Bir GSM şirketi serüveni...
Bir türlü anlayamıyorum neden küçük oyunlar yapılarak vatandaşın cebinden "haksız kazanç"lar sağlanılmak isteniyor. Bu, yalnızca ülkemize özgü bir durum sanırım... Uluslararası şirketler bile Türkiye'ye geldikten sonra bu âdete uyuyor, sözleşme oyunlarıyla fazladan paralar kazanmaya çalışıyorlar.
Özellikle de sözleşme bitiminde veya yenilenmesinde görülüyor bu durum. Minik harflerle hazırlanmış 30-40 maddelik sözleşmelere yerleştilen maddeler, kurum lehine uygulanıyor ve dikkat etmeyenlerin keselerinden haksız kazançlar elde ediliyor.
Gazetelerin tüketici köşelerinde böyle bir haber çıkmadığı gün geçmiyor, hatta benzer olaylar başlarına gelen gazeteciler, yazılarında anlatıyorlar. Ben, isim vermek istemiyorum, çünkü herhangi bir gazeteyi açarsanız, mutlaka böyle bir haberle karşılaşacaksınızdır, aslında sizin de başınıza gelmiştir büyük olasılıkla da sineye çekmişsinizdir...
Ben de "lânet olsun" deyip kabullendim fazladan ciddi rakamlar ödemeyi...
Bakın nasıl gelişti bu olay:
Çalıştığım cep telefonu operatörlerinden birinden bir yıllık sözleşme ile aldığım akıllı telefonun aidatları, kasım ayında bitiyordu. 12 takside bölünmüş, her ay kredi kartımdan tahsil edilmişti. Konuyu danıştığım yetkili bayileri, şu tarihten itibaren sözleşmeniz sona eriyor, demişlerdi. Bu ne demekti, ben taksitleri ödemekten kurtulmuştum. Ya da öyle sanıyordum!
Aralık ve Ocak'ta o şirketin hattını hiç kullanmadım, bir başka şirketin daha avantajlı olanını kullanmaya devam ettim. Şubat başında, tesadüfen bir bankadaki hesabımı kontrol ederken, o GSM şirketinin, sözleşme yapmadan önce verdiğim normal ödeme talimatından tahsilatlar yapmaya devam ettiğini ve aynı taksitlerin bu kez oradan çekildiğini fark ettim.
Hemen cep telefonu şirketini aradım, bana, imzaladığım sözleşmede şöyle bir madde olduğunu söylediler:
Eğer ben iptal etmezsem, aynı para alınmaya devam edermiş, çünkü o cihazın değil, yalnızca konuşmanın parasıymış alınan! Peki, sözleşme bittiğinde beni niye bir mesajla olsun uyarmadılar. Kıvır zıvır şeyler için her gün en az iki-üç mesaj atıyorlar... Neyse, sonuçta ben iptal başvurusu yapmadığım için tahsilat sürüyormuş. Yani ben bir yıl sonra fark etsem, bir yıl daha sürecek... Ve o an değil, ancak hesap kesim tarihinde başka bir tarifeye geçebilirmişim.
Ama iki ay o telefonu hiç kullanmadım, bilseydim kullanırdım veya gittiğim yetkili bayilerle sözleşmem bitiyor konuşmalarında ya da taa en başta sözleşmeyi yaparken hiç uyarmadılar falan fayda etmedi.
Bir hukukçu olarak o "sözleşme" ile bağlı olduğumu biliyordum, yapacak bir şey yoktu, sineye çektim.
Bu arada, o hattı bir arkadaşıma verdim boşa ziyan olmasın, kullanılsın bari diye. Hesap kesim tarihinden birkaç gün önce de ödediğim yüksek paranın daha altında bir tarifeye geçmek için yine bir yetkili bayiye gittim.
Buradakiler, bana öyle demediler diye uyarmama rağmen o gün hemen yeni tarifeye geçebileceğimi, hesap kesim tarihine zaten birkaç gün kaldığını, o gün atacağım imzanın yeni ayla birlikte geçerli olacağını söylediler ve imzaladım.
İşte dananın kuyruğu burada koptu.
Birkaç gün sonra gelen bir mesajla öğrendim ki, sözleşme yaptığım gün, içinde ücretsiz konuşma haklarımın bulunduğu sözleşme iptal olmuş; yeni tarife başlamış ve iki sözleşmenin parasını da istiyorlar benden...
Ama bir güzellik de yapıp! yalnızca hesap kesim tarihine kadar olan 3-4 günlük parayı alacaklarmış...
Yani ben, yine uyarılmadığım için, aynı hatta bu kez iki defa para ödüyorum... Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuşum... Bari bundan şikâyetçi olayım, başıma gelenleri, bu arada bayilerin cahilliğini anlatayım, dedim, GSM şirketini aradım, dikkate alacaklarını söylediler. Birkaç gün sonra üst perdeden konuşan bir hanım aradı o şirketten, durumu bir kez daha anlamak istedi, bu arada şikâyetimin değerlendirildiğini yine "yüce bir kat"tan arar tonuyla söyledi.
Ben de kahramanlık yaptım, siz kim oluyorsunuz, ben hepsini öderim, kendime böyle üstten konuşturmam dedim ve bir GSM şirketi serüveni böylece sona erdi...