Bir Japon, bir Amerikalı, bir de Çinli Türkiye’de nükleer santral için buluştu
2012 yılında Japon teknoloji devi Toshiba, Türkiye’de yapılacak nükleer santral projesinde olmak istediğini açıkladı. 2014’te nükleere Asya’dan bir başka dev; Çin’den bir talip daha katıldı. Bu yılın başında da ABD’li Westinghouse Yönetim Kurulu Başkanı’ndan geldi benzer ilgi. Westinghouse Başkanı Danny Roderick Washington’da bu yıl nisan ayında düzenlenen Nükleer Güvenlik Zirvesi’nde “3’üncü santrale talibiz. 20 milyar dolar yatırmaya hazırız” dedi.
İşte bu 3 ülkenin 3 önde gelen teknoloji devi bir araya geldi. Geçen haftanın son gününde ortak bir takım oluşturan bir Japon, bir Çin ve bir ABD’li dev, Türkiye’deki nükleer santrali projesinde ortak çalışmak için düğmeye bastı.
17 milyar dolarlık proje
Ortak çalışacak devler Japonya’dan Toshiba, ABD’den Westinghouse ve Çin’den State Power Investment Corporation- SPIC (Çin Devlet Enerji Yatırımları) olacak. Japon medyasında da yer alan bilgilere göre 3’lü dev Türkiye Hükümeti ile de görüşmeleri 2017 içinde tamamlamayı planlıyor. 2 trilyon yen yani 17 milyar dolar olarak tahmin edilen 3’üncü nesil 4 reaktörün yer alacağı santral hakkında konuşan Westinghouse Başkanı Roderick, Çin tarafının özellikle fon sağlama konusunda destek olacağını belirtiyor. Toshiba ve Westinghouse hakkında bilginiz vardır ama Çinli şirket hakkında kısa bilgi vermekte fayda var. Hong Kong ve Çin borsalarında hisseleri işlem gören SPIC, Japonya’dan Brezilya’ya 36 ülkede faaliyet gösteriyor. Bu ülkelerde 107 GW enerji kapasiteli projeleri bulunan firmanın toplam varlıkları 775 milyar yuan yani 116 milyar dolar. Çinli şirketin çalışan sayısı da 140 binin üzerinde.
Yapı Merkezi’nden Senegal’e 373 milyon euroluk tren projesi
Dünya müteahhitler liginde iki ülkenin yıllardır devam eden mücadelesi söz konusu. Biri ilk sıradaki Çin, ikincisi de onu gölge gibi takip eden Türkiye.
Veriler de bunu gösteriyor. Uluslararası inşaat sektörü dergisi ENR’nin (Engineering News Record) yaptığı ‘Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhiti’ araştırmasında 65 firma ile ilk sırada yer alan Çin’i 42 şirket ile Türkiye takip ediyor. Bu rekabetin en fazla yaşandığı bölge ise bir kaç yıl öncesinde Körfez Bölgesi’ydi. Ancak son dönemde Çin-Türkiye arasındaki inşaat savaşı Afrika’ya kaymış durumda. Birçok projenin ihalesinde kıyasıya rekabet eden Çin ve Türk şirketleri için Afrika’da ise en yoğun rekabet demiryolu projelerinde yaşanıyor.
Çin ve Türkler Afrika’da yarışıyor
2015 yılında kıta genelinde ülkeler, demiryolu projelerine 131 milyar dolar harcadı. 2025 için ayrılan bütçe 200 milyar doların üstünde olacak. Söz konusu tamamlanan ve devam eden projelerin büyük kısmında ise Çinli şirketler var.
Örneğin Afrika’nın en büyük projesi olarak açıklanan 13.8 milyar dolarlık demiryolu hattı... Proje; Kenya, Ruanda, Uganda, Brundi ve Güney Sudan’ı bir birine bağlamak üzerine kurulu.
Rekabet demiryolunda başladı
Bilindiği üzere Türk müteahhit firmaları özellikle Hindistan, Ukrayna, Polonya gibi ülkelerin metro- tren projelerinde başarılı işlere imzalar atmıştı. Doğuş İnşaat Hindistan’da- Mumbai Metrosu, Gülermak Polonya’daki Varşova Metrosu, Limak Ukrayna’da Dnipro Metrosu, STFA ise Yapı Merkezi ile birlikte Katar’daki Doha Metrosu projelerini üstlenmişti. Bu firmalar arasında en dikkat çekeni ise Yapı Merkezi. Dubai Metrosu projesini de üstlenen Yapı Merkezi’nin son dönemde gözde pazarı Çin ile rekabetin yoğun yaşandığı Afrika. Etiyopya’da 1.7 milyar dolar tutarındaki 398 kilometrelik Awash-Weldiya Demiryolu Hattı Projesi’ni yapan Yapı Merkezi 2015’ten sonra Afrika’nın sahra altına inme kararı aldı ve geçen hafta bu çalışmalarına Senegal’i de ekledi.
Yapı Merkezi’nin Fransız Eiffage adlı firmayla üstlendiği başkent Dakar’da Blaise-Diagne adlı iki bölgeyi birbirine bağlayacak hızlı tren hattının temel atma töreni 14 Aralık’ta gerçekleştirildi. Törende konuşan Senegal Devlet Başkanı Macky Sall, çalışmanın 373 milyon euroyu bulacağını açıkladı. Projede trenler, saatte 160 kilometre hız yapabilecek. 41 ay sürecek projenin uzunluğu ise 55 kilometre olacak.
‘Afrika’da 8 milyar dolarlık proje üstlendik’
Kara Kıta’yı demir ağlarla örme çalışmalarının son dönemde hızlandığını söyleyen Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün, Türk firmaları yurtdışında yaklaşık 13 milyar dolarlık raylı sistem projesi ürettiğini söylüyor. Bu projelerin yarıdan fazlasının Afrika kıtasında olduğunu anlatan Yenigün’ün verdiğini bilgilere göre, Afrika’da üstlenilen raylı sistem projelerinin tutarı 8 milyar dolar. Cezayir, Fas, Libya bu işte öncü olurken, son dönemde Sahra Altı öncelikli bölge durumunda. Mapa’nın Cezayir’de üstlendiği 1 milyar dolarlık Tlemcen- Akkid Abbas Çift Hatlı Demiryolu İnşaatı Projesi, Özgün İnşaat’ın Cezayir’in çeşitli bölgelerinde üstlendiği toplam 662 milyon dolarlık demiryolu projeleri, Polat İnşaat’ın Fas’ta üstlendiği 95 milyon dolarlık demiryolu projeleri bunlardan bazıları. Güriş, Metiş, Alarko, Eser gibi inşaat şirketleri de irili ufaklı çalışmalarda Kuzey Afrika’nın demir yollarının inşaatında görev alan Türk firmaları.
Savaşın mucizesi: Caterpillar
Şimdilerde kullandığımız birçok ABD’li marka için 2’nci Dünya Savaşı bir milattır. Savaş ekonomisine dönen ABD’de otomotiv şirketlerinden piyano üreticilerine birçok firma gerçek işlerinden sıyrılıp bu dönemde askeri ekipman üretimi yaptı. ‘Savaş Harikası’ adı verilen bu dönemde birçok marka küreselleşme sürecini de yaşadı. Bunlar arasında en dikkat çekenlerinden biri Caterpillar oldu. 1800’lü yılların sonunda Holt Biraderler tarafından kurulan Holt Manufacturing Company adlı şirket tarlada karık açma işi yapan buharlı traktör geliştirerek sanayi dünyasına adım attı. Kardeşlerden en küçüğü Benjamin Holt, ürettiği yeni aracını Charles Clement adlı fotoğrafçıyla tanıtmak istiyordu. Fotoğrafçı Clement, yeni aracın hareketlerini Tırtıl’a benzetti ve ona Caterpillar adını verdi.
‘Zaferin en büyük katkısı buldozerlerin’
1925’te en büyük rakibi C.L. Best Tractor adlı firmayla birleşen şirket en fazla tanınan aracının adını aldı: Caterpillar Tractor Company. Yerel anlamda hızla büyüyen şirket, ABD ordusuna yönelik araç geliştirmeye başladı 2’nci Dünya Savaşı sırasında. Önceleri bomba araçları, dizel motor üretimi yapan şirket, Asya’daki ormanlık arazilere yönelik buldozerler üretti. Güney Pasifik Müttefik Donanması Komutanı Amiral William Halsey, “Pasifikteki zaferimizde en büyük katkı buldozerlerindir” diyerek Caterpillar’ı işaret etti. Uçak pistleri, siperler, yol açımı… Hepsinde Caterpillar, tanklardan daha fazla iş görür hale geldi. Savaşın sonunda geride bırakılan Caterpillar araçları öyle beğenildi ki, yeni fabrikalar ve ürünler için ülkelerden talep yağdı. Şimdilerde 130 bin çalışanı, 70 milyar dolara yakın cirosu olan Caterpillar, savaş sonrasının harikalarından biri olarak anılıyor.