Bir kalkınmacı profesörün ardından
Alman İmparatorluğu döneminde 1915 yılında Berlin'de doğan Albert Hirshman çok maceralı maceralı bir yaşam sonunda 97 yaşında 10 Aralık 2012 tarihinde vefat etti. Kalkınma iktisatçısı Hirshman hakkında The Economist'te çıkan makale, İtalya'da Mussolini direnişlerine, İspanya'da iç savaşa, Fransa'da direnişlere katıldıktan sonra Amerika'ya yerleşip Latin Amerika'da kalkınma konusuna odaklanıyor. Önemli bir kalkınma iktisatçısı olarak yaptığı çalışmalar ve yazdığı kitaplar bugün bile önemle anılıyor.
Dostum Ali İhsan Karacan, geçen hafta yayınlanan "Algıda olumsuzluk yeni model dedirtiyor" yazımla ilgili aradı. O yazıda "Büyümenin ilk safhada vatandaşın algısı üzerinde olumsuz etkisi olabilir. Algıda kalkınma önemlidir" görüşüne yer verdiğim Prof. Albert Hirshman'ın "Nobel alması gereken bir kalkınma iktisatçısı olmasına karşın Nobel almadan geçen ay öldüğünü" söyledi. "Dengesiz büyüme" çalışmasının iktisat tarihine önemli katkı yaptığının altını çizdi. Kendisiyle ilgili ölümünün ardından The Economist'in yeni yıl sayısında bir yazı olduğunu da ekledi.
1915 yılında doğup 97 yaşında 2012 yılı Aralık ayında ölen Hirshman'ın The Economist'teki makalede yer alan ilginç yaşam öyküsünün bir özetini size sunarak onu birlikte anmak istedim:
10 Aralık 2012'de vefat eden Hirshman kalkınma ekonomisi alanındaki çalışmalarıyla tanınıyordu.
Berlin'de doğmuş, 1933'de 18 yaşında yahudi olduğu için Naziler'den kaçmış, Paris-Londra ve Trieste'de öğrenim görmüştü. Mussolini karşıtı gösterilere katıldıktan sonra, İspanya iç savaşında yer almış ardından Fransa'ya gidip orduda görev yapmıştı. Mülteciler için yeraltı demiryolunu organize etmişti. Fransa'nın çöküşü ile Amerika'ya göç etmiş, savaş sonrası Nurnberg Mahkemeleri'nde çevirmenlik yapmıştı. Latin Amerika'ya odaklanıp kalkınma ekonomisi çalışmaları yapması sonrası şöhrete kavuştu. Ekonomiyle yetinmeyerek başka alanlara yöneldi. Ekonominin alt dalları, siyaset bilimi ve düşünce tarihi konularında çalıştı. Hirshman hiçbir zaman büyük ölçüde hak ettiği ekonomide Nobel ödülüne layık bulunmadı. Bunun sebebi muhtemelen çalışmalarının sınıflandırılmasındaki güçlüktü. Buna karşın, Princeton University Press'ten, Jeremy Adelman'ın kaleminden 768 sayfalık biyografisi yayına hazırlanıyor.
Hirshman'ın 1970 yılında yayınlanan bugün hala önemsenen kitabı "Çıkış, Ses, Sadakat: Şirketler-Organizasyonlar ve Devletlerde Gerilemeye Yanıtlar" ismini taşıyor. Hirshman insanların hayal kırıklıklarına iki farklı tepki gösterdiklerini belirtiyor. Ya "çıkmak" ya da "ses yükselterek duyurmak" isterler. Amerika'da hep varsayılanlar bunlar olmuştur. Bu ekonomide de böyle olmuştur. Nitekim kitabını yayınlamasının ardından Şikago ekolünden Milton Friedman ve arkadaşları "Çıkış imparatorluğunu" başka alanlara yaymakla meşguldü. Friedman'a göre "Eğer kamu okulları ve kamu toplu konut projeleri çökmüşse insanlar buraları terketmeye teşvik edilmeli"ydi.
Hirshman, Nijerya'da berbat bir tren yolculuğunda çıkış kültürüyle ilgili bazı düşüncelere ulaştı. Mesela bu bazen statükoyu devam ettirebilirdi. Diktatörler en cüretkar eleştirmenlerinden kurtulunca daha uzun süre iktidarda kalabilirlerdi. Tekellerin en huysuz müşterileri yeni alternatif bulurlarsa daha rahat ederlerdi. Bu Hirshman'ı o demiryolu seyahatinde şu sonuca vardırdı: "Ülkenin demiryolu hizmetleri, eleştirilerini en yüksek sesle dile getiren müşterilerinin otoyolları tercih etmeleri ile daha da kötüye gidiyor. Yani çıkış tercihi aynı zamanda gerilemeyi de güçlendirebilir. Hirshman bu sonuca bağlı olarak "çıkış tercihinin" en kötüyü yaratmasına duyduğu endişesini belirtiyor.
Görüşleri hala yön göstericilik taşıyan Hirshman'ı ölümü nedeniyle anarken, toprağı bol olsun diyorum...
KUTLAMA:
Ekol dergisinde Denizli Sanayi Odası'nın 40 yaşına bastığını öğrendim. Anadolu'da Eskişehir'den sonra kurulan ikin sanayi odasını kutlarken kurucu öncüsü Feridun Alpat'a sağlık, bugünkü başkanı dostum Müjdat Keçeci'ye başarılar dilerim.