Bir ihracat artırma ve markalaşma modeli: Turqualitiy

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

 

 

 
Turquality denizlerle çevrili ülkemizin hakim rengi Turkuazdan türetilmiş bir ihracatı artırma ve uluslar arası marka yaratma projesi. Bu yolda 2006'dan bu yana her yıl artın sayıda firmaya çok yönlü destekler veriliyor. Dünyada ilk kez ülkemizde yaratılıp uygulanan bu firma destek programı geriye dönüp baktığımızda başarılı sonuçlar vermiş bir program. O nedenle geliştirilerek sürdürülmesi gerekir.  
Turquelity dünyada ilk kez ülkemizde uygulanan bir ihracat ve uluslarası markalaşma destek programı. 10 yılda 10 dünya markası yaratılması ve ihracatın artırılması amacımla gündeme alınan bir proje.  
Bu proje 1999 yılında Dış Ticaret Müsteşarlığı döneminde Kürşat Tüzmen tarafından hazırlanıp bakanlığa sunuluyor. Ancak, önemsenmeyince rafta kalan projeyi Tüzmen 2002 yılında bakan olunca gündemine alıyor. 2004'te işlerlik kazandırılan projenin ilk destekleri yurt dışındaki üç modacımız, Dice-Kayek, Atıl Kutoğlu ve Hüseyin Çağlayan oluyor. Onların Paris, Londra ve New-York'taki defileleri Turquality tarafından destekleniyor. 2006 yılındaki Turquality tebliğinin yayınlanmasının ardından destek için başvuran firma sayılarında önemli artışlar oluyor. 2006 yılında 33 şirketin 36 markası başvuru yaparken, her yıl başvuru sayıları artarak devam ediyor 2011 yılında 85 firmanın 97 marka için başvuru yaptıkları görülüyor. 
Başlangıçta daha çok tekstil firmalarının başvuruları önde olduğu için hem Atina Moskova gibi kentlerde mağaza açma başarısını gösteren firmalar da Colins, İpekyol, Mavi gibi tekstil-konfeksiyon firmaları oluyor. Turquality içersinde yer alan firmalar diğerlerine göre 3-4 kat artan bir ihracat potansiyeli elde ediyorlar. Ayrıca, uluslararası markalaşma açısından da önemli mesafe katediyorlar. Tekstil-konfeksiyor firmaları dışında Bako gibi Ar-Ge'ye ağırlık veren firmalar da zaman Turquality programından yararlandılar. 2012 yılında verilen 31 milyon liralık Turquality desteği, 2006 yılında verilen desteğin 8 katı. Desteklerden yararlanan toplam firma sayısı ise 835. Ancak, 4 yıllık marka destek programını tamamlayan firmaların ilk başvuruların yüzde 15'i seviyesinde kaldığını belirten uzmanlar, bunu bazı firmaların başvuruyu "Günü kurtarmak için" yapmalarına bağlıyorlar. Bazı firmalar içersinde başvuru sonrası istenen disiplinli çalışmaya karşın firma içersinde "Yeni iş çıkmasını istemeyen" kadroların direncinin neden olduğunu söylüyorlar.   
Program içersinde içersinde yer alan firmalar Fuar, Ofis, Mağaza, Reklam, eleman, Ar-ge ve Uluslar arası Marka yaratma desteklerini aldıkları için hızlı gelişme sağlayabiliyorlar. Yurt dışı mağaza ağları kurabiliyorlar ve 1 milyar dolar değer biçilen uluslar arası marka olma yolunda gelişme sağlayabiliyorlar.
Turquality Programında yaşanan bir olumsuzluk da 2009 yılında kriz döneminde firmaların hak ettikleri ödemelerde 6 ay süren gecikmeli dönemin yaşanması oldu. O dönemde de bazı firmalar markalaşma çalışmalarında yollarına devam edemediler.
Arkadaşımız Gamze Şener'in haberinde on yılda ihracat desteklerinin yüzde 168 oranında artışla 252  milyon liradan 676 milyon liraya yükseldiği 2011 yılında 104 milyon olan fuar desteğinin 2012 yılında 138 milyon liraya çıktığı ve desteklenen firma sayısının da 10 bin 740'a ulaştığı bilgileri bakanlık verilerine göre yer alıyor. 2012 yılındaki tebliğ ile marka desteğine kısıtlama geldiği 4 yılda Tunquality hakkını elde edemeyenlerin marka desteği alamayacakları belirtiliyor.
 Bir Türkiye modeli olarak uluslar arası markalaşma ve ihracatı artırma amaçlı Turquality çalışmaları 2006 yılından bu yana destekleri artarak devam ederken, hem ihracat artışında önemli yararlar sağlayan bir program oldu. Hem de birçok firmamızın uluslar arası marka olma yolunda ilerlemesine yol açtı. O nedenle Turquality projesinin geçmiş dönemle ilgili bir değerlendirmesini yapıp, geliştirilerek sürdürülmesi gerekir. Hem uluslar arası markalaşma, hem de ihracatı artırma açısından buna ihtiyaç vardır…
 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar