Bir karınca hikayesi...
Geçenlerde yurtdışı
müteahhitlik işleri
yapan bir dostumuz
bizimle bir hikaye
paylaştı...
Bir karınca hikayesi...
Biliyorsunuz, karınca
hikayeleri ibret
doludur...
En ünlülerinden biri
Lafontaine'nin
Ağustosböceği ile
Karınca masalıdır...
Dostumuzun aktardığı
hikayede de
Ağustosböceği var...
Ama bu hikaye farklı...
Bu sadece bir ibret
hikayesi değil...
Günümüzde sık
rastlanan bir yönetim
hikayesi...
Dostumuz, hikayeyi
sadece beğendiği için mi aktardı,
yoksa karınca üzerinden kendi
başına gelenleri mi bizimle paylaştı,
bilmiyorum...
Sormadık, o da söylemedi...
Neyse, biz lafı uzatıp, hikayenin
tadını kaçırmayalım...
Karınca her sabah erkenden işine
gelir, neşe içinde çalışmaya
başlardı...
Çok çalışır, çok üretir ve bunları
keyif içinde yapardı...
Patronu Aslan, Karınca'nın başında
yöneticisi olmadan kendiliğinden bu
kadar hevesle çalışmasına çok
şaşırdı...
Bir gün kârı ve verimliliği artırmak
için aklına parlak bir fikir geldi...
Eğer karınca başında bir yönetici
bile olmadan bu kadar üretken
olabiliyorsa, bir de başarılı bir
yöneticisi olsa neler yapardı...
Aslan, sadece düşünmekle
kalmadı...
Müthiş bir yöneticilik kariyeri olan ve
yazdığı raporlarla ünlü
Hamamböceği'ni işe aldı...
Hamamböceği, karıncanın çalıştığı
saatleri tam olarak ölçebilecekti.
İş saatlerinde gevşekliğe izin
vermeyecekti.
Hamamböceğinin, elbette
raporlarını düzenleyecek bir
sekretere ihtiyacı olacaktı.
Hem telefon trafiğini yönetmek hem
de arşiv işleri için ise Örümcek'i işe
aldı.
Aslan, çok memnundu...
İşler gelişiyordu...
Hamamböceğinin hazırladığı
raporlar harikaydı.
Hatta ondan üretim hızını ölçen ve
kârlılığı analiz eden renkli grafikler
de hazırlamasını istedi.
Böylece bu raporları ortaklarına
sunum yaparken kullanabilecekti.
Hamamböceği, bu raporları
üretebilmek için yeni bir bilgisayara
ihtiyaç duydu...
Tabii, bilgisayarı devreye
sokabilmek için donanıma...
Eh, artık artan ekipmanlar için de bir
bilgi işlem departmanı oluşturmanın
zamanı gelmişti.
Bu işleri idare etmek için de Sinek'i
işe aldı...
Aslan'ın memnuniyeti giderek
artıyordu...
Öyle ya, Karınca'nın bölümü giderek
büyüyordu...
Bölümü daha da
büyütmek üzere bir
üst yöneticiye ihtiyaç
olduğunu düşündü...
Ve bölüm başkanı
olarak başarıları ile
ünlü Ağustosböceği'ni
işe aldı.
Rahatına ve keyfine
düşkün
Ağustosböceği'nin ilk
icraatı ofisi rahat
edebileceği yeni
mobilyalarla döşemek
oldu.
En son model yeni bir
bilgisayarı da
masasına koydurmayı
ihmal etmedi.
Tabii, üst yönetici
Ağustosböceği'nin,
bütçe kontrol ve
stratejik verimlilik planı
hazırlaması için kişisel bir
yardımcıya ihtiyacı da vardı.
Bunun üzerine eski iş yerindeki
yardımcısı Tahtakurusu'nu işe aldı.
Bir zamanlar mutlu, rahat ve üretken
olan Karınca için artık işler
değişmişti...
Bu yeni işleyişten ve toplantı
düzeninden yılmıştı...
Evrak işlerinden bıkmıştı...
Zamanının büyük bir kısmını sorulan
soruları cevaplamak ve evrak işleri
yapmakla geçiriyordu...
Karınca'nın çalıştığı yer giderek
kimsenin gülmediği, neşesiz ve
mutsuz bir mekana dönüşmüştü...
Ağustosböceği, patronu
Aslan'ı bir şeyler yapılması
gerektiğine ikna etti...
Ortamın ruh halini değiştirecek bir
çalışma devreye sokulmalıydı...
Durumun vahametine ikna olan
Aslan, Karınca'nın bölümünde olup
bitenleri gözden geçirdi...
Üretim dramatik biçimde gerilemiş,
kârlılık düşmüştü...
Hemen harekete geçti...
Baykuş'u danışman olarak işe aldı...
Artık içi rahattı...
Son derece itibarlı ve iyi tanınmış bir
danışman olan Baykuş nasıl olsa
sorunu çözerdi...
Baykuş, Karınca'nın departmanında
üç ay geçirdi...
Gece, gündüz çalıştı...
Bu hummalı çalışmanın ardından bir
rapor yazdı...
Ciltler tutan muhteşem bir rapor...
Raporun sonucu şuydu:
"Departmanda aşırı istihdam"
vardı...
Aslan, raporun tamamını okuyamadı
ama yönetici özetini dikkatle
inceledi...
Şirketinde aşırı istihdam vardı...
Bu açık seçik ortadaydı...
Patron olarak bu gidişata dur
demeliydi...
Başkalarına istihdam sağlamak
adına kendisinin batmasına göz
yummayacaktı...
Dramatik bir karar verdi...
Ve elbette, ilk olarak...
Negatif tavırlarıyla dikkat çeken,
mutsuz ve çalışma isteğini
kaybetmiş olan...
Karınca'yı işten çıkardı!
Bilmiyorum, fazla söze
gerek var mı?