Bir kitabı evlat edinin
Çok eski kitapların sayfalarının “zaman aşımına” uğrayarak parçalanmasını önleyecek bir “çamaşır makinesi” (!) icat edildi. Avusturya’da Graz ve Krems-Donau (Tuna) üniversitelerinde geliştirilen yöntemle eski kitaplar daha kolay korunabilecek.
Geçen yüzyıllarda kağıdın düzgün yüzlü olması, mürekkebi dağıtmaması için kağıt hamuruna şap (potasyum-alüminyum sülfat) eklenmeye başlanmıştı. Bugünkü sorunları bu yarattı. Şap, havadaki nemi çektiği için sülfürik asit oluşuyor. Selülöz kaynaklı kağıdı yavaş yavaş yakan, bu... Ayrıca böcekler, kurtlar, güveler, mantarlar da var...
Ar-Ge sonucunda, Graz’da magnezyum, kalsiyum, azot nanopartiküllerinden oluşan bir ortam geliştirildi. “Hasta kitap” metal bir silindir içine yerleştiriliyor. Nanoteknoloji, kitaba musallat olan asidi yok ediyor. Prototipi denenen yenilikçi bir buluş bu...
Dünyadaki büyük kütüphaneler bu sorunla yıllardır meşgul. AB Kültür Fonu desteğiyle, Avrupa Kitap ve Kağıt Restorasyon Merkezi Avusturya’da Horn kasabasında kuruldu. Viyana’nın 90 km kuzey batısındaki kasaba, Avrupa kitap yayıncılığında 500 yıldır kilit bir adresti. Bunun anısını korumak için merkez burada.
AB’nin 7’inci Ar-Ge Çerçeve Programı kapsamında 15 üniversite ve araştırma kurumu, nanoteknolojinin sadece basılı eserler değil, bütün eski eserlerin korunmasında nasıl kullanılabileceğini Nano for Art (Sanat İçin Nano) çalışmasıyla araştırdı. MIT Media Lab bilimcileri ise, çok eski kitapların sayfalarını bile açmadan terahertz radyasyon teknolojisiyle “okuma” yöntemi geliştirdi. Burada “sayfa” derken, eski yüzyıllarda kullanılan kalın parşömen kağıt anlamına (https://youtu.be/6i25SuJzb0A).
Kitapların (bilginin, verinin) korunması sorununda çok boyut var: En başlıcası parasal, sonra bilimsel yenilikçilik geliyor. Örneğin British Library (İngiliz Milli Kütüphanesi), sayfaları dağılmaya doğru giden gazete, dergi ve kitapların korunmasına bizzat halkın katkısını sağlayan mükemmel bir sosyal sorumluluk kampanyasını 30 yıldır sürdürüyor. “Bir Kitabı Evlat Edinin” diyerek halktan gönlünden ne koparsa bağışlamasını sağlıyor. 50 Sterlin verirseniz (200TL) bu para, yayına ilk yardım için kullanılacak. 200 verirseniz (800TL) yayının bilimsel onarımı başlayacak. Asitten arındırma, cildin düzeltilmesi, asitten koruyacak özel bir korunağa konulması gibi.
Daha da kalitesiz kağıda basılan eski gazeteleri korumak amacıyla British Library’nin muazzam Gazete Arşivi Londra’dan taşındı. Boston Spa adlı taşra kentinde özel yapım bir binada yeniden kuruldu. 53 bini aşkın gazete/dergi başlığı altında 664 bin cildin raf uzunluğu 32 km tutuyor. 470 bin kutu mikrofilm, 13 km uzunlukta rafta duruyor (2014 verileri). Günde 8 bin sayfa dijitale çevriliyor. Ama bu hızla, şimdiki koleksiyonun tamamen e-ortama geçmesi 188 yıl sürecek. Bu arada, koleksiyon ha bire artıyor.
Bu hazine karanlık, 15 derece serinlikte, sadece %15 oksijenli, nemi %55’de sabit havalı bir ortamda duruyor. Rafların yüksekliği 20 metre. Böyle bir yer insana değil, robota uygun. Robotlar, okuyucunun istediği cildi gidip alıp, okuma salonuna getiriyor. Burada, bizdeki gibi arşivde eski bir gazete/dergi cildinde, sayfaları kopuk, jiletle kesilip alınmış yamalı bohçayla karşılaşmanız sıfır olasılık.
Buraya aslında “medya arşivi” demek daha doğru: Yüzbinlerce radyo, tv, web kaydı da saklanıyor çünkü. Ayrıca, İngiltere’de yabancı dillerde yayınlanan gazeteler de. Bunların arasında, 1867-68’de Londra’da Ali Suavi’nin yayınladığı “Muhbir” (The Mukhbir) bile var. Namık Kemal’in başlattığı, Ziya Paşa’nın sürdürdüğü, 1868-70’de yayınlanan “Hürriyet” de British Library’de.