büyük görevimiz olmalıdır.

Bunlar sayesinde dünya ticaret sisteminden pay alabileceğimizi bilmemizde fayda oalcaktır.

Ülke olarak popilist poltikalardan ve seçime endeksli faaliyetlerden kaçınmamız gelecek nesillere bırakacağımız en büyük miras olmalıdır.

Üniversitelerimizin Ar-Ge , inovasyon konusunda çalışmaları daha çok desteklenmeli , üniversite-sanayi işbirliğinden somut sonuçların alınması konusunda daha gerçekçi tedbirler ve teşvikler getirilmelidir. Özellikle kalifiye elemanların yetiştirilmesinde sanayinin istediği bilgilerle donatılan bir eğitim sistemi meslek okullarının hedefi haline getirilmelidir.

Örneğin, sertifika sahibi kalifiye eleman istihdamında zorluklarımız her geçen gün artmaktadır. Gerek işverenlerin gerekse çalışanların üzerindeki vergiler azaltılmalı böylece kayıt dışılığın önüne geçilmelidir.

Hukuki işlemlerde kolaylıklar sağlanmasını önemli görmekle birlikte kamu kuruluşları ve mahalli yönetimlerde bürokratik işlemler hala işletmelerin zamanını almaktadır.

KOBİ’lerin banka kredileri kullanılmasında hala sıkıntılar yaşanmakta özellikle iş yaptırdığımız taşeron firmalar teminat bulmakta, işletme sermayesi finansmanı temininde zorluklar yaşamaktalar. Ekonomik göstergelerdeki iyileşmelerden mutlaka KOBİ’ler de faydalanmalılar.”

İmalat sanayinde yıllardır iş yapan mühendis kökenli bir sanayicinin büyüme oranlarındaki artışlara ilişkin görüş ve iş yaşamındaki genel değerlendirmeleri özetle bunlar.

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar